her şey dünya dışı misafirlerini geldiklerinde korumak ve bizlere çok tehlikeli bir hastalığı bulaştırmak içindi. | Open Subtitles | كان سيصبح طريقتك لحماية ضيوفك من الفضاء الخارجي عندما يصلون ويطلق عنان مرض مروّع علينا |
Beni yatak odasına taşıyıp misafirlerini yolcu etmeye gitmiştin. | Open Subtitles | حملتني لغرفة النوم، وذهبت لتوديع ضيوفك. |
Ya da belki de misafirlerini çaktırmadan mahvetmeyi tercih ediyorsundur. | Open Subtitles | أو ربما تفضل أن يتدمر ضيوفك في صمت ؟ |
Juan Antonio misafirlerini öğle yemeğine çıkardı. Sanat ve aşk hakkında sohbet ettiler. | Open Subtitles | خوان أنطونيو أخذ ضيوفه للغداء ناقشا الفن و الرومانسية |
Şimdi aşağıya in ve misafirlerini karşıla. Onlara gerçek yüzünü göster. | Open Subtitles | لنذهب بأسفل ونرحّب بضيوفك وأُريهم حقيقتك |
misafirlerini etkilemek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انك تريد اثارة اعجاب ضيوفك |
misafirlerini içeri davet etsene. | Open Subtitles | ادعُ ضيوفك إلى المنزل |
misafirlerini aşağılamamanı salık veriyorum. | Open Subtitles | أنا أقترح ألا تهين ضيوفك |
Margie, misafirlerini çalıyorum. | Open Subtitles | -مارجي سأسرق ضيوفك |
Muhteşem peçete origamileriyle misafirlerini memnun ederdi. | Open Subtitles | يصنع مناديل رائعة بفن الأوريغامي والتي تباغت وتبهج ضيوفه |
Kocanı sev, hizmetkârlarını gözet, misafirlerini el üstünde tut. | Open Subtitles | فلتحبي زوجكِ، وتفقدي حالك خدمك، واعتزي بضيوفك. |
misafirlerini hoş geldin etme şeklini değiştirmelisin. | Open Subtitles | يجب عليك ان ترحبِ بضيوفك. |