Bilmiyorum belki de sadece doğru bir motivasyonu bulması gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعلم. أظن انه يحتاج فقط أن يجد الدافع الصحيح |
Bu onun kendi motivasyonu olabilir mi? | Open Subtitles | هل يعقل أن يكون هذا الدافع وراء أعمالها ؟ |
Bombacının motivasyonu siyasiyse kürtaj klinikleri gibi sembolik bir hedef olabilir. | Open Subtitles | هناك دافع سياسي للمُفجّر يقوم ببيان بواسطة إختيار هدف رمزي مثل عيادة إجهاض |
motivasyonu sağlam ama kamerada sadece bir saldırgan var. | Open Subtitles | حسنا,ذلك دافع قوي للغاية لكن قائدك قال أن كاميرا السير أظهرت معتد واحد فقط |
Burton'un ihmal ettiği bir kaç düzine trafik cezası varmış yani bağış yapmak için zaten motivasyonu vardı. | Open Subtitles | حول بيرتون كان يستدعي من التجار العشرات انه يغض النظر لِذا كان دافعه جعلهم يتبرعون |
Bir kadın doğru motivasyonu olursa bir erkeği kolaylıkla öldürebilir. | Open Subtitles | المرأة بوسعها قتل أيّ رجلٍ ما إذا توفر الحافز المناسب. |
Birincisi, motivasyonu harici olarak sağlayabilmektir. Bu eğitim sisteminde yatırımın bir geri dönüşü vardır. | TED | الاول هو توفير حافز خارجي فيجب ان يشعر المتعلم ان من تعليمه سوف يحصل على مردود لاحقا |
Rekabet, yanında her zaman başarı motivasyonu getirir. | Open Subtitles | مع التنافس يأتي دائماً الدافع لتحقيق النجاح. |
Yani iyi haber motivasyonu arttırmak o kadar da zor görünmüyor. | TED | فالأخبار الجيدة إذاً أن إضافة الدافع ليس بالأمر الصعب . |
Şimdi bütün bunlar negatif motivasyon ya da negatif motivasyonu ortadan kaldırma ile ilgiliydi. | TED | إذا هذا كله فيما يتعلق بالدافع السلبي أو القضاء على الدافع السلبي . |
Düzenleme karakter motivasyonu ile motive edilir. | Open Subtitles | والآن فإن البناء جاء نتيجة رد فعل الشخصية على الدافع... |
Kendine antreman yapabilecek motivasyonu sağla yeter. | Open Subtitles | فقط سيمنحك الدافع لتمرين أكثر صعوبة |
Kendini yaralamama sağlığa zararlı davranışlardan kaçınma problematik davranışlarda gözle görülür azalma değişme motivasyonu yıkıcı davranışlardan kaçınma. | Open Subtitles | أن لا يؤذي نفسه وأن يبتعد عن الأفعال الغير صحيحة وأن تنخفض مشاكله السلوكية وان يكون لديه دافع للتغيّر |
Belki şüphelinin motivasyonu kişisel değil işle alakalıdır. | Open Subtitles | للقاء المستثمرين المحتملين ربما دافع الجاني مرتبط بالأعمال وليس شخصيًا |
Christopher Dorner'ın motivasyonu LAPD'den kovulmasıydı. | Open Subtitles | الإسترداد كان دافع كريستوفر دورنر لعزله من قبل شرطة لوس انجلس |
Belki yeni motivasyonu budur. | Open Subtitles | ربما هذا هو دافعه الاساسى الجديد |
Adamın motivasyonu ne peki? | Open Subtitles | ما دافعه المتوقع في رأيك؟ |
Asıl motivasyonu o. | Open Subtitles | هذا دافعه الاساسى |
Evet? Heike Musa: Herkese merhaba, ben Heike, ve sanırım bu içsel motivasyonu öldürür, kitap okumak isteyen bir çocuğu düşünürsek, ona sadece para ödeyerek, bu güdüyü ortadan kaldırırsınız, yani bu davranışı değiştirir. | TED | هيكي موسى: مرحباً بالجميع، أنا هيكي، و أعتقد أنها تقتل جوهر الحافز، فالنسبة لذلك الطفل، اذا أردت أن تقرأ، فعليك أن تستبعد هذا الحافز عبر الدفع لهم، بحيث يغيّر السلوك. |
Rol motivasyonu tam olarak geliştirilmedi. | Open Subtitles | الحافز الشخصى لم يعد بالكامل |
Görünüşe göre sana doğru motivasyonu sağlayamadım, şimdi bunu senin için kolay hale getireyim. | Open Subtitles | حافز صحيح لذا سَأُسهّلُ هذا لك |
İnsana uygun motivasyonu verirsen neler yapacağını tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | بإعطاء المرء حافزاً مناسباً لا يمكن التنبّؤ بما قد يفعله |