MS: Fakat sizce bu satış, film yüzünden mi, yoksa benim yüzümden mi zor bir satış? | TED | مايكل : ولكن هل هو بيع صعب بسبب الفيلم أم هو بيع صعب بسببي أنا؟ |
MS: Ve burada olduğu gibi, teker teker, tüm bu şirketler aniden kayboldular. | TED | مايكل : وهكذا، واحد تلو الآخر كل هذه الشركات اختفت فجأة |
MS. 316'daki ilk savaş beraberlikle sonuçlandı. | Open Subtitles | الحرب الأولى عام 316 ميلادية كانت غير حاسمة. |
Bu da MS'den başka bir hastalık olduğu anlamına geliyor. Bu bize ne anlatıyor? | Open Subtitles | تعني أنه شئ آخر غير تصلب الأنسجة بم يخبرنا؟ |
Bu onu aşağı yukarı MS'in iki katı kadar yaygın yapıyor. | TED | أي ضعف عدد المصابين بمرض التصلب المتعدد. |
MS: Şimdi, teşvikten yana birisi var mı bakalım, bunun denemeye değer olduğunu düşünen biri, | TED | مايكل: الآن، لنرى اذا كان هناك شخص مؤيد، يعتقد أن الأمر يستحق التجربة. |
MS: Bir delikten diğerine yürümek? | TED | مايكل: لكن ماذا عن السير من حفرة لحفرة؟ |
MS: Saha içinde yürümek maçın bir unsuru değil mi? | TED | مايكل: السير في الملعب ليست جزءاً من لعبة الغولف؟ |
MS: Buna karşı yanıtların nasıl olacağını düşünüyorsunuz? | TED | مايكل : ماذا سيكون الجواب في اعتقادك؟ |
MS: ... Pek de olumlu bir anlama gelmiyor bu. | TED | مايكل : المعنى لا يدعو للتفاؤل |
MS: "Kamerayı kapat" deyişinin kayıt-dışı bir görüşme yapalım anlamına geldiğini düşünmüştüm. | TED | مايكل : أعتقدت " أغلق الكاميرا" بمعنى لنتكلم بدون تسجيل المحادثة |
Bu, 750 ile MS 1258 arası İslam imparatorluğunu yöneten ailenin adıdır. | Open Subtitles | في الملعب العبّاسيين، إنه اسم العائلة التي حكمت الإمبراطورية الإسلامية من 750 إلى 1258 ميلادية |
Ticaret; yaklaşık MS 700'den itibaren metal işçilerine, cam üfleyicilere, seramik sanatçılarına ve mümkün olan her tür zanaatkâra büyük bir talep yaratarak patladı. | Open Subtitles | ازدهرت من عام 700 ميلادية صانعة مطلباً هائلاً للحدّادين ونافخي الزجاج وصناع البلاط، وجميع الحرفيين |
MS 700'lerle beraber,İslam İmparatorluğu, seri üretime yönelik ilk adımları atıyordu. | Open Subtitles | ،بحلول عام 700 ميلادية الإمبراطورية الإسلامية كانت تخطو الخطوات الأولى نحو الإنتاج الشامل |
MS olmaması pek de iyi bir haber değil. | Open Subtitles | حقيقة أن ليس لديه تصلب الأنسجة إنه خبر رائع |
Şoklar, MS'in erken klinik belirtisi olan Lermitte'yi işaret ediyor olabilir. | Open Subtitles | قد تدل الصدمات على داء "ليرميت" علامة مبكرة على تصلب الأنسجة |
Etkileyici. Eğer bir tümör değilse, o halde MS olmalı. Wilson, bu olasılığı çoktan eledi. | Open Subtitles | مذهل، إن لم يكن ورماً فلا بد أنه تصلب الأنسجة |
CAT taraması ve MRI beyin lezyonlarını keşfedene kadar MS hastalığına histeri felci diye yanlış tanı koyulabilirdi. | TED | تم تشخيص التصلب المتعدد بالشلل الهستيري إلى أن ساعدت الأشعة المقطعية والرنين المغناطيسي باكتشاف الخلل الدماغي. |
MS veya vasküler problemler daha uygun. | Open Subtitles | التصلب المتعدد أو المشكلة الوعائية تناسب الأعراض أكثر |
Tamam, MRI çekin, MS kontrolü yapın. | Open Subtitles | حسناً قم بمسح بالرنين، وتحرّ التصلّب المتعدّد |
İskandinav ırklarında MS yaygındır. | Open Subtitles | الاسكندنافيون لديهم استعداد أكبر للإصابة بالتصلب المتعدد |
Chase MS, Taub fiziksel travma. | Open Subtitles | تشايس)... تصلّب متعدد) تاوب)... |
MS 9. yüzyılın ikinci on yılında, Me'mun, bilim adamlarını dünyanın yeni bir haritasını yapmakla görevlendirdi. | Open Subtitles | في العِقد الثاني من القرن التاسع الميلادي أمر "المأمون" برسم خريطة جديدة للعالم |
MS immün sisteme saldırır. Sistem olmazsa semptom da olmaz. | Open Subtitles | يهاجم التصلب المتعدّد الجهاز المناعيّ وعدم وجوده يعني لا أعراض |
Ben hastalıktan bahsediyorum, MS'den. | Open Subtitles | *."أنا أتكلم عن مرض "م.ت مرض التصلب العصبي المتعدد* يا للمسيح. |
Ama bir yandan da seni MS hasatası yapabiliyor. | Open Subtitles | لكن هو ايضاً سوف يصيبك بمرض التصلب اللويحي |
Çünkü MS konusunda uzlaşmaya varabilmiş değiliz. | Open Subtitles | لأننا غير متفقين على إن كان تصلب أنسجة مضاعف أم لا |