ويكيبيديا

    "mutluluğu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السعادة
        
    • السعاده
        
    • بالسعادة
        
    • سعادته
        
    • للسعادة
        
    • سعادتها
        
    • سعادتي
        
    • البهجة
        
    • بهجة
        
    • السعيد
        
    • سعادتهم
        
    • بسعادة
        
    • السّعادة
        
    • سعادتى
        
    • وسعادة
        
    Hayata şeyinle bakman beni hiç ilgilendirmez ama Tiina mutluluğu hak eden biridir. Open Subtitles لا يهمني إذا كنت تعتقد أن لديكم ديك ، ولكن تينا تستحق السعادة.
    Tam aşkı, mutluluğu ve güveni bulmaya başlamışken bunlar olmak zorunda mıydı ? Open Subtitles هكذا عندما بدأت أسلك درب السعادة والأمان وأرى الحب يحصل هذا الآن ؟
    Bazen mutluluğu ararken, hayatın ne anlama geldiği hakkında kafa yorarsınız. Open Subtitles فى بعض الأحيان وخلال سعيك لتحقيق السعادة تتفكّر في معنى حياتك
    Mutluluk hepimizin istediği bir şeydir bu yüzden mutluluğu ararız. Open Subtitles .. السعادة .. شئ نريده جميعاً لذا، فنحن نبحث عنه
    Bir de bazıları vardır ki, mutluluğu aramayı bırakır. çünkü bir gün hep karşılarında duruyor olduğunu fark ederler. Open Subtitles ولكن يوجد أولئك الذين توقفوا .. عن البحث عن السعادة .. لأنهم اكتشفوا ذات يوم أن سعادتهم أمامهم ..
    İkiniz arasında her ne oluyorsa, umarım, hak ettiğin mutluluğu bulursun. Open Subtitles مهما كان ما يدور بينكما أتمنى أن تجدي السعادة التي تستحقّينها
    O gün mutluluğu buldular bir araya geldiler ve bugün hâlâ birlikteler. Open Subtitles لقد وجدوا السعادة بذلك اليوم الذي تقابلا فيه وكانوا معاً ولايزالون معاً
    Hayır, bu film sonunda mutluluğu bulan yapışık ikizleri anlatıyor. Open Subtitles لا, هذا هو واحد عن التوئم الملتصقين الذين وجدوا السعادة.
    Anlamı, mutluluğu ve acıyı eşit gören korku ve öfkeden yoksun, sakin zihinli olan insana bilge insan denir. Open Subtitles معناها ، الشخص الذي تتساوى عنده ..السعادة والحــزن ..ويخلو من الغضب والخوف ، لديه عقل هادىء يسمى شخص متعــلم
    Çin'de halen ejderha, mutluluğu temsil eden kutsal bir semboldür. Open Subtitles في الصين، التنين لا يزال يعتبر رمزا مقدسا يمثل السعادة.
    Burda durmuş gelecek 20 yılıma bakıyorum da bu mutluluğu ikiye yaran bu dönem malum aile arabasını süreceğimiz dönem olacak. TED لذا .. حينها كنت اجلس وانظر الى العقدين القادمين من حياتي .. وتخيلت نفسي اقود سيارتنا العائلية تجاه هوة من نقص السعادة
    Erkeklerin ve kadınların mutluluğu birbirine çok yakın seviyelerde kaydettiği sonucuna varıldı. TED وقد تبين ان الذكور و الاناث لديهم نفس المستوى من السعادة
    Toplum olarak yaptığımız şey mutluluğu kavramsal bir ufka doğru itmek. TED ما قمنا بعمله اننا دفعنا السعادة فوق الافق المعرفي كمجتمع
    Bu nedenle, sadece şunu söyleyeceğim; para mutluluğu satın alamaz diye düşünüyorsanız, TED ولذلك سأقول ، أعتقد بأنك إن كنتم تظنون أن المال لا يمكنه شراء السعادة فأنتم لا تنفقونه بالطريقة الصحيحة
    mutluluğu ancak kendimiz yarattığımızda bulduğumuza inanıyorum. TED أعتقد أن السعادة التي نجدها، نحن نصنعها.
    Ama paranız bitiverir, daha fazlasını elde daha fazla harcamak ve aynı mutluluğu korumak için çok çalışmak zorundasınızdır; içinde olduğunuz durum haz odaklı bir kısır döngü gibidir. TED نفس المستوى من السعادة ، إنها نوع من المتعة المفرغة التي تزول بمجرد تحققها. لا تستطيع الخروج من هذا، ولا تشعر مطلقا بالرضا. عنما تصبح مؤثرً فعّالاً فهذا يعطيك
    Artık Lemon'u unuttuğuna göre belki senin de mutluluğu bulma vaktin gelmiştir. Open Subtitles حسناً الآن بما انك تخطيت ليمون ربما حان الوقت لتجد بعض السعاده
    Ama Amy, bana bir de mutluluğu bulmam için halka açık bir şekilde izin verdiğinden, zaman zaman hayatta neşeyi tatmış oldum. TED ولكن لأن إيمي قد أعطتني تصريحًا علي الملأ لأجد السعادة، ها أنا ذا أشعر بالسعادة من وقت لآخر.
    Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam! Open Subtitles و لأجل سعادته لماذا لا يمكنني تقديم هذه التضحية البسيطة؟
    Mesela, Dalai Lama her sabah uyandığında merhamet duyguları için meditasyon yapıyor ve diğer insanlara yardım etmenin insalığın mutluluğu için en önemli bileşen olduğuna inanıyor. TED فمثلا .. الدلالي لاما يستيقظ كل صباح ويفكر في التراحم ويفكر كيف يمكن ان يساعد ابناء البشر بصورة شاملة للسعادة البشرية
    Toplumumuzda Arap kadınları için asıl mutluluk kaynağı çocuklarının ve kocasının mutluluğu ve refahı olmalıdır. TED بالنسبة للمرأة العربية، ما يزال مجتمعنا يفترض أن مصدر سعادتها الأساسي يجب أن يكون سعادة وازدهار أبنائها وزوجها.
    mutluluğu başka birinde bulmamam için hiçbir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد سبب يمنعني من إيجاد سعادتي مع أحد أخر
    Bundan da ötesi, bu mutluluğu sana veren kişinin ben olmasını istiyorum. Open Subtitles والأكثر من ذلك ، أريد أن أكون أنا من يمنحكِ هذه البهجة
    "İnsanın ilk mutluluğu ölmeyi bilmek ikincisi ise, ölmeye mecbur bırakılmaktır." Open Subtitles ''ثانية أٍسيكونُ مُجبراً على ذلِكَ؟ أول بهجة للرجُل هي بمعرفتهِ كيف سيموت ثانية أٍسيكونُ مُجبراً على ذلِكَ؟
    Bana bu mutluluğu yaşattığı için ona bunun karşılığını ödemeliyim. Open Subtitles أريد أن أقوم بإعادة الدفع لها على إعطائي الوقت السعيد
    Mutluluğuk yolunda olmak ile bu kadar ilgilenmemeliyiz, ama bir yolda olmanın mutluluğu ile ilgilenmeliyiz. Open Subtitles يجب ألا نشغل أنفسنا بمطاردة السعادة بل بسعادة المطاردة
    mutluluğu yaşayabilecek tam dört yılım vardı. Open Subtitles لقد حظيتُ بأربعةِ أعوامٍ من... السّعادة.
    Seninle tek mutluluğu tattım. Open Subtitles ومعك كانت سعادتى الوحيدة.
    İkimizin mutluluğu arasında duran tek şey klüp politikasıydı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي وَقفَ بيننا وسعادة كَانَ سياسةَ نادي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد