ويكيبيديا

    "mutlulukla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بسعادة
        
    • بالسعادة
        
    • سعادة
        
    • السعادة
        
    • بالسعاده
        
    • ويسعدني
        
    • والسعادة
        
    • فسأكون سعيدة
        
    • الفرح
        
    • السّحريّة
        
    • يسرني أن
        
    • وسعادة
        
    Bu mutlulukla duruşma gününe kadar yaşarsın. Open Subtitles لتأخذ حذرك كما قلت؟ عيش بسعادة حتى يوم المحاكمة
    Randall ve Jeannie'nin birleşmesinden dolayı kalbimiz mutlulukla dolu. Open Subtitles قلوبنا مليئة بسعادة جمّة لإجتماع راندال و جينى
    Kapanışta, başladığım yerde bitirmek istiyorum, mutlulukla. TED و في الختام، اريد ان انتهي من حيث بدأت، بالسعادة
    Ailem olamaz demiştim. Bu kadar mutlulukla. Open Subtitles لقد قلت هذه ليست عائلتي هذه سعادة كثيرة جداً
    Anne ördek büyük bir mutlulukla yumurtaların tek tek çatlamasını izlemiş. TED كانت تغمرها السعادة وهي تشاهد كل بيضة تفقس واحدة بعد الأخرى.
    Efendim, ilk maç bu, midem mutlulukla full dolu zaten. Open Subtitles سيدى , هذه اول مبارة لى معدتى بالفعل ممتلئه بالسعاده
    NZT'nin etkisi geçiyor ve tavsiyeye ihtiyacın var. Ben de mutlulukla veririm. Open Subtitles ،تأثير قرصك يزول، وتحتاج نصحًا ويسعدني أن أمدَّك به
    Ve biz bunu özgür seçimlerle kişisel hakların, mutlulukla kişisel tatminlerin olduğu bir modele çevirdik. TED وقد بدلنا هذا النموذج لنموذج الاختيار الحر وحقوق الفرد، والشعور بالرضا والسعادة.
    Her zaman istediğim, sen, Yong-ee ve ben, üçümüzün sadece mutlulukla yaşamasıydı, son nefesime kadar. Open Subtitles أردتُ دائماً: أنت، يونغ، وأنا ان نعَيْش بسعادة فقط نحن الثلاثة
    Kız olursa ona mutlulukla bağlanırsın ve her şey eskisi gibi olur. Open Subtitles إذا كانت فتاةً، يمكنكِ الزواج منهُ بسعادة وكل شئ سيكون كما كان من قبل
    Sen ve Johannes'in fotoğrafına bak. mutlulukla gülümsüyorsun. Open Subtitles انظري لصورتك ويوهانيز انك تبتسمين بسعادة
    Ayrıca buraya sahip olmaktan hala çok memnunum çünkü seni mutlulukla buradan çıkartabiliyorum. Open Subtitles وأنا مسرور أنني لا أزال أملك هذا المكان لأنه يمكنني بسعادة أن أطلب منكِ المغادرة
    Kendi başlangıcımla ilgili küçük bir hikaye anlatmak istiyorum çünkü mutlulukla ve Agnes' le çok ilgisi var. TED كما اريد ان اقص هذه القصة القصيرة عن بداياتي لانها كانت مرتبطة بالسعادة و اقنس.
    Uzaktan bakarsan mutlulukla dolu olduğunu görürsün. Open Subtitles إذا نظرت اليه من بعيد تجده مليء بالسعادة
    Evliliklerin yarısı boşanma ile sonlanıyor ama kendi dondurmanı yap barlarının hepsi mutlulukla. Open Subtitles لكن مائة بالمائة من إصنع مثلجاتك تنتهي بالسعادة
    Büyük beyaz duvarlar büyük trajik bir mutlulukla doldu. Open Subtitles الحيطان البيضاء مفيضة في سعادة مأساوية كبيرة ثلاث مرات. دم المطارات
    Ben gidip bir şeyler yiyeceğim ve siz ikiniz birbirinizi mutlulukla boğazlayabilirsiniz. Open Subtitles هلا أجلنا هذا الامر , رجاءاً؟ سأذهب لايجاد شئ لتناوله و أنتما يمكنكما خنق بعضكما بكل سعادة
    Birini çok sevdiğinde kalbinin o saf mutlulukla göğsünde adeta patlar gibi olduğu duygusuna aşinasın yani. Open Subtitles أتعلم إنها كحب شخص بشكل كبير لدرجة تشعرك أن قلبك سيفجر من صدرك سعادة نقية
    mutlulukla ve insanların başarıları ile hayat standartlarındaki iyileşmeleri ölçmek için kullanılan diğer ölçülerle ilgili epey bir çalışma yapılıyor. TED يوجد الكثير من العمل بخصوص السعادة وغيرها من المقاييس المستخدمة لقياس مدى نجاح الأشخاص والتحسينات على مستوى المعيشة.
    "Doğum gününde yalnız kalmaman ve mutlulukla dolman için dua edeceğim. " Geum Jan Di Open Subtitles ارجو ان يوم ميلادك هذا لا يكون حزينا بل مليء بالسعاده
    Büyük bir mutlulukla, bu yılın saygın GE itaatkarlık ödülünü kazananı açıklamak istiyorum. Open Subtitles يشرفني ويسعدني أن أعلن عن أن الفائز... بجائزة المتابعة الفاخرة... لهذا العام...
    Bir masal gibi, acıyla dolu... ve bir masal gibi, harikalar ve mutlulukla dolu. Open Subtitles مثل قصص الخرافة هناك احزان ومثل الخرافة فهي مليئة بالإعجوبة والسعادة
    Resmi bir kimliğin olmadığı için geri kalan hayatında mutlulukla seni alıkoyarım. Open Subtitles وبما أنكِ لا تحملين هوية قانونية، فسأكون سعيدة بإحتجازكِ لبقية حياتكِ.
    Üzüntü mutlulukla sona erer, ıslanmak boşuboşuna birşey değildir. Open Subtitles الحزن ينتهي في الفرح ، والاستحمام ليست عبثا
    Biz konuşurken, polis tarafından sorgulanmak için arandıklarını mutlulukla bildiririm. Open Subtitles يسرني أن أعلن أننا قيد البحث عنهم لاستجوابهم
    Bu müstakbel evliliği huzur ve mutlulukla kutsa Tanrım. Open Subtitles بارك هذا الزواج المُقبل, يا رب, بسلام وسعادة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد