Ama burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendikten sonra, bu değişecek. | Open Subtitles | لكن هذا سيتغير قريباً عندما تجد كيف تسير الأمور هنا |
Görgü tanığı olsa bile muhtemelen temize çıkar. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | هناك إحتمال بالإفراج عنه حتى مع وجود الشهود, أنا أعلم كيف تسير الأمور |
İşlerin nasıl yürüdüğünü bilecek kadar uzun zamandır bu işteyim. | Open Subtitles | لقد كنت ألعب بما فيه الكفاية لأعلم كيف تجري الامور |
Sana bu işlerin gerçek dünyada nasıl yürüdüğünü anlatmak isterdim... | Open Subtitles | ورغم أنني أود أن أشرح لك كيف يسير العالم حقيقةً |
Bana işlerin nasıl yürüdüğünü anlatmana gerek yok. Ben aptal değilim. | Open Subtitles | لا داعي لأن تشرحي لي كيف يتم الامر أنا لست غبية |
Aferin sana. Seni konuşturmak istemiyorum, bu işin nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | هنيئاً لك, لا أقصد أن أجعلك تتحدث, أعلم كيف يجري الأمر |
Hapishanede kaldığın için işlerin tam olarak nasıl yürüdüğünü biliyor olmalısın. | Open Subtitles | طالما كنت في السجن يجب أن تعرف بالضبط كيف تتم الأمور. |
Bilmediğiniz çok şey biliyorum. İşlerin nasıl yürüdüğünü. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شىء انت لا تعرفة أعرف كيف تجرى كل الأمور |
Dünyanın bu kısmında bu mevcut değil ve bence bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilmek herkesin hakkı. | TED | لكنها لا تتواجد أساسا في هذا الجزء من العالم، وأنا أشعر أنه من حق كل شخص أن يعرف كيف تسير هذه الأشياء. |
Nasıl olur da Sovyet düzeninde işlerin nasıl yürüdüğünü bilmezsin? İşlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | كيف يمكن هذا، يبدو أنك لا تعرف كيف تسير الأمور في الاتحاد السوفيتي؟ |
Ne var ki, burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeni... ve diğerlerine örnek olmanı istiyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك فأنا أطلب منك أن تتعلم كيف تسير الأمور هنا وتحاول أن تكون قدوة للرجال الآخرين |
İşlerin burada normalde nasıl yürüdüğünü bilmiyorum fakat benim için bir mahsuru olmasa da bir sorun olduğu kesin. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف تسير الامور هنا عادة لكن من الواضح أن هناك أساليب تلاعب راشدة واتمنى أن تكون جيدة |
Bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilirim. Sen yemdin, o da yuttu. | Open Subtitles | .أعرف كيف تجري هذه الأمور لقد كنت متعلقة وهو التهم الطعم |
İşlerin nasıl yürüdüğünü ve yöntemin nasıl işe yaradığını öğrenmeniz lazım. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم كيف تجري الأمور و كيف يسير النظام |
Bir açıklama bulacaktır. Güven bana. nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | سيكون لديها تفسير ثق بي أعرف كيف تجري هذه الأمور |
Bak, bugün ilk günüm değil. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | انظر، ليس وكأنه أول يوم لي أنا أفهم كيف يسير الأمر |
Evet, efendim, ama benimle okul çocuğu gibi konuşmazsanız sevineceğim çünkü işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum, çünkü yetkili benim. | Open Subtitles | لأنني أعرف كيف يتم العمل لأنني انا المسئوول |
Oh, özür dilerim, sadece, uh, bu olanların nasıl yürüdüğünü merak ettim. | Open Subtitles | .. آسف، أنا مجرد فضولي حول كيف يجري الأمر كله |
Bu kasaba değişiklikleri sevmez, ve sana burada işlerin nasıl yürüdüğünü gösterelim istedik. | Open Subtitles | لا تحب هذه المدينه التغيير كثيراً لذا قررنا أن نجتمع اليوم لنريك كيف تتم الامور بالشكل الصحيح |
Pekala, bu faşist diktatöre burada işlerin nasıl yürüdüğünü göstermek için ilk gidecek kişiyi sizin kararınıza bırakıyorum. | Open Subtitles | حسناً, لنُرىَّ هذا الدكتاتور الفاشى كيف تجرى الامور هنا... سأدعكم تقررون من اول من سيغادر... |
Pekâlâ, belli ki hiçbiriniz sistemimin nasıl yürüdüğünü anlayamadınız. | Open Subtitles | حسناً , بشكل واظح لا أحد منكم لا يملك اي فكرة كيف يعمل نظامي |
Güney Philadelphia'da işlerin nasıl yürüdüğünü bilirsin. | Open Subtitles | انت تعرف كيف كانت تجرى الامور في فيلي جنوبية |
Pasifik Körfezi'nin önemini bilen işlerin nasıl yürüdüğünü bilen bir sınıf başkanı istiyorsanız o zaman oyunuzu Bailey'e verin. | Open Subtitles | حتى إذا كنت ترغب في رئيس يدرى كيفية سير الأمور هنا أذا رجاءا صوتوا لبايلى |
Annem bu tür yerlere girip çıkardı hep, o yüzden işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | لقد كانت والدتي تتداول الدخول والخروج على أماكن كهذه لذلك أعرف طريقة جريان الأمور |
Burada işlerin nasıl yürüdüğünü anlamadın sanırım. | Open Subtitles | لا أظنك تفهم طريقة سير الأمور هنا. |
Yeni yan yola karşı çıkan ve kasabadaki işlerin nasıl yürüdüğünü bilen biriyle tanışmamıştım daha önce. | Open Subtitles | انا لم اقابل شخص ضد الطريق الجانبي ويبدو ايضا انت تعرفين كيف تسري الامور في هذه البلده. |
-Evlenmek için mi? Hayır, birlikte yaşamak ve her şeyin nasıl yürüdüğünü görmek için. | Open Subtitles | - وان تتزوجوا ؟ لا,فقط نعيش سويا, ثم نرى كيف ستسير الأمور |
İşlerin nasıl yürüdüğünü görürüm ve eğer bozuklarsa onları tamir edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني رؤية كيف تعمل الأشياء وكيفية إصلاحهم إن كانوا محطمين |