ويكيبيديا

    "nefret ediyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يكره
        
    • تكرهني
        
    • يكرهني
        
    • يكرهون
        
    • تكرهك
        
    • يكرهنا
        
    • كره
        
    • تكرهه
        
    • يكرهه
        
    • يكرهنى
        
    • ويكره
        
    • تكرهنى
        
    • يمقت
        
    • يَكْرهُ
        
    • وتكره
        
    Saçımı öyle kestirsem diyorum, ama doktor eski modalardan nefret ediyor. Open Subtitles هل ممكن استعير ماكينة الشعر منك؟ لكن الدكتور يكره الموضات القديمة
    Kardeşim bütün dünyadan nefret ediyor, en çok da senden. Open Subtitles أخي يكره العالم كله ويكرهك أنت أكثر من أي شئ
    Oğlum, o küçük orospu benden kesinlikle nefret ediyor. Open Subtitles يا رجل, هذا الفتاة الصغيرة بالتأكيد تكرهني
    Abimle bu olmaz. Benden nefret ediyor. Hiçbir zaman vazgeçmez. Open Subtitles ليس مثل أخي، إنه يكرهني وهو لن يتساهل معي أبداً
    Çünkü hepsi birbirinden nefret ediyor. Open Subtitles لأنهم يكرهون جراءة بعضهم البعض أتعلم لماذا؟ لأنهم يكرهون جراءة بعضهم البعض
    Kardeşim bütün dünyadan nefret ediyor, en çok da senden. Open Subtitles أخي يكره العالم كله ويكرهك أنت أكثر من أي شئ
    Bunu her kim yapıyorsa, alenen aynalardan nefret ediyor olmalı. Open Subtitles أياً كان من فعل هذا ،من الواضح إنه يكره المـرايـا
    Günlüğüne göre kalçalarından nefret ediyor ve kızlara karşı utangaç. Open Subtitles وفقاً لمذكراته، انه يكره أشيائه و هو خجول مع النساء،
    Adama ne oldu bilmiyorum ama üniversiteden cidden nefret ediyor. Open Subtitles لا أعلم ماذا يحدث لذلك الرجل لكنه حقًا يكره الكُلية
    Bana yaşadığı Kudüs'ten bir Ortadoğu yemeği getirdi; ben de ona koşer çikolata getirdim ve "Tanrı Yahudilerden nefret ediyor" pankartı tuttum. TED أحضر لي حلويات شرق أوسطية من القدس حيث يعيش، وأحضرت له شكولاتة كوشير مع لافتةٍ في يدي مكتوب عليها "الرب يكره اليهود."
    Ama trol paradokstan nefret ediyor ve gönüllü bir şekilde bir paradoks yapamaz. TED ولكن الوحش يكره المفارقات، وبالتالي فهو لن يساهم في بناء إحداها.
    Söylemiyor ama benden kesinlikle nefret ediyor. Open Subtitles هي لم تقول ذلك، ولكني أعرف بأنها تكرهني.
    Efendi benimle sadece bir gece geçirdi ve dördüncü kardeş artık benden çok nefret ediyor. Open Subtitles قضى السيد ليلة واحدة فقط معي و الأخت الرابعة تكرهني كثيراً
    Boşver. Akademi benden nefret ediyor. Sebebini bilmiyorum. Open Subtitles انسي الأمر ، الأكادمية تكرهني ، لا أعرف السبب
    Bu durum içimde bile birçok çatışma yaratıyor, mesela bir parçam beni seviyor, bir kısmım nefret ediyor. TED وهذا يسبّب الكثير من الصراعات الداخلية ، كما تعلمون ، مثل كون جزء مني يحبّني ، وجزء مني يكرهني.
    Sana olanları Rick anlattı. Rick benden nefret ediyor. Bunu sen de biliyorsun. Open Subtitles "ريك" أخبرك بهذه الأشياء أنه يكرهني ، لطالما كرهني و أنت تعلم هذا
    Benden nefret ediyor, zira savunmasının içine ettim. Open Subtitles إنه يكرهني لأني أبلهٌ حقيقي عندما دافعت عنه.
    Erkekler içten içe hoş kızlardan nefret ediyor,muhtemelen lisede kendilerini reddettikleri için. Open Subtitles أن الرجال يكرهون الفتيات الجميلات سراً لإنهم يرفضون مواعدتهم فى المدرسة
    Artık senden nefret ediyor. İnsanlar onları terk ettikten sonra iyilik yapmazlar. Open Subtitles هي تكرهك الآن، الناس لا يسدون لك الخدمات بعد أن تهجرهم
    Oyuncakçı onu yıllardır siber uzaya hapsettiğimiz için bizden nefret ediyor. Open Subtitles صانع الالعاب يكرهنا لاننا سجناة فى عالم الحاسوب كل هذه السنين
    Annenin benden nefret ediyor olmasıyla başa çıkabilirim, ancak senin benden nefret ettiğin düşüncesine katlanamam. Open Subtitles يمكنني تقبّل كره أمك لي لكن لا أطيق فكرة أنك تكرهيني
    Evlatlık edindiği bütün çocukları dövüyor ama en çok ondan nefret ediyor. Open Subtitles هي تضرب كل الأطفال الذين تتبناهم لكن يبدو أنها تكرهه كرها جما
    Herkes ondan nefret ediyor. Bu benim önümde olmayacak. Open Subtitles إنه طفل بالفعل الجميع يكرهه ولن أسمح بحدوث هذا أمامى
    Belki benden nefret ediyor... ama en azından sonunda gerçeği gördü. Open Subtitles هو يكرهنى بالتأكيد ولكنه على الأقل نظر لنفسه فى المرآة
    Baş yazı için fikirlerimden nefret ediyor, röportajlar için fikirlerimden nefret ediyor. Open Subtitles يكره فكرتي للمقال الإفتتاحي ويكره إقترحاتي للمقابلات
    Ve ortaya çıktığında, sanki benden nefret ediyor gibiydin. Open Subtitles وعندما استدرت ونظرت لى بدوت وكأنك تكرهنى
    Amerikan politikalarından ve dininden nefret ediyor ve Amerikan kültüründen, fakat Amerikan dolarına bir itirazı yok. TED كان يمقت السياسات الأمريكية والتدين الأمريكي والثقافة الأمريكية، ولكن لم يكن له اعتراضٌ على الدولارات الأمريكية.
    Ama aldırmadı çünkü zaten şapkalardan nefret ediyor. Open Subtitles لَكنَّه لَمْ يُردْ ' سبب يَكْرهُ القبعاتَ على أي حال.
    Toprağın altında düşünüp hissedebiliyorsan... benden ve kaderindeki rolümden nefret ediyor olabilirsin... beni buraya getirttiğin için senden nefret ettiğim gibi. Open Subtitles إذا كنت وأنت ميت تستطيع أن تفكر أو تشعر بأي شعور فقد تكرهني وتكره أني جزء من قدرك كما أكرهك أحياناً لأنك جلبتني إلى هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد