Biri Boca'da, biri Nice'de. Haftada 75 saate yakın çalışıyormuş, | Open Subtitles | واحده في بوكا, واحده في نيس ويعمل 75 ساعه بالاسبوع |
Paramız bizi Nice'e bile götürmez. Bu Peugeot'dan da kurtulsak iyi olur. | Open Subtitles | لن توصلنا أموالنا إلى نيس يجدر بنا التخلص من البيجو |
Eğer o Nice'te temiz birisi değilse. | Open Subtitles | انه يفهم ما حدث اذا لم يكن احسن ولد فى نيس. |
- Çabuk, bir balon al. - Evet. Nice kahrolası yıllara. | Open Subtitles | ـ بسرعة ، أحضر البالونات ـ صحيح ، عيد ميلاد سعيد |
O da Matiss'i Nice'de hotel Regina'da ziyaret ettiğimizdeydi. | Open Subtitles | كانت عندما زرنا ماتيس في فندق ريجينا في نيس |
Bir Deauville ya da Nice sayılmaz tabii... ama idare eder. | Open Subtitles | لايمكن مقارنته بديوفيل او نيس بالطبع, ولكن.. ا هو جميل |
Deauville'den Nice'den falan bahsediyor, ama burada yelken açmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | انه السيد بلات, الذى حدثنا عن سفره الى ديوفيل و نيس, ولكنه اختار ان يُبحر هنا, |
Nice'e gidince, kaçıp benimle birlikte olmanın bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | فى نيس ,لابد ان تجدى العذر لتهربى وتكونى معى |
Hep Nice'e gelip bizi görürsün diye umut ederdim ama Surrey'de çok meşguldün herhâlde, onu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | كنا نعيش على أمل اننا ربما نراك فى نيس ولكننا نتفهم انك كنت مشغولة جدا فى سورى |
Duvarın ötesinden Nice'e kadar çene çalarsınız. | Open Subtitles | يمكنكم انتم الأثنين ان تتسليا عبر الجدار طول الطريق الى نيس |
Katilin trenden bizimle birlikte Nice'de indiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نفترض ان القاتل نزل معنا من القطار فى نيس ,اليس كذلك ؟ |
Nice'e olan yolculuğumu iptal ettim, böylece eve gelip sana arkadaşlık edecektim. | Open Subtitles | الغيت رحلتي إلى نيس حتى أتمكن العودة الى أرض الوطن والحفاظ على الشركة لك. |
Bu sabah arabayı Nice yolunda durdurdum ve onu öptüm, o da beni öptü. ve hoşuma gitti. | Open Subtitles | هذا الصباح ، اوقفت سيارتي في طريقي الى نيس وقبلتها ، وقبلتني, ولقد اعجبني. |
Marita'yla arabayı Nice yolunda durdurduğumuz kısım için hoş bir Laurencin çalışması gözünde canlanmıyor mu? | Open Subtitles | الا يمكنك رؤية لورانسن الجميل لمارتا ولي في السيارة عندما توقفنا في طريقنا الى نيس? |
Nice'te gezintiye çıkarız. Güneşleniriz. | Open Subtitles | ثم نرحل إلى نيس ، و نحصل على بعض السُمرة |
Alma noktası, Nice dışında bir şaraphane. Koordinatları gönderiyorum. | Open Subtitles | نقطة الإلتقاط هي مصنع للخمرة تقع خارج نيس سأرسل الإحداثيات |
Bu iyi bir fikir. Nice'de yaşayan Dieter Haussmann. | Open Subtitles | هذه فكرة جيدة ، ديتير هوسمان من مدينة نيس |
- ...mutlu yıllar - mutlu yıllar ve Nice mutlu yıllara. | Open Subtitles | عيد ميلاد مجيد - عيد ميلاد مجيد - وعام جديد سعيد |
"Nice yıllara Michael, seni şanslı pezevenk, "mutlu dönüşler. Sevgiler, Melissa." | Open Subtitles | عيد ميلاد سعيد يا مايكل ، أيها الوغد المحظوظ ليعد عليكم بالسعادة و الحب ، ميليسا |
Nice'ten New York'a bir uçak bileti... ve New York'ta geçerli bir sürücü belgesi. | Open Subtitles | و تذاكر الطيران من نايس الى نيويورك... و رخصة قيادة من نيويورك. |
Nice mutlu günlere. | Open Subtitles | أتمنى لك المزيد من الأعياد السعيدة. |
Mutlu yıllar. Nice mutlu yıllara. | Open Subtitles | عيد ميلا سعيد ليعود عليك هذا اليوم بالفرح دائماً. |
Nice zorlu kaleleri, şehirleri aldık. | Open Subtitles | لقد فتحنا العديد من المدن والقلاع القوية |
Nice güzel günlere... | Open Subtitles | وحياة زوجية مديدة |
"Nice mutlu yıllara." | Open Subtitles | ونحن نقول "العديد من عوائد اليوم السعيد" |
Nice yıllara. | Open Subtitles | ذكرى زواج سعيدة |