Pazar günü Ninem iyi hissetmiyordu, hastaneye gitmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | الأحد، عند الفجر، شعرت جدتي بالتعب، واضطررنا للذهاب للمستشـفي بسـرعة. |
Bir keresinde Ninem görmüş, sebzelerini yemeyen bir çocuğu alıyormuş. | Open Subtitles | جدتي رأتها مرة آخذة طفل لم يأكل الخضار المقدمة له |
Ninem kocaman bir bardağa süt katar, hepsini bana içirirdi. | Open Subtitles | اعتادت جدتي سكب كأسًا كبيرة من الحليب وتجعلُني أشربها كُلها |
İnanamıyorum Ninem beni elledi. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أن جدّتي قد لمست صدري حقيقةً. |
Dokuz parmakli Ninem için. | Open Subtitles | حسنا، بالنسبة لي تسعة اصابع الاتهام نانا. |
Ninem kız olacağını söylüyor. Yıllardır tahminleri hiç şaşmadı. | Open Subtitles | جدتى تقول بأنها ستكون بنت هى لم يخطىء حدسها على مر السنين |
Ninem verem olmuştu, ve saati 10 sente gömlek diktiği dikiş dükkanında çalıştı. | TED | أصيبت جدتي بالسُل، وكانت تعمل بمتجر ماكينات الخياطة تصنع القمصان مقابل 10 سنتات للساعة. |
Eğer Ninem Tzeitel, huzur içinde yatsın bize terziyi söylemek için öte dünyadan gelme zahmetine katlandıysa doğrusu budur ve bundan iyisi olamazdı derim. | Open Subtitles | تيفي، تيفي جدتي تزايتل، رحمها الله تعنّت طوال هذا الطريق من العالم الآخر |
Baklava desenli yelek giymiş Ninem bile 50 Dolar yatırırdı. | Open Subtitles | جدتي التي ترتدي حفاظات كانت لتراهن على 50. |
Ninem bahçesinde böyle bir şey olmasını çok isterdi. | Open Subtitles | يا رجل ، جدتي تحب هذا التمثال في حديقتها |
Ve Ninem ona katıldığında tekrar bir araya gelecekler. | Open Subtitles | وعندمـا ترحل جدتي في يوم ما، سيجتمعـان معاً من جديد. |
Ninem. İyileşip iyileşmeyeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | جدتي الحبيبة، لا أعرف إن كانت بخير أم لا. |
Ninem bana büyük kötü kurdun küçük kızları yemediği masalları anlatıyordu. | Open Subtitles | حسناً , جدتي علمتني القيم بشكل يد بدون وجود ذئب كبير و شرير يلتهم الفتيات الصّغيرات |
Gidip Ninem'de kalmana gerek yok, tamam mı? | Open Subtitles | أنا سوف أذهب وأقطن مع جدتي حتى أبي يعود ليس عليكِ أن تقطني مع جدتي , حسنا ؟ |
Ben hatırlamıyorum. Büyük Ninem sağken anlatırdı bana. | Open Subtitles | لا أتذكرها , كان جدتي تقولها عندما كانت حية |
Ninem onu ta Macaristan'dan getirdi. | Open Subtitles | جدتي أعطتني إياه.. وفي يوم من الأيام سيكون لك |
Ninem onu ta Macaristan'dan getirdi. | Open Subtitles | جدتي أعطتني إياه.. وفي يوم من الأيام سيكون لك |
Eğer Ninem iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsa ona karşı çıkamam? | Open Subtitles | إذا كانت جدّتي تعتقد أنها فكرة جيدة فمن أنا لأخالف ذلك ؟ |
Dahice. Bir ay önce Ninem beni, buraya zorla getirirdi. | Open Subtitles | هذه عبقريّة، لقد اعتادت جدّتي على إحضاري إلى هنا مرّة كلّ شهر |
İki hafta önce, Ninem başıboş bir kediyi eve aldı. | Open Subtitles | قبل أسبوعين، أَخذتْ نانا في a تَتِيهُ قطّةً. |
Ninem ve dedem bana çok güzel şeyler verdi. Church nasıl? | Open Subtitles | جدتى وجدى اعطيانى الكثير من الاشياء اللطيفة كيف تشيرتش؟ |
Her neyse, Ninem yemekte kimi rencide edecek görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | على أي حال، نحن سنذهب لنرى من تستطيع الجدة إهانته. |
Ninem çok zekidir, fazla okumadı ama zehir gibi. | TED | وجدتي نيرة جداً، هي لم تتلق الكثير من التعليم الرسمي، ولكنها ذكية. |
Yani sahiden, Ninem nasıl bilmez ki? | Open Subtitles | أقصد حقاً، أنّى لجدّتي ألاّ تعرف أبداً؟ |
Tanrım, aynı Ninem gibi sürüyor. | Open Subtitles | يإلهي، أتعرف بأنّك تقود كجدتي ؟ إنّه يقود كجدتي وعمرها الآن 102 |
Tıpkı dedem ve Ninem gibi. | Open Subtitles | تمامًا مثلما حصل مع جدِّي و جدَّتي |