ويكيبيديا

    "noktada" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مرحلة
        
    • النقطة
        
    • نقطة
        
    • المرحلة
        
    • اللحظة
        
    • البقعة
        
    • مرحلةٍ
        
    • وقتٍ
        
    • اللحظه
        
    • نقطةٍ
        
    • نقطه
        
    • بنقطة
        
    • النقاط
        
    • النقطةِ
        
    • النقطه
        
    Bir noktada, değerlendirme formuna insanlara kendilerini yüzde 1 gey ile yüzde 100 gey arasında konumlandırmalarını isteyen bir soru koydum TED في مرحلة ما اضفت سؤال الي استمارة السماح بالنشر انني سالت الناس لتقيّم نفسها من واحد الي مئة في المئة مثلي
    Bu noktada, dördüncü aşamada bulunuyorsunuz. Akciğerlerinizde küçük hücre kanseri oluşmuş durumda. Open Subtitles في هذه الآونة، نحن أمام مرحلة رابعة من سرطان الرئة صغير الخلية
    Ama o noktada olan şey beni kesinlikle mest etti. TED ولكن أدهشني ما حدث عند هذه النقطة من التحول وللغاية.
    Bu noktada, onu sağ görmeyi sizden bile daha çok istiyorum. Open Subtitles أعتقد، في هذه النقطة أريد لرؤيته حيّ لدرجة أكبر منك يعمل.
    Bir noktada, böyle bir topun sıcaklığı nükleer füzyon için yeterli duruma geldi. TED عند نقطة ما، كان قلب الكرة أصبح ساخناً بالقدر الكافي لحدوث الاندماج النووي.
    Pekala bu noktada, pillerinizin yönetiminden sorumlu olan kodun yerini belirledim ama hala telefonu patlatmak için yeterli değil. TED وعند هذه المرحلة من المعالجة، حددت البرمجة المسؤولة عن التحكم بالبطارية، لكن ذلك ما يزال غير كاف لتفجير الهاتف.
    Ve şimdi bu savaş gerekli ya da ahlaki olsa bile... bilmiyorum, ama şu noktada bu dünya tarihi ve yaşanıyor. Open Subtitles حتى لو كانت ضرورية الآن أو لازمة , لا أدري , لكن في تلك اللحظة انه تاريخ عالمي و هو يحدث
    Elbet bir noktada, aynaya konuşmak istiyorum diye bağırmaya başlayacaktır. Open Subtitles في مرحلة ما سيصيح خلال الزجاج أنه يُريد أن يتكلّم
    Bir yolda bir noktada bu duvarları kutsal hale getiren amacımızı gözden kaçırdık. Open Subtitles والآن، وفي مرحلة ما في الطريق ضللنا .هدفنا لما يضفي حرمة لهذه الجدران
    Bir noktada, artık senin... ve benim... onu iyi hazırladığımıza güvenmelisin. Open Subtitles في مرحلة ما، عليك أن تثقي بأنك وأنني، حضرناها بشكل جيد
    Ama bir noktada John Ruth'a pusu kurup Daisy'yi kurtarma niyetindeydiniz. Open Subtitles في مرحلة ما كنتم تنوون قتل جون روث و تحررون دايزي
    ...o dramatik noktada gerisin geriye gerçekliğe fırlatılırız ve erkek aynı çıkmaza düşer. Open Subtitles وفي تلك النقطة الصادمة نعود إلى الواقع عندما يواجه البطل نفس الإخفاق بالضبط
    Bu noktada, Afrika'yla Arabistan arasında sadece 30 kilometre vardır. Open Subtitles في هذه النقطة 30 ك.م تفصل أفريقيا عن شبه الجزيرة
    Bu noktada, içeri girdiğinizde hiç bir teknik sorunu gizleyemem. Open Subtitles في هذه النقطة لا يوجد مشاكل تقنية لتمنعك من الدخول
    Ancak yine de belli bir noktada para suyunu çekecek. Open Subtitles على كل حال .. في نقطة ما سينفذ منك المال
    Binaya girmek için giriş kodunu aldık ama her noktada göz tarayıcıları varmış. Open Subtitles لدينا رمزه للولوج إلى المبني، لكن هنالك ماسحات بصريّة في عند كلّ نقطة.
    Evet, eğer buna 6 üçgen olarak bakarsak hepsi aynı noktada birleşiyor. Open Subtitles ،أجل، إذا نظرنا إلى هذا كست مثلثات كلها تلتقي في نقطة واحدة
    Yad Vashem, bu noktada yılda 3 milyon ziyaretçiyle baş etmek zorunda. TED وياد فاشيم للتعامل مع احتياجات ثلاثة ملايين زائر سنويا في هذه المرحلة.
    Bu noktada, seyirci her zaman onları şoke etmemi bekliyor. Open Subtitles في هذه المرحلة الجمهور يتوقع مني أن أفاجئه طوال الوقت
    Bu noktada, seyirci her zaman onları şoke etmemi bekliyor. Open Subtitles في هذه المرحلة الجمهور يتوقع مني أن أفاجئه طوال الوقت
    Bu noktada, yargı ve yargı jürisi, medya ve kamu biziz. Open Subtitles المحلفين ومثل كالقاضي نحن اللحظة هذهِ في العام الرأي و كالإعلام
    Sinyaller yiyecek ve kolun başlangıcı ile yarı yolda bir araya gelerek ona bu noktada bükülmesini bildirir. TED تلتقي الإشارات بين الطعام وقاعدة الذراع، مما يسمح بأن تنحني في تلك البقعة.
    Bir noktada, cinayetlerime devam edebilmem için yarattığımız sahte hayatım gerçek oldu. Open Subtitles في مرحلةٍ ما، صارت الحياة الزائفة التي اختلقناها ستارًا لي لأقتل حقيقةً
    Bir noktada, tek bir lale soğanı, marifetli bir zanaatkârın yıllık maaşından on kat fazlaya satılıyordu. TED وفي وقتٍ ما، نبتة توليب واحدة بيعت مقابل ما يزيد عن عشرة أضعاف الدخل السنوي لحِرَفي ماهر.
    Sanırım bu noktada, tamamen dürüst olmak dışında yapılacak hiçbir şey yok. Open Subtitles أعتقد في هذه اللحظه ليس هناك سبب لأن أكون أي شيء غير الصراحه
    Evet, onu çok seven iki kişi tarafından büyütüldü, evet ama bir noktada, gerçek ailesinin kim olduğunu öğrenmek istedi. Open Subtitles اجل لكن عند نقطةٍ ما احتاجت لمعرفة من كان والديها الحقيقين.
    Biliyor musun bir noktada sanrılar azaldı ama sonra düzeldi. Open Subtitles هناك نقطه تزول عنها كل الأوهام لكن أوهامه لا تزول
    Planın en iyi yönü ise, belirli bir noktada plan başarısız oluyor gibi gözükecek. Open Subtitles أفضل جزء من الخطة هو أنه بنقطة معينة سيبدو و كأن الخطة تنهار
    Bu küçük şeyler, binanın etrafında 18 noktada koşuşturuyordu. Open Subtitles هذه المخلوقات الصغيرة هي النقاط الـ18 التي تتحرك حول المبنى
    Bir noktada eğlence için para ödüyorsunuz. Open Subtitles في هذه النقطةِ في حياتِكِ، أنت تقريباً بسلام بدَفْع له.
    Daha önemlisi, bu noktada başka bir çocuk felaket getirir. Open Subtitles النقطه هى.. فى هذا الوقت فان طفل آخر سيسبب كارثه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد