"oğlunuzu" - ترجمة من تركي إلى عربي

• ابنك
• إبنك
• ابنكِ
• أبنك
• ولدك
• إبنكِ
• ابنكما
• ابنكم
• إبنَكَ
• بإبنك
• إبنكم
• إبنكَ
• أبنكم
• ابنكَ
• إبنكما

- oğlunuzu sevmiyorum. - Ben de. Ne demek istiyorsun?
أنا لا أحب ابنك ولا أنا, ما الذي تريدين توضحيه؟

oğlunuzu şikayette bulunması için ikna edebilseydiniz en azından Şerif'in yardımcısını hemen tutuklardık.
إذا اقنعت ابنك بالضغط على الصحافة فعلى الأقل نستطيع الإطاحة بالنائب في الحال

oğlunuzu hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama değişmek için çok yaşlıyım.
انا آسف لأنني خذلت . ابنك ، لكنني كبير جدا على التغيير

Biliyorum bir ebeveyn olarak oğlunuzu buraya yalnız göndererek en zor kararı verdiniz.
أعلم بانه بكونك أب انه يتوجب عليك ان تتخذ أصعب قرار لإنقاذ إبنك

- Evet hanımefendi. oğlunuzu Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim etmek durumundayız.
نعم يا سيدتي ,علينا أن نسلم إبنك إلى قسم الخدمات الإجتماعية

Peki, eve gelip Clifton'ı ve oğlunuzu bulduğunuzda, ...ikisinden biri, onları kimin vurduğu hakkında herhangi birşey söyledi mi?
لذا عندعودتكِ الى الوطن و انتِ تبحثين عن ابنكِ كليفتون أي شخص منهم قالَ أي شيء عن الذيناطلقوا النيران؟

Ve eski karınız aradı. oğlunuzu almaya ne zaman gideceğinizi sordu.
و زوجتك السابقة أتصلت تريد أن تعرف متى ستأتى لأصطحاب أبنك

Evinizin oğlunuzu büyütmek için uygun bir ortam olmadığı hakkında endişeleri var.
اعتقد بأنهم قلقين حول ماذا كان منزلك، هو المكان الملائم لتربية ابنك

Erkek kardeşinizi, babanızı kızınızı, oğlunuzu, karınızı canlı olarak bir savaşta izlemekte olduğunuzu hayal edin ve hiçbir şey yapamadığınızı.
تصور ان تشاهد ابنك .. والدك هكذا .. في هذا الموقف في معركة جارية ولايمكنك ان تقوم باي شيء

Sandığınız gibi, sürekli oğlunuzu düşünüyor değilim.
لا أفكر دائما في ابنك على الرغم انك تعتقد انني افكر فيه

O insanlar sessiz kalmanız için oğlunuzu kaçırdılar.
هؤلاء الناس قاموا بخطف ابنك حتى لا تتكلم

Poirot'un oğlunuzu bu güçlere karşı korumasını istiyorsunuz.
و أنت تتمنيـن علـى بوارو أن يحمــي ابنك من هـذه القوى

oğlunuzu daha fazla germek istemiyorum. Ona tüm bunları söyler misiniz?
لن أضايق ابنك بعد الآن، هلّا أخبرته بما جرى

oğlunuzu geri alma yolu kesinlikle bu değil.
هذه بالتأكيد ليست الطريقة التي تسترد بها ابنك

oğlunuzu hastaneye götürmüşsünüz ve orada şiddetli dehidratasyon tedavisi görmüş.
أخذت إبنك إلى المستشفى حيث تم علاجه من جفافٍ حاد

Bakıyorum oğlunuzu iyi bir Hıristiyan gibi yetiştiriyorsunuz.
من الملاحظ أنك تحاول أن يكون إبنك مسيحى صالح

Peki Bayan Black, bu yetenekli, dürüst kişinin size defalarca, löseminin türü nedeniyle kemik iliği naklinin oğlunuzu iyileştirmeyeceğini söylediği, doğru değil mi?
أليس صحياً أن هذا الرجل الأمين الخبير أخبركم عدة مرّات أن عملية زرع نخاع لن تؤدّي لشفاء إبنك

Arkadaşım oğlunuzu korkuttuysa özür dilerim.
أنا آسف اذا كان صديقى أخاف ابنكِ كان هذا تصرف غير سليم تماماً

oğlunuzu tanımıyorum leydim ancak izin verirseniz size hizmet edebilirim.
أنا لا أعرف أبنك يا سيدتي لكني سأخدمك إذا أردتي

Şimdi kaktüs altında uyuyan halimi yapın! BU IRKÇILIK. oğlunuzu teslim edin.
والآن إرسموا لي شكلاً و أنا مُستلقياً تحت شجرة صبّار. سلّمنا ولدك.

Hanımefendi, daha çok ufak olduğunu da düşünürsek, oğlunuzu hastaneye götürmemiz şart.
سيّدتي، نظرًا لأنّه قاصرًا، أنا اتّخذ القرار بأن أنقل إبنكِ إلى المشفى.

oğlunuzu az çok tanıyordum, daha doğrusu ismen tanıyordum.
لم أعرف ابنكما جيداً يمكنني القول أنني كنت أعرف اسمه

Kocanız çok hasta, biz de küçük oğlunuzu bir daha incitmesine izin vermeyeceğiz.
زوجك مشوش جداً ونحن لم ندعه يؤذي ابنكم مرة أخرى.

Bu sabah mahkemede oğlunuzu gördüm..
اتَرى، لقد رَأيتُ إبنَكَ هذا الصباحِ في المحكمةِ،

Bu sabah oğlunuzu okul malına zarar verirken yakaldım.
أمسكت بإبنك وهو يدنس ملكية المدرسة هذا الصباح

Çünkü, daha az ücret alıp da hiçbir şey yapmayacak biriyle anlaştınız diye oğlunuzu kaybederseniz üzülürüm.
وهذا بسبب انى لا يمكننى التعايش مع نفسى إذا تم الحكم على إبنكم بسبب خفض النسبه, لان البعض يأخذ المال و يهرب

Eğer oğlunuzu kurtaracaksak, onlara zarar vermenin bir yolunu bulmam gerek.
إن كنا سنجدُ إبنكَ فعليّ أن أجد طريقةً لإيذائهم

Ama şimdi, izninizle, birkaç saat için oğlunuzu çalmak isterdim.
لكن الآن, بعد أذنكم, احب ان أخذ أبنكم لعدة ساعات.

Resmi bir görev için gelmedim. Kaybolan oğlunuzu bulmanız için elimden bir şey gelir mi diye bakmak istedim.
لم آتِ بصفة رسميّة، إنّما أريد فعل أيّ شيء للمساعدة في إيجاد ابنكَ المفقود

Ama oğlunuzu bulmamız gerekiyor, şimdi onu bulmalıyız.
ولكننا نحتاج للعثور على إبنكما نحتاج للعثور عليه الآن