| - oğlunuzu sevmiyorum. - Ben de. Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | أنا لا أحب ابنك ولا أنا, ما الذي تريدين توضحيه؟ |
| oğlunuzu şikayette bulunması için ikna edebilseydiniz en azından Şerif'in yardımcısını hemen tutuklardık. | Open Subtitles | إذا اقنعت ابنك بالضغط على الصحافة فعلى الأقل نستطيع الإطاحة بالنائب في الحال |
| oğlunuzu hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama değişmek için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | انا آسف لأنني خذلت . ابنك ، لكنني كبير جدا على التغيير |
| Biliyorum bir ebeveyn olarak oğlunuzu buraya yalnız göndererek en zor kararı verdiniz. | Open Subtitles | أعلم بانه بكونك أب انه يتوجب عليك ان تتخذ أصعب قرار لإنقاذ إبنك |
| - Evet hanımefendi. oğlunuzu Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim etmek durumundayız. | Open Subtitles | نعم يا سيدتي ,علينا أن نسلم إبنك إلى قسم الخدمات الإجتماعية |
| Peki, eve gelip Clifton'ı ve oğlunuzu bulduğunuzda, ...ikisinden biri, onları kimin vurduğu hakkında herhangi birşey söyledi mi? | Open Subtitles | لذا عندعودتكِ الى الوطن و انتِ تبحثين عن ابنكِ كليفتون أي شخص منهم قالَ أي شيء عن الذيناطلقوا النيران؟ |
| Ve eski karınız aradı. oğlunuzu almaya ne zaman gideceğinizi sordu. | Open Subtitles | و زوجتك السابقة أتصلت تريد أن تعرف متى ستأتى لأصطحاب أبنك |
| Evinizin oğlunuzu büyütmek için uygun bir ortam olmadığı hakkında endişeleri var. | Open Subtitles | اعتقد بأنهم قلقين حول ماذا كان منزلك، هو المكان الملائم لتربية ابنك |
| Erkek kardeşinizi, babanızı kızınızı, oğlunuzu, karınızı canlı olarak bir savaşta izlemekte olduğunuzu hayal edin ve hiçbir şey yapamadığınızı. | TED | تصور ان تشاهد ابنك .. والدك هكذا .. في هذا الموقف في معركة جارية ولايمكنك ان تقوم باي شيء |
| Sandığınız gibi, sürekli oğlunuzu düşünüyor değilim. | Open Subtitles | لا أفكر دائما في ابنك على الرغم انك تعتقد انني افكر فيه |
| O insanlar sessiz kalmanız için oğlunuzu kaçırdılar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس قاموا بخطف ابنك حتى لا تتكلم |
| Poirot'un oğlunuzu bu güçlere karşı korumasını istiyorsunuz. | Open Subtitles | و أنت تتمنيـن علـى بوارو أن يحمــي ابنك من هـذه القوى |
| oğlunuzu daha fazla germek istemiyorum. Ona tüm bunları söyler misiniz? | Open Subtitles | لن أضايق ابنك بعد الآن، هلّا أخبرته بما جرى |
| oğlunuzu geri alma yolu kesinlikle bu değil. | Open Subtitles | هذه بالتأكيد ليست الطريقة التي تسترد بها ابنك |
| oğlunuzu hastaneye götürmüşsünüz ve orada şiddetli dehidratasyon tedavisi görmüş. | Open Subtitles | أخذت إبنك إلى المستشفى حيث تم علاجه من جفافٍ حاد |
| Bakıyorum oğlunuzu iyi bir Hıristiyan gibi yetiştiriyorsunuz. | Open Subtitles | من الملاحظ أنك تحاول أن يكون إبنك مسيحى صالح |
| Peki Bayan Black, bu yetenekli, dürüst kişinin size defalarca, löseminin türü nedeniyle kemik iliği naklinin oğlunuzu iyileştirmeyeceğini söylediği, doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس صحياً أن هذا الرجل الأمين الخبير أخبركم عدة مرّات أن عملية زرع نخاع لن تؤدّي لشفاء إبنك |
| Arkadaşım oğlunuzu korkuttuysa özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف اذا كان صديقى أخاف ابنكِ كان هذا تصرف غير سليم تماماً |
| oğlunuzu tanımıyorum leydim ancak izin verirseniz size hizmet edebilirim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أبنك يا سيدتي لكني سأخدمك إذا أردتي |
| Şimdi kaktüs altında uyuyan halimi yapın! BU IRKÇILIK. oğlunuzu teslim edin. | Open Subtitles | والآن إرسموا لي شكلاً و أنا مُستلقياً تحت شجرة صبّار. سلّمنا ولدك. |
| Hanımefendi, daha çok ufak olduğunu da düşünürsek, oğlunuzu hastaneye götürmemiz şart. | Open Subtitles | سيّدتي، نظرًا لأنّه قاصرًا، أنا اتّخذ القرار بأن أنقل إبنكِ إلى المشفى. |
| oğlunuzu az çok tanıyordum, daha doğrusu ismen tanıyordum. | Open Subtitles | لم أعرف ابنكما جيداً يمكنني القول أنني كنت أعرف اسمه |
| Kocanız çok hasta, biz de küçük oğlunuzu bir daha incitmesine izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | زوجك مشوش جداً ونحن لم ندعه يؤذي ابنكم مرة أخرى. |
| Bu sabah mahkemede oğlunuzu gördüm.. | Open Subtitles | اتَرى، لقد رَأيتُ إبنَكَ هذا الصباحِ في المحكمةِ، |
| Bu sabah oğlunuzu okul malına zarar verirken yakaldım. | Open Subtitles | أمسكت بإبنك وهو يدنس ملكية المدرسة هذا الصباح |
| Çünkü, daha az ücret alıp da hiçbir şey yapmayacak biriyle anlaştınız diye oğlunuzu kaybederseniz üzülürüm. | Open Subtitles | وهذا بسبب انى لا يمكننى التعايش مع نفسى إذا تم الحكم على إبنكم بسبب خفض النسبه, لان البعض يأخذ المال و يهرب |
| Eğer oğlunuzu kurtaracaksak, onlara zarar vermenin bir yolunu bulmam gerek. | Open Subtitles | إن كنا سنجدُ إبنكَ فعليّ أن أجد طريقةً لإيذائهم |
| Ama şimdi, izninizle, birkaç saat için oğlunuzu çalmak isterdim. | Open Subtitles | لكن الآن, بعد أذنكم, احب ان أخذ أبنكم لعدة ساعات. |
| Resmi bir görev için gelmedim. Kaybolan oğlunuzu bulmanız için elimden bir şey gelir mi diye bakmak istedim. | Open Subtitles | لم آتِ بصفة رسميّة، إنّما أريد فعل أيّ شيء للمساعدة في إيجاد ابنكَ المفقود |
| Ama oğlunuzu bulmamız gerekiyor, şimdi onu bulmalıyız. | Open Subtitles | ولكننا نحتاج للعثور على إبنكما نحتاج للعثور عليه الآن |