ويكيبيديا

    "ofiste" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المكتب
        
    • بالمكتب
        
    • مكتب
        
    • المكتبِ
        
    • مكتبه
        
    • للمكتب
        
    • المكاتب
        
    • في مكتبي
        
    • في مكتبك
        
    • مكتبنا
        
    • بمكتب
        
    • بمكتبي
        
    • مكاتب
        
    • مكتبى
        
    • مكتبٍ
        
    Çok, çok az insan gerçekten ofiste uzun ve bölünmemiş bir zaman geçiriyor. TED قليل جدا من الناس يقومون بأعمال باعمال لفترات طويله دون إنقطاع في المكتب
    Bütün gün ofiste olacağım. Beni orada bulabilirsin. Ben seni ararım. Open Subtitles .حسناً، سأكون في المكتب طيلة اليوم يمكنك أن تقبض عليّ هناك
    Chip bizim ofiste posta dağıtımında çalışıyor ve her daim elimin altında. Open Subtitles تشيب يعمل معي في المكتب وهو يملك كل وقت العامل من اجلي
    Sonra, sen bana ofiste kullanmam için bu kalem kutusunu verip haksız çıkardın. Open Subtitles ومن ثمّ، تهدوني حقيبة قلم الرّصاص هذه لأستعلمها بالمكتب وتثبتون إنّني على خطأ
    - Hayır baba. Küçük köhne bir ofiste hayatım boyunca tıkılıp kalamam. Open Subtitles لا أستطيع تقبل أن أكون محاصراً لبقية حياتي وراء مكتب صغير قذر
    - Birsürü günlük tutardı. - Burada ya da ofiste değiller. Open Subtitles ــ أنه يحتفظ بها ــ هم ليسوا هنا أو في المكتب
    Dedektif, bu ofiste politik bozulmaları takip etmek mecburiyetimiz var. Open Subtitles أيها المحقّق نحن مكلّفون في هذا المكتب بمكافحة الفساد السياسيّ
    Ve müdürlerim şunu öğrenmeli; onların yeri ofiste, sanatta değil. Open Subtitles ومدرائي يجب أن يعرفوا بأن مكانهم هو المكتب وليس الفنون
    Bana yakınlaştı ve geç olmuştu fakat ofiste halen çalışanlar vardı. Open Subtitles كان الوقت متأخر و لكن المكتب كان مليء بالطلاب الذين يعملون
    Eşinizin ofiste güzel bir bayanla görüştüğünü itiraf etmesi mi? Open Subtitles حين أعترف زوجك بأنه وجد فتاة ما في المكتب ظريفة؟
    Şimdi bana koca ofiste hiç kimsenin ekstradan bir yardımı alamayacağını mı söylüyorsun? Open Subtitles هل تعني بأنه لايوجد أحد في المكتب بأكمله.. قد يستفيد من شخص إضافي؟
    Ve son ihtiyacım olan şey, ofiste kız arkadaşımla bir kavga. Open Subtitles وآخر ما أريد هو هو التشاجر مع صديقتي هنا في المكتب
    Ufaklık o kadar yorgundu ki, arka taraftaki ofiste uyuttum. Open Subtitles فلقد كان الصغير متعبًا جدًّا، وضعتُه لينام في المكتب الخلفيّ
    Bana katılıp ofiste Taliban kurallarına göre yaşayacağına dair taahhüt verir misin? Open Subtitles هل ستنضم إلى في العهد لتعيش بقوانين طالبان في هذا المكتب ?
    Ve o gece bu ofiste ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Open Subtitles وكلانا يعلم ماذا فعلنا في هذا المكتب تحديداً في تلك الليلة
    Olayın emsalleri ve muhtemel seçeneklerle ilgili ofiste bir araştırma yapıyordum. Open Subtitles كنتُ اقوم ببعض البحوث بالمكتب حول الأحداث السابقة، والخيارات المتاحة، وأعتقد..
    Bana gelince ofiste kalıp sık sık bir iki saat daha çalışırım. Open Subtitles أما بالنسبة لي، فأبقى في أغلب الأحيان بالمكتب وأعمل لساعة أو ساعتين إضافيتين
    Ve on dakika içinde ofiste olup Gavin'i görmek zorundayım. Open Subtitles ويجب أن أكون في مكتب ونرى غافن في 10 دقيقة.
    Ve Washington D.C.'deki her ofiste oy toplama görevlileri var. Open Subtitles أجل، ولديهم جماعات للسلطة التشريعية في كل مكتب في العاصمة
    Eğer yarın biri çiçek göndermek isterse, yarın ofiste olacağım. Open Subtitles أنا سَأكُونُ في المكتبِ غداً إذا أي شخص يُريدُ إرْسالي زهورَ.
    Charlie hep doğru zamanlarda ofiste takılmayı nasıl beceriyor, tuhaf. Open Subtitles لقد توقفت عن البكاء إنه لمن المضحك كيف أن شارلي قد علق في مكتبه في الوقت المناسب
    Benim ofiste söylenen olmadı. Open Subtitles لم يحضر احد للمكتب ، فاخذت باقى اليوم اجازة
    Çigirindan çikmisti. Sabah 9 aksam 7 arasinda ofiste sikismenin yasak oldugunu duyurmak zorunda kalmistim. Open Subtitles أصبح الأمر سيئاً لدرجة أني اضطررت أن أعلن منع ممارسة الجنس في المكاتب بين التاسعة والسبعة
    Neyse, ofiste buna baktım, her zaman olduğu gibi rafta duruyordu, ve neden hiç açmadığımı düşündüm. TED والآن ، وكنت أبحث في هذا ، كان في مكتبي ، كما هو الحال دائما على الرف ، وكنت أفكر ، لماذا لم أقم بفتحه؟
    Ama anlattığım tüm sapkın saçmalıkları bu ofiste duymuş olmalısın. Open Subtitles ولكنك بالتأكيد تواجه كل أنواع الإنحرافات النفسية في مكتبك هذا.
    ve Chuck ve Randy birlikteler, 10 saat sonra ofiste oynuyorlar. TED لقد كانوا تشك وراندي معاً، بعد عشر ساعات من تجربة الذراع في مكتبنا.
    Hepsi 1.80 boyunda ve kılsız olan Glamazon kadınlarıyla dolu bir ofiste çalışıyorum. Open Subtitles أعمل بمكتب مليء بفاتنات طولهن يبلغ الست أقدام،
    Departmanın yarısıyla birlikte alt ofiste çalışıyordum. Üzgünüm, sana numarasını vermeliydim. Open Subtitles كنت أعمل بمكتبي بالشقة، أنا آسف، كان يجب أنا أعطيك الرقم
    Gece kulübü sıkıcı bir ofiste çalışmaya benzemez. Open Subtitles والعمل في الملهى الليلي ليس مثل العمل في مكاتب المومسات.
    Bende arabamı arkadaşıma ödünç verdim, ve cüzdanımda ofiste kalmış. Open Subtitles وقمتبأعارةسيارتىلأصدقائى. ونسيتمحفظتىفى مكتبى.
    Hey, burada ödünç bir ofiste dizüstü ile çalışıyorum farkındasın heralde. Open Subtitles أنت، إني أعمل على كمبيوترٍ محمول في مكتبٍ مستعار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد