Hayırsever beyaz insanların yardımıyla, kendi okullarını inşa ettiler. | TED | بمساعدة الناس البيض الخيِّرين، بنوا مدارسهم الخاصة. |
Maalesef ki tam puan alan çocuklar okullarını kırılmış olarak bitiriyorlar. | TED | مع الأسف، ورغم العلامات الممتازة يغادر الأطفال مدارسهم محطمين. |
okullarını üssümüz sandılar ve oraya saldırdılar. | Open Subtitles | الأغاد اعتقدوا أن مدرستهم مقر سري للمقاومة وهاجموها |
Arkadaşlarındaki ayrılık, okullarını günlerce sürecek, yüzlerce dolara mâl olacak ve 12'den fazla öğrenci değişimiyle sonuçlanacak bir çatışmaya sürükleyecekti. | Open Subtitles | الصدع في صداقتهم سيقود مدرستهم لصراع دام عدة أيام و كلف مئات الدولارات |
Demek, devlet okullarını kalabalıklaştıracak haa.. | Open Subtitles | ازدحام بالمدارس العامة، بالطبع |
"Belediye meclisi toplantısında, yerel mülk sahipleri.... ...Halloran'ların önerisini, devlet okullarını aşırı kalabalıklaştıracağı gerekçesiyle reddetti" | Open Subtitles | "في اجتماع مجلس تقسيم المناطق، أصحاب العقارات المحلية اعترضوا... ... على اقتراح "هالوران" على أساس أنه سيخلق ازدحام بالمدارس الحكومية " |
Bir kaç yıl önce,L.A şehri... ...şehir okullarını onarmak için... ...2.5 milyar dolara ihtiyaçları... olduğuna karar verdi. | TED | لذا بضع سنوات سابقة، مقاطعة لوس أنجليس قررت أنها تحتاج إلى أنفاق 2.5 مليار دولار لإصلاح مدارس المدينة. |
Ve bu üç genç adam da, takımlarını, okullarını ve ailelerini gururla temsil ediyorlar. | Open Subtitles | وهؤلاء الشباب الرائعون الثلاثة يمثلوا فرقهم، مدارسهم وعائلاتهم بالشرف |
Burada çok eski bir adetimiz vardır, çocuklardan, okullarını kalkındırmak için sattıkları ve istemediğimiz veya hiç ihtiyacımız olmayan, şeyler alırız. | Open Subtitles | هنا في المنتصف, لدينا تقليد قديم للابناء في كيفية استثمار المال لصالح مدارسهم بالقرع على ابواب الجيران, |
Sırada bekleyip, işlerini, okullarını asıp seni görmeye gelenler. | Open Subtitles | انّهم ينتظرون في صفوف، تركوا عملهم تركوا مدارسهم لرؤيتك |
Şimdilik haftada 200.000 çocuğa mesaj atıyoruz. Mesajların içeriği de çocukların okullarını daha yeşertmeleri ve evsiz kimseler hakkında çalışmalar yapmak gibi benzeri şeyler. | TED | نقوم حالياً بإرسال رسائل لحوالي 200,000 طفل في الأسبوع حول حملاتنا المختلفة لجعل مدارسهم أكثر ملاءمة للبيئة, أو لنعمل بما يخص المشردين وأشياء أخرى من هذا القبيل. |
Oğullarıma dövme yaptırdın, okullarını değiştirdin Rod'a ışıklı ayakkabılar aldın. | Open Subtitles | لقد اعطيت اوشاما لأطفالي لقد قمت بتغيير مدرستهم اشتريت حداء لرود اللدي يضيئ مثل ميدان تايمز |
Çocuklar okullarını seviyor, ayrıca Başkentteki devlet okulu sistemi hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | -أعلم - الأولاد يحبون مدرستهم ... ولا يوجد لي فكرة كيف تكون المدارس العامة في العاصمة. |
Yardıma muhtaç aşçılık okullarını devralmış. | Open Subtitles | يستولي على مدارس تعليم الطبخ التي تحتاج لمُساعدة. |
Bu yüzden ilk işimiz ulusumuzun okullarını düzeltmek onlara kaynak sağlamak ve onları güçlendirmek için kapsamlı reformlar içeren bir yasa tasarısı hazırlamak olacak! | Open Subtitles | و على ذلك فأول طلب من الأعمال التجارية لهذه الإدارة سيكون مشروع قانون إصلاح تعليمي شامل لإصلاح صحيح، تمويل وتعزيز مدارس أمتنا |