ويكيبيديا

    "olağanüstü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • رائعة
        
    • استثنائية
        
    • إستثنائي
        
    • استثنائي
        
    • الرائع
        
    • غير عادية
        
    • إستثنائية
        
    • غير عادي
        
    • الرائعة
        
    • خارق
        
    • مدهشة
        
    • خارقة
        
    • الإستثنائي
        
    • الإستثنائية
        
    • الاستثنائية
        
    Evet, kocamın yatırım dünyasında olağanüstü bir geleceği görme yeteneği vardır. Open Subtitles نعم, في عالم الإستثمارات زوجي كانت لديه قدرة رائعة لرؤية المستقبل
    Korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı. TED عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية.
    Sıcak ve soğuk akıntıların etkileşimi deniz yaşamında olağanüstü bir çeşitlilik oluşturur. Open Subtitles هذا التفاعل من التيارات الدافئة والباردة يولّد تنويع إستثنائي من الحياة البحرية
    Bütün bu biyolojinin harika tarafı, aynı zamanda olağanüstü bir ölçek ekonomisini yansıtmasıdır. TED لذلك ,الشيء الأجمل إطلاقاً في علم الأحياء هو:أنها تعبر عن ميزان اقتصادي استثنائي
    Evrenimiz daha büyük bir çoklu evrenin parçası olur, olağanüstü sonsuz genişleme hızı komşu bir evrenle karşılaşmamızı olanaksız kılar. TED وكوننا سيكون جزءًا من عدة أكوان أكبر منه وتواجد التضخم الأبدي الرائع فيها يجعل فرصة لقائنا بكون مجاور أمرًا مستحيلًا.
    Şu an ki kuruluşum, Global Witness için bu ifşalar zinciri olağanüstü. TED حتى الآن وبالنسبة لمنظمتي جلوبال ويتنس، أصبحت هذه التسريبات غير عادية واستثنائية.
    Şimdi, Lesterland'deki Lester'ların olağanüstü bir gücü var. TED اللستريون في لسترلاند لديهم سلطة إستثنائية,
    Bununla ilgili bir şey, bize olağanüstü avantaj sağlaması. TED و الشىء الأوحد عن هذا, أنه يعطينا نفوذا غير عادي.
    Denizde gördüğünüz bu tuhaf lekeler bir hayvanın olağanüstü stratejisinin izleri. Open Subtitles هنا، صخور مغمورة غريبة على قاع البحر تكشف تقنية رائعة لحيوان
    Bir araya gelip ortaklaşa çalıştığımızda olağanüstü başarılar elde edebiliriz. TED وعندما نجتمع ونعمل كشخص واحد يمكننا تحقيق نتائج رائعة
    1950'li yıllarda Oxford şehrinde, olağanüstü bir doktor vardı. Bu sıradışı kişinin adı Alice Stewart'tı. TED في أكسفورد إبان الخمسينيات، كان هنالك طبيبة رائعة واستثنائية جدا، تسمى أليس ستيوارت.
    Büyümeye başlayınca, olağanüstü bir savaş gücüyle doğdu gelişti ve bu onu biraz vahşileştirdi, ben babası, ondaki dehşeti hissettim. Open Subtitles ولدت معه قوة استثنائية و لكن , كان هناك شئ غامض فى قوته و بمرور الوقت , بداءت ترعبنى شخصيا
    Bir başına burada yaşayabildiğine göre teyzeniz olağanüstü biri olmalı. Open Subtitles لا بد أن عمتكم استثنائية لتعيش هنا في الأعلى لوحدها.
    Karar verdim, sizin gibi ben de olağanüstü kusursuz olacağım. Open Subtitles ولقد قررت ، مثلك أنتِ، أنني إستثنائي للغاية لأقوم بالتنظيف.
    Bu güzelce yayılmış ayakları engeller yokmuş gibi kullanıyor -- gerçekten olağanüstü. TED إنه يستخدم قدمه الجميلة الموزعة ليمشي وكأن تلك العقبات ليست موجودة اصلاً. إستثنائي حقاً.
    dünyanın bu bölümlerine bağlanma gerçekten olağanüstü ve hızla artmaya da devam etmektedir. TED الربط في هذه الأجزاء من العالم هو حقا استثنائي ، ومستمر في الزيادة.
    Güzel, çünkü onsuz yapabileceğim şeyler de var, hem de olağanüstü olarak. Open Subtitles ممتاز، لأنّه هنالك الكثير من الأمور التي يمكنني فعلها بدونه وبشكلٍ استثنائي
    Bay Magorium'un muhteşem, olağanüstü Mucize Dükkanı'nın altında doğan adamın. Open Subtitles الذي يعيش اسفل المكان المدهش الرائع متجر السيد ماجوريوم العجيب
    Lütfen beni affedin, siyah bir adam olarak, kutlama için, Obamanin seçilmesi olağanüstü bir işaretti aslında iyilğin yıllıdır, TED اسمحوا لي كرجل اسود بالاحتفال ان انتخاب اوباما هو اشارة غير عادية على ان الامر هو هنا سنة الاصلاح
    Tabii, olağanüstü insanlar, olağanüstü ilgi görürler! Open Subtitles حسناً، يحصل الناس الإستثنائيون على معاملة إستثنائية
    Fakat onlar tam 18.000 yıl önce yaşamıştı... ...ve bu, gerçekten düşünmesi olağanüstü bir şey. TED لكنهم عاشوا قبل 18,000 سنة فقط. وهذا حقا غير عادي للتفكير فيه.
    Birçok varlığa yardımcı olacak her türden olağanüstü şeyi ezberleyebilir. TED يمكن ان يحفظ كل تلك الأشياء الرائعة ليساعد الكائنات الأخرى
    Şunu söyleyebilirim, kadınlar üzerinde olağanüstü bir etkisi vardı. Open Subtitles و لكنى سأقول شيئا واحدا ، اٍن لديه تأثير خارق على النساء
    Az önce bahsettiğin fikirlerin çeşitliliği baş döndürücü, olağanüstü, harika. TED كمية الافكار التي تحدثت عنها مدهشة و مبهجة ولا تصدق
    Her birinize dinozorlar diye tabir edilen canlıların sahip olduğu olağanüstü güçler verilecek. Open Subtitles كل واحد منكم سيحصل على قدرات خارقة تعادل قوة المخلوقات القديمة التى تسمونها الديناصورات
    Ona, kendini yetiştirip gördüğüm en olağanüstü insanlardan, tanıma ayrıcalığına eriştiğim en iyi ajanlardan biri olan ...o küçük kıza baktığımda tek gördüğüm, günahlarımın bağışlanacağı umududur. Open Subtitles عندما أنظر إليها، عندما أنظر إلى البنت الصغيرة الذي رفع نفسه أن يصبح أحد أكثر الإستثنائي البشر
    Belediye yönetiminin olağanüstü çabaları sayesinde Open Subtitles نتيجة للجهود الإستثنائية لبعض زعمائنا المدنيين
    Burada bulunan herkes, eğer yaşıyacak olursa, şehirlerde meydana gelen bu olağanüstü olaydan etkilenecek. TED على كل شخص في هذه الغرفة .. إن بقيتم على قيد الحياة سوف يتأثر بما .. يحدث في المدن جراء هذه الظاهرة الاستثنائية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد