| Bu makale hakkında ilginç olan şey, okurların, hakkında yorum yapmasıydı. | TED | هو أن الناس بدأوا في التعليق حول المقال ، أي القراء |
| Ancak daha çarpıcı olan şey ise gelir dağılımının en tepesindeki dengesizlikte görülüyor. | TED | ولكن الأكثر إثارة للانتباه هو ما يحدث في أعلى القمة من توزيع الدخل. |
| Ama asıl zor olan şey, nesiller arasındaki duygusal manzarada gezinmektir. Ve "İnsan yaşlandıkça kemale erer" atasözü de doğru değil. | TED | و لكن ماهو اكثر صعوبه هو أن المشهد العاطفي بين الأجيال و المثل القديم القائل مع الزمن تأتي الحكمة غير حقيقي |
| Bu kadar belaya girecek kadar önemli olan şey nedir? | Open Subtitles | أعني، ما الشيء الذي يستحق عناء المرور بكل هذه المصاعب؟ |
| Sonrasında olan ise, bu tip durumlarda hep olan şey oldu. | TED | و ما حصل بعد ذلك هو ما يحصل دائما تقريبا في تلك الحالات. |
| Burada asıl gizemli olan şey bütün bunların bizim teşhisimizi engellememesidir. | Open Subtitles | الغريب في الأمر أن هذا لم يمنعنا من الاندماج في العمل |
| olan şey şu; bu mavi hücreler çoğalıyor ve bütün selülozu çevreliyorlar. | TED | ما حدثُ هو أن هذه الأجسام بدأت بالتكاثر وملأت هذه السقالة بالكامل. |
| Doğru olan şey, kadınların bu konuda konuşurken daha fazla utanç hissetmesidir. | TED | بينما الصحيح، هو أن النساء يشعرن عادةً بالخجل عند الحديث عن ذلك. |
| Fakat olan şey şu gibi görünüyor, yapay zekâ otoyolda giden kamyonları saptamayı öğrenmişti, yani kamyonları arkadan göreceğimiz bir şekilde öğrenmişti. | TED | لكن ما يبدو وكأنه حدث هو أنه تم تدريبه للتعرف على الشاحنات في الطريق السريع حيث قد تتوقع رؤية الشاحنات من الخلف. |
| İhtiyacımız olan şey yiyeceklerimize ne yaptığımızı anlamak için geçmişe dönmek. | TED | ما نحتاج القيام به هو العودة إلى الوراء لفهم ماهيّة طعامنا. |
| Yapay yer fıstıklarına olacak olan şey... ...toplumumuzdan hareket ederek... ...burada başlayacak ve en sarhoş... ...en cimri olanı burada toplanacak. | TED | ما سيحدث لقطع الستايروفوم الصغيرة هو أنها ستبدأ بالحركة في مجتمعنا و ستتكدس في أكثر مجموعة من الناس ثمالة و بخلا. |
| İhtiyacımız olan şey iyi bir suç avukatı ve ben birini tanıyorum. | Open Subtitles | ما نحتاجه هنا هو محامي جنائي رائع و أنا أعرف واحدًا مناسبًا |
| Şaşırtıcı olan şey, bu eğilimin girişimci dünyasında bile devam ediyor olması. | TED | الشيء الذي قد يثير دهشتك هو أن هذا التوجّه مستفحل حتى في مجال ريادة الأعمال. |
| Sömürgeciliğin kötü olan tarafı, ve yardım programlarımızın bazılarındaki kalıcı olarak kötü olan şey baskı ve küçültme unsurları barındırmasıydı. | TED | الشيء الذي كان سيئا عن الاستعمار ، وهو شر التبعية في بعض جوانب برامجنا للمعونات ، هو تشارك عناصر القهر والتعالي. |
| Şu an üretimde olan şey, dijital üretimdeki dijital ip adı verilen şey. | TED | حاليا، في التصنيع، ما يحدث هو، ما يسمى بالخيط الرقمي في الصناعة الرقمية. |
| Burada, Delano'da olan şey Salinas ya da Stockton'da olanla aynı. | Open Subtitles | ما يحدث هنا في ديلانو هو نفس مايحدث في سلايناس وستوكتن |
| Net olan şey sana bunu yapan adamın icabına baktım. | Open Subtitles | ما حصل هو بأني توليت أمر ذلك الشخص الذي فعل بكِ هذا |
| Ve üzücü olan şey Daha iyi bir iş çıkardın biliyorum. | Open Subtitles | والمحزن في الأمر هو علمي بأنك كنت لتقدم عملاً أفضل منها. |
| Silindirimizin hikayeye giriş yaptığı noktada olan şey ise dikkate şayan. | TED | ما حدث لاحقا كان رائعا، وهنا حيث دخلت أسطوانتنا إلى التاريخ. |
| Büyük ihtimalle olan şey, Şişeyi kendisi için aramaya gittiği. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي حدث هو ذهابها لتحصل على القارورة لنفسها |
| Önemli olan şey ise bunların neler olduğunu sen bulmalısın. | Open Subtitles | والشيء المهم أنك يجب أن تفهمي ما هي هذه الإستعمالات |
| Asıl silah gibi olan şey o uzun koca tırnaklardır. | Open Subtitles | أتعرف ما الذي يعتبر سلاحاً بحق؟ أظافر أصبع القدم الكبيرة. |
| Sepetinizdeki kibrit kutusu tam da ihtiyacım olan şey. | Open Subtitles | علبة أعواد الثقاب هذه التي في سلتك، هي ما احتاجه بالضبط. |
| Kavrayış konusunda çalışma ile ilgili ilginç olan şey kısıtlı olduğumuzdu, bir şekilde. | TED | الشيء المثير للاهتمام حول دراسة الإدراك هو أننا كنا محدودين، بطريقة ما. |
| Önemli olan şey, asla kendi arzularınızdan vazgeçmemeniz. | Open Subtitles | أهم شيء هو ألا تفقدا التركيز على أنفسكما |
| Enfes bir yemekten daha güzel olan şey nedir? | Open Subtitles | الذي مراهنُ الشيءَ الواحد مِنْ وجبةِ طعام رائعةِ؟ |
| Ve ilginç olan şey, eğer diziyi değiştirirseniz 3 boyutlu katlanmayı da değiştirmiş olursunuz. | TED | والشئ المثير هو أنه يمكنكم تغيير التسلسل، تغيرون الإنطواء ثلاثي الأبعاد. |
| Ama çok garip olan şey, insanları defnetme izni için belli büyüklükte bir araziniz olmasına gerek yok | TED | ولكن الشيء الغريب حقا هو أنك لست بحاجة لامتلاك قطعة أرض ذات مساحة محددة قبل أن يسمح لك بالبدء بدفن الناس فيها. |