ويكيبيديا

    "olan tek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوحيد الذي
        
    • الوحيدة التي
        
    • الوحيد الذى
        
    • الشيء الوحيد
        
    • هو كل
        
    • الوحيد في
        
    • الوحيدة التى
        
    • الوحيد صاحب
        
    • كل ما
        
    • الأمر الوحيد
        
    • الشئ الوحيد
        
    • الوحيدة من
        
    • الوحيد الموجود
        
    • الوحيد الّذي
        
    • الوحيد على
        
    Ama belki de... bu... var olan tek gerçek kötülük. Open Subtitles ولكن ربما يكون هذا هو الشر الوحيد الذي تركته خلفك
    Ama belki de... bu... var olan tek gerçek kötülük. Open Subtitles ولكن ربما يكون هذا هو الشر الوحيد الذي تركته خلفك
    Ama kostümün içini dolduracak kadar şişman olan tek kişi bendim. Open Subtitles ..لكني كنت الوحيد الذي سمين بما فيه الكفاية ليليق عليه الزيّ
    Ve gariptir ki, göğüs büyütmeden daha popüler olan tek plastik cerrahi operasyon liposuction, bunun da çoğu erkekler tarafından yaptırılıyor. TED و الغريب أن العملية التجميلية الوحيدة التي تلقى رواجاً بعد تكبير الصدر هي شفط الدهون، و معظم ذلك يقوم بأدائه رجال.
    Onu, verebileceğim asla akıllarına gelmeyecek olan tek kişiye vermeliydim. Open Subtitles أعطيتها إلى الشخص الوحيد الذي لن يظنوا أنني أعطيتها له
    Bu durumda olan tek kişi sen olduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين أنكِ الشخص الوحيد الذي واجه هذا الأمر ؟
    Kız arkadaşım kendisininkini yemedi çünkü görünüşe göre ihtiyacı olan tek afrodizyak benim. Open Subtitles صديقتي لا تريد حصتها. السبب لأنه حسب توقعي أنني المثير الوحيد الذي تحتاجه.
    Bu dünyada seni bir yerlere götürecek olan tek şey bu. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي سيوصلكِ إلى أي مكان في العالم
    Çünkü dördüncü şüpheli, her iki olay yerinde hiç kımıldamamış olan tek kişi. Open Subtitles لان المشتبه به الرابع هو الوحيد الذي لم يتحرك بكلتا الجريمتان ولا بوصة
    Bir değeri olan tek tarih bugün bizim yaptığımız tarihtir. Open Subtitles التاريخ الوحيد الذي يستحق اللعن هو التاريخ الذي نصنعه اليوم
    Bana evlat demek hakkına sahip olan tek insan babamdı. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي يحق له أن يناديني بذلك هو أبي
    Görünüşe göre ikna etme yeteneği güçlü olan tek baba ben değilim. Open Subtitles يبدو أنني لست الأب الوحيد الذي يتمتع بقدرات إقناع رائعة أليس كذلك؟
    Önemli olan tek şey onu, Amerika topraklarında suikasta uğramaktan kurtarmak. Open Subtitles الوحيد الذي يهم أن نبقيه بأمان من الاغتيال على تراب أمريكي
    Şu anda ihtiyacım olan tek şey çalışmaya devam etmek. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أحتاج لفعله الآن هو الإستمرار في العمل.
    İnan bana, bebeğim, ihtiyacın olan tek seçme burada yapılıyor. Open Subtitles صدقني يا عزيزي هذه هي التجربة الوحيدة التي ستحتاج إليها
    Yunus dövmesi olan tek anne sen olmayacaksın, inan bana. Open Subtitles صدقيني, انت لن تكوني الام الوحيدة التي تضع وشما لدولفين
    Doku örneklerimin bozulduğu gece morguma girme imkânı olan tek kişi sendin. Open Subtitles انتِ الوحيدة التي أمكنها الولوج لمشرحتي الليلة التي تلفت فيها عينة الأنسجة
    Enfekte olan tek kişinin Teğmen Scott olduğundan emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكده أن ملازم سكوت الوحيد الذى إصيب بالعدوى
    İhtiyacım olan tek hediye tüm gece boyunca kilisede oturup sırtımı ağrıtmamaktı. Open Subtitles ألا أٌتعب ظهري بالجلوس في المدخل طوال الليل هو كل ما أريده
    Herhalde 101. Hava indirmede atlayış kanatlarında üç yıldız olan tek adam sensin. Open Subtitles تهانئي لانك تعد الوحيد في الفرقه 101 الذي نال ثلاث نجوم علي شارته
    Anlaşıldı ki Hindistan'da önemi olan tek spor kriket. Open Subtitles لقد ثبت أن اللعبة الوحيدة التى تهمنا فى الهند هى الكريكيت
    Tamam, bakın, Dr. Brennan burada olana kadar buranın yetkilisi benim çünkü doktorası olan tek ben varım. Open Subtitles حسناً , حتى تصل الطبيبة أظنني سأتولى القيادة بكوني الوحيد صاحب الدكتوراة
    İhtiyacımız olan tek şey biraz sabır. Ne yapılacağını o bilir. Open Subtitles كل ما نحتاجه هو القليل من التريث إنه يعرف ما العمل
    Ama derler ki; önemli olan tek şey denemekten asla yılmamaktır. Tamam mı? Open Subtitles ولكن الأمر الوحيد المهم فعلاً هو ألا تكف عن المحاولة أبداً موافق ؟
    Artık önemli olan tek şey, önündeki savaşta mücadele etmek. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي يهم الآن هو خوض الحرب التي أمامك
    Firari olan tek bağlantısı o. Open Subtitles انها الوحيدة من مساعديه التي لم يتم القبض عليها
    Var olan tek etik ikna biçimi ikna eden kişinin amaçlarıyla ikna edilenin amaçları birleştiği zaman olur. TED الشكل الأخلاقي الوحيد الموجود للإقناع حينما يكون هدف الشخص المُقنِع يتماشى مع أهداف الشخص المُقنَع.
    Buralarda azıcık mantıklı olan tek kişiyle baş başa kalmaya. Open Subtitles ذاهب لأستجدي رفقة الشّخص الوحيد الّذي يتعامل ببعض المنطق هنا
    Bu odada canlı olan tek şey o makine. Open Subtitles الشيء الوحيد على قيد الحياة في هذه الغرفة هو ذلك الجهاز.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد