ويكيبيديا

    "olası değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غير محتمل
        
    • غير المحتمل
        
    • غير مرجح
        
    • غير المرجح
        
    • مستبعد
        
    • ليس محتمل
        
    • المستبعد
        
    • ذلك بعيد الاحتمال
        
    Ama olası değil. Petrol yataklarından çıkarları olacaktır. Open Subtitles ولكنه غير محتمل ، انهم سيريدون دس انفسهم للسيطرة على حقول النفط
    Bu olası değil. Kömür çok fazla heparin emerdi. Open Subtitles هذا غير محتمل كان لينظف غسيل الدم معظم الهيبارين
    Yani söylemeliyim ki deniz anasının vahşi yaşam ortamında bu kadar uzun süre yaşaması olası değil. TED حيث يقال أنه من غير المحتمل نجاة أي من قناديل البحر في البرية
    Birlikte olmaları olası değil. TED عند أخذ كل واحد منهم مجتمعة يكون غير مرجح.
    En başarılı işletilen balıkçılıkla bile, gelecekte okyanustan bugün aldığımız balıktan daha fazlasını alabileceğimiz olası değil. TED ومن غير المرجح في أفضل مناطق الصيد تنظيماً أننا سنتمكن من أن نصطاد كميات أسماك أكبر مما نصطاده اليوم.
    Eğer kendini klonlamadıysa beş yapmış olması hiç olası değil. Open Subtitles اعني اذا كانت تفعلها بنفسها, هذا يبدو مستبعد جداً
    Denise, bu pek olası değil, neden biliyor musun: Open Subtitles دينيس هذا ليس محتمل و ذلكبسبب
    Teknik olarak ama pek olası değil. Open Subtitles من الناحية الفنية. ولكن من المستبعد جداً
    Bu olası değil. Kömür çok fazla heparin emerdi. Open Subtitles هذا غير محتمل كان لينظف غسيل الدم معظم الهيبارين
    Çok olası değil. Cinsel sadistler tanımadıklarına saldırır. Open Subtitles ذلك غير محتمل الساديون الجنسيون يهاجمون بشكل عشوائي
    Hodgins, saçında çakıl buldu ama çakılla ölmesi, olası değil. Open Subtitles هودجينز وجد حصى في شعهرها لكن الموت بسبب الحصى غير محتمل
    Hodgins, saçında çakıl buldu ama çakılla ölmesi, olası değil. Open Subtitles هودجينز وجد حصى في شعهرها لكن الموت بسبب الحصى غير محتمل
    Bunun için temel bilimsel deneyimi vardı fakat tek başına bunu başarması olası değil. Open Subtitles ولديه الخبرة الكافية في مجال الاشعاع ولكنه من غير المحتمل جدا ان يكون قد نجح لوحده
    Pek olası değil, ama hadi bu sefer doğa anayı bağışlayalım. Open Subtitles من غير المحتمل ولكن لندع هذا الأمر جانباً
    Görüntü üstünde elektrik şirketinin oynamış olması olası değil. Open Subtitles حسناً، من غير المحتمل أنّ شركة الكهرباء قد تدخّلت بذلك
    olası değil, geriye kalan Jaffa filosu Dakara'yı koruyor. Open Subtitles غير مرجح "إسطول الجافا المتبقي يدافع عن "دكارا
    Pek olası değil lakin olabilir de. Open Subtitles غير مرجح ولكن محتمل
    Dışlanmanın bu kadar sürmesi olası değil. Open Subtitles من غير المرجح أن يستمر المنبوذ طوال هذه الفترة
    Aynı anda ölmeleri pek olası değil. Open Subtitles من غير المرجح أنهما أعدا هذه الميتتة في آن واحد.
    Şey, küçük de olsa enerjiyi soğurup daha fazla güç kazanma ihtimali var yani ama pek olası değil. Open Subtitles حسناً، أعني أن هناك احتمالاً ضئيلاً أن يقوم بامتصاص الطاقة ويكتسب قوة أكثر، ولكن هذا أمر مستبعد
    Yargıç Natalie'nin ehliyetsiz olduğuna karar verebilir ama bu pek olası değil. Open Subtitles لابد أن يحكم القاضي بأنّ (ناتالي) لا تصلح للوصاية عليها، وهذا مستبعد.
    Pek olası değil. Open Subtitles هذا ليس محتمل
    Olur da yakalanırım diye önceden şantaja delil üretmesi pek olası değil. Open Subtitles من المستبعد أنه قد لفق دليلاً وقائياً لابتزاز فقط في حالة أنه تعرض للاعتقال

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد