ويكيبيديا

    "olayın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحدث
        
    • الحادثة
        
    • الحادث
        
    • الأحداث
        
    • صفقتك
        
    • لحدث
        
    • أحداث
        
    • القضيه
        
    • القضيتين
        
    • الحوادث
        
    • الظاهرة
        
    • الحادثه
        
    • للحدث
        
    • لحادثة
        
    • هي خدعتكَ
        
    Bu olayın anısına babam, annemin kamikaze takımının arkasına yükselen ejderhayı işledi. Open Subtitles لكي تحيي ذلك الحدث أبي طرز تنينا على ظهر بدلة أمي الإنتحارية
    Bahsi geçen olayın cinayet olduğunu kanıtlaman için sana meydan okuyorum. Open Subtitles أتحداك أن تثبت هذا الحدث بشأن ذلك قتل إثنان متحدثان منا
    Tekrar birkaç sesle yaptığımız bu parçalardan birini dinleteceğim. ama bu sefer olayın herkes tarafından yansımasının oluşturduğu şairane hissi sezebiliyorsunuz. TED وسأقوم الآن بعرض مقتطف قصير لنموذج حقيقي قمنا به لهذه الأصوات، ولكن ستشعرون بذلك حقا برواية كل شخص خلال هذه الحادثة.
    Bu olayın ardındaki gerçeği bir kenara bırakacak olursak, Hz. Open Subtitles وأيا كانت حقيقة هذه الحادثة في مكة محمد كان حبيس
    İkincisi de, bu olayın ortaya çıkmasından acayip derecede korkuyordu. Open Subtitles و الثاني أنه كان يخشى أن يعرف الناس بهذ الحادث
    olayın görüntüleri yayılmaya başladı ve Meksika hükûmeti her zaman yaptığını yapıp TED صور الأحداث وإطلاق النار بدأت بالتداول والحكومة المكسيكية فعلت كما تفعلها دائمًا
    Ancak bu destansı olayın gerçekleşmesi pek çok koşulun sağlanmasına bağlı. Open Subtitles ،لكن ليحدث هذا الحدث الهائل فيجب أن تجتمع عدّة عناصر سويةّ
    - Son olayın koordinatlarını biliyordu. Onları da yazmaya çalışmış. Open Subtitles كانت تعرف إحداثيات الحدث التالي و كانت تحاول ان تكتبها
    - Son olayın olacağı yeri biliyordu. Onu yazmaya çalıştı. Open Subtitles كانت تعرف إحداثيات الحدث التالي و كانت تحاول ان تكتبها
    Bu resim zamanında gerçekten çok ilgimizi çekmişti, çünkü olayın tamamını özetliyor. TED هذه الصورة بالذات جلبت حقا انتباهنا في الحين، لأنها تلخص إلى حد كبير هذا الحدث.
    Yani aslında izlemek, olayın epey büyük bir parçası. TED وبعبارة أخرى، تعتبر مشاهدته جزءا لا يتجزأ من هذا الحدث.
    Biz bu kazanın, bu trajik olayın oluşumundaki rolümüzü kabulleniyoruz. Open Subtitles ونحن نفهم ونقر بدورنا في الأحداث المؤدية إلى وقوع الحادثة
    Bakın, bu olayın binanın kalitesi üzerinde hiçbir etkisi yok. Open Subtitles انظري، الحادثة ليس لها أي تأثير على جودة هذا المكان؟
    Umarın bu trajik olayın... bizimle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorsundur. Open Subtitles آمل ألاّ تظن أن هذه الحادثة المأساوية لها علاقة بنا
    Bu olayın daha geniş çaplı bir olayın parçası olduğunu söyleyebilir misiniz? Open Subtitles بالرغم من ذلك، أنا أشعر بالفضول، أأنت تقول أن الحادث هو ​​جزء
    En sonunda, eğer şanslıysanız, olayın üzerinden 3 ya da 4 saat geçtikten sonra tedavi edilirsiniz ama kalp kası ölmüştür. TED وأخيرا، إذا كنت محظوظا، تتلقى العلاج بعد ثلاث أو أربع ساعات من الحادث و لكن عضلة القلب تكون قد ماتت
    Bu senin olayın. Open Subtitles هذه صفقتك انت.
    Wilson ve Penzias bunun tek sebebinin gökyüzünün başka bir yerinden gelen kozmik bir olayın yankısı olabileceği olduğunu fark ettiler. Open Subtitles أدرك بنزياس و ويلسن أن السبب الوحيد لمجيء شيء من كافة أنحاء السماء كونه في الواقع صدى خافت لحدث كونيّ ضخم
    Sizinki gibi küçük bir kasaba gazetesinde iş bulmak ve iki elle sarılabileceğim haber servislerinin daha fazlası için bağıracağı önemli bir olayın çıkması için bekleyip dua etmek. Open Subtitles وهي الحصول علي وظيفة فى جريدة بلدة صغيرة مثل جريدتك والانتظار والصلاة على أمل حدوث أحداث هامة شيئاً ما أستطيع أن أخترقه
    Bunun için arşivden birini ayarlayıp olayın detaylarını kontrol edeceğim. Open Subtitles ساجند شخص من السجلات لهذا خصوصا وساتفحص التفاصيل في القضيه
    Anlıyorum müdür bey ama iki olayın birbiriyle ilgisi olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles أفهم ، أيها الرئيس لكننا نخال أن القضيتين مرتبطتان
    Muhtemelen son zamanlarda ne kadar çok garip olayın meydana geldiğinin farkındasındır. Open Subtitles من المحتمل أنك تعلم عن الحوادث الغريبة التي تحدث مؤخراً
    Ters zamandaysa, aynı olayın, zamanın hızlanmasına yol açması gayet mantıklı. Open Subtitles في الوقت العكسي، منطقيا أن نفس الظاهرة سوف تسبب الوقت لتسريع.
    Zaman tutucu. Bu talihsiz olayın ardından, buraya gelmene hiç gerek yoktu. Open Subtitles أيها الشرطي بعد تلك الحادثه لم يتوجب أن تأتي بشخصك
    El sıkışacağız, bir sürü gazeteci bu büyük olayın fotoğraflarını çekmek için orada olacak. Open Subtitles نتصافح , وكثير من الصحفيين سيلتقطون صوراً للحدث الكبير
    Tek bir olayın hayatının akışını tamamen değiştirebilmesi hayret verici. Open Subtitles انه لأمر مُدهش , كيف لحادثة واحدة أن تغيّر مَجرى حياتك بأكملها
    olayın nedir Max? Open Subtitles ما هي خدعتكَ ، يا (ماكس)؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد