Bir nesnenin dalgaboyunun olması için uzayın bir bölgesi boyunca genişlemesi gerekir. Bu da onun aynı anda birden fazla konumu olduğu anlamına gelir. | TED | وليكون لأي جسم طول موجي، يجب أن يمتد هذا الجسم خلال مساحة من الفضاء، مما يعني أنه يحتل مواضع عديدة في نفس الوقت. |
Bu da toksin, enfeksiyon veya genetik bir şey olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعني أنّه إنتان، أو سمّ، أو داءٌ وراثي |
Bu, bilgi akışının kesin olarak okuyucunun ellerinde olduğu anlamına gelir. | TED | هذا يعني أن نسبة انتقال المعلومات تقع تمامًا في يدي القارئ. |
çok sıradışı ve zekice planlanmış, bir cinayet olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | فهذا يعني أنها جريمة قتل غير عادية تم التخطيط لها بذكاء |
Mezar taşı yukarıya doğruysa o kişinin hâlâ bu kasabada olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | إنْ كانت الشاهدة عموديّة فهذا يعني أنّ الشخص ما يزال هنا في البلدة |
Bir gemi uzaklaştığı zaman gözden kaybolur ama bu, onun artık yok olduğu anlamına gelir mi? | Open Subtitles | عندما ترينها تبحر بعيداً، فإنّها تختفي، ولكن... أهذا يعني أنّها لم تعد موجودة ؟ |
Çünkü buna göre, birşeyleri yanlış yapmak bizde birşeylerin yanlış olduğu anlamına gelir. | TED | لان تبعا لما سبق فأن نقع في الخطىء يعني ان هناك خطىءٌ فينا نحن كأفراد |
Kambur oturma şekli, aynı zamanda göğüs kafesinin hacmini de daraltır. Bu durum, her nefeste akciğerlerinizde havalanacak daha az alan olduğu anlamına gelir. | TED | يؤدي هذا الشكل المنحني إلى انكماش التجويف الصدري أثناء الجلوس مما يعني أنه بات للرئتين مساحة أقل للتمدد أثناء التنفس |
Cole, o şey kadar olduğu anlamına gelir hiçbir şey sadece değildir. | Open Subtitles | كول لا يستطيع أن يفعل لا شيء وهذا يعني أنه يخطط لشيء ما |
Lupron solunum sorunlarına yol açarsa bu kortizon kullanmadığı ve başka bir sorununun olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | إن سبب اللوبرون أزمة تنفسية يعني أنه لا يتعاطى الستيرويد مما يعني أن هناك مشكلة أخرى به |
Ama bu, enfeksiyon olduğu anlamına gelir. Önce tespit etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن هذا يعني أنّه ثمّة عدوى وعلينا معرفتها أوّلاً |
Ki bu fabrikada mevcut olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | إذن ، فهذا يعني أنّه سيكون في المصنع |
Bu da en güvenli girişin en zor olan olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعني أن المدخل الآن هو غالباً أصعب مكان يمكن الدخول منه |
Aynı zamanda bu, bombanın hâlâ adada olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | كما أنه يعني أن السلاح النووي ما زال على الجزيرة |
Çirkin olduğu anlamına gelir ve o, insanların ayaklarını dikizlemesini istiyor. | Open Subtitles | ..هذا يعني أنها قبيحة وهي تود أن ينظر الناس لأرجلها فقط |
Bu sorununun kokaine bağlı olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | وهذا يعني أنّ مشاكلك كانت بسبب الكوكايين |
Belki de bu bir saldırının yakın olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني أنّها ربما تكون هجمة وشيكة |
MT: Bu da sihrin bir tiyatro ve her numaranın da bir hikâye olduğu anlamına gelir. | TED | ماركو:مما يعني ان السحر هو مسرح و كل خدعة هي قصة. |
Bu da, uzayın Albert Einstein'ın düşündüğünden çok daha fazla dinamik ve değişken olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعنى أن الفضاء ديناميكى وقابل للتغيير أكثر مما اعتقد البرت اينشتاين. |
Belki de bu onun, iyi bir adam olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | ومن المحتمل أن هذا يعني انه كان رجل جيد,بعد كل شيء |
Bu da yüz yüze tanışmamızın an meselesi olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | والذي يعني بأن التقائي بها هو مسألة وقت. |
Çünkü bute verilmesi gerekiyorsa atın yaralanmış olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | لأنه اذا احتاجت بيووت هذا يعني انها مصابة |
Evet. Bu yakında olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | نعم , ذلك يعني بأنه قريب |
Daha da iyi. Delilik ve felç, kesinlikle nörolojik bir unsuru da olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا أفضل الجنون والشلل يعني وجود مشكلة عصيبة |