ويكيبيديا

    "olduğu gibi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مثل
        
    • كما فعلت
        
    • كما هو
        
    • كما كنت
        
    • كما هى
        
    • مثلما حدث
        
    • كما في
        
    • كالعادة
        
    • كما هي
        
    • مثلما كان
        
    • كالمعتاد
        
    • كما فعل
        
    • كما فعلنا
        
    • حيث
        
    • كما يحدث
        
    Belki de her bebekte olduğu gibi "Önce ben gördüm, o benim!" TED ربما كانت نظرتك مثل قواعد الأطفال هذه: إنها ملكي لأنني رأيتها أولاً
    Ve bu kelime matematiğin ilk zamanlarından beri mevcut, tıpkı bu 10. yüzyıldan kalan kök almada olduğu gibi. TED وهذه هي الكلمة التي تظهر في كل مكان في الرياضيات الأولى، مثل هذا الاشتقاق للبراهين من القرن العاشر ميلادي.
    Bugün olduğu gibi gelip gözlerime bakacak ve onları nasıl yüzüstü bıraktığımı anlatacaksın. Open Subtitles سوف تنظر إليّ عيناً بعين كما فعلت اليوم، وسوف تخبرني أنني مخذلةً إيّاهم.
    Rockefeller Center örneğinde olduğu gibi, ki bu geçmiş bir döneme ait. TED كما هو في نموذج روكفيلر سنتر والذي نوعاً ما من عصر آخر
    Hatta ben karımın filmlerinizden birinde olduğu gibi saçına bukleler yaptırdığını anımsıyorum. Open Subtitles أيضاً أتذكر أن زوجتي كانت تجعد شعرها قليلاً كما كنت في التصوير
    Diğerlerinde ne istersen yap ama bu oda olduğu gibi kalacak, kapısı kapalı olacak. Open Subtitles افعلى ما تريدين مع الباقى و لكن ستبقى هذه الغرفة كما هى ، مغلقة الابواب
    Eski günlerde de, aynı 10 dakika önce olduğu gibi, ...layıkıyla yapardık haberleri. Open Subtitles في الأيام القديمة مثلما حدث قبل عشر دقائق, كنا نذيع الأخبار بشكل سليم,
    Ve Rusya'da olduğu gibi, şehirlerde ve kasabalarda birlikte yaşarlar. TED و، كما في روسيا، انهم ينجذبون معا الي القرى والمدن.
    Ve şimdi her zaman olduğu gibi paramız yok Selby. Open Subtitles و الآن لم يعد معنا مال لعين كالعادة يا سيلبي
    Yaşıtlarının çoğunda olduğu gibi o da zamanı gelmeden öldü. Open Subtitles لقد مات مثل كثير من الشباب في عمره، قبل أوانه
    Yararlı birşey sor. Kızının gece vakti nerede olduğu gibi. Open Subtitles اسال عن شيئ مهما , مثل اين هي ابنتك الليلة
    Hemen hemen tüm problemlerde olduğu gibi bu da bükerek çözülebilir. Open Subtitles .. مثل معظم مشاكل الحياة هذه تم حلها عن طريق الثني
    her sene olduğu gibi ona baloda... eşlik edecek olanı Poo seçecek. Open Subtitles مثل كُلّ سَنَة بو سَتقرّرُ الفتى. . الذي سَيُرافقُها إلى الحفلة الراقصةِ.
    Mulcahy, bu sene içkilere geçen yıl olduğu gibi alkol katmayacaksın. Sadece bir şişe. Open Subtitles ملكاهي، لن تكون على كوكتيل المشروبات هذا العام كما فعلت في الماضي
    Bunun nedeni değişmeleridir ve değişimin, düzene karşı bir eğilimi vardır aynı bir oturma odasında ya da kitaplıkta olduğu gibi. TED وهذا لأنها تتغير . وللتغير طريقته في كسر القاعدة . تماماً كما هو الأمر في غرفة المعيشة أو على رف الكتب.
    - Şaka yapmıyorum. Her zaman olduğu gibi boş vakitlerinde Ar-Ge yapabilirsin. Open Subtitles لا أمزح، يمكنك القيام بالأبحاث والتطوير بوقت فراغك كما كنت تفعلين دائماً
    Sizin olduğu gibi benim için de çok değerli. Open Subtitles انها عزيزة و غالية عندى كما هى بالنسبة اليك
    Bu yeni bir olay, ancak gerçekleşecek ve aynı yazılımda olduğu gibi değişiklik getirecek. TED هذه آخر المستجدات، ولكن هذا سيحدث وسيتغير هذا مثلما حدث مع البرمجيات
    Bireylerin hayatında, ulusların hayatında olduğu gibi herşey birbiriyle bağlantılıdır, ve herşey sonuçtur. Open Subtitles في حياة الأفراد كما في حياة الشعوب كل شيء مرتبط كل شيء نتيجة
    Her zaman olduğu gibi, duvarın öbür tarafından gelmiş olmalılar. Open Subtitles لا بد وأنها جاءت من الجانب الآخر من الحائط، كالعادة
    İlk önce Howard'a köy resifini eskiden olduğu gibi göstermek istedim. Open Subtitles أولا أردت هاوارد أن يريني شعبة القرية المرجانية كما هي كانت
    Böylece babanız annenize karşı olduğu gibi size karşı da iyi davranacaktı. Open Subtitles لذلك فإن أباك سيكون لطيفاً معك مثلما كان لطيف مع أمك ؟
    Oğlunuza söyleyin, onu yakalayacağız, her zaman olduğu gibi. Open Subtitles أخبري ابنك أننا سنلقي القبض عليه كالمعتاد
    Bir zamanlar Dora'da olduğu gibi yöntemlerini değiştirdiğinde çalışmaları ikiz anlamlı oluyordu, belkide kendi sinirliliği ve parçalanmışlığından dolayı. Open Subtitles كما فعل عندما غير من ماري تريز لدورا كان هناك غموض معين في أعماله ربما ليُعبّر عن الأرق والاستياء
    Ama yavaş yavaş, SARS'ta olduğu gibi çok şey öğrenmeye başlıyoruz. TED لكن تدريجيًا، ابتدأنا تعلم الكثير كما فعلنا مع فيروس سارس.
    Konut yapımında olduğu gibi, bunun için çözüm bulmakta toplumu dâhil etmek zorundaydık ve katılımcı bir tasarım süreci başlattık. TED وكما فعلنا في عملية الإسكان، كان علينا إشراك الأهالي في عملية البحث عن حلّ لهذا. حيث بدأنا عملية تخطيط تشاركية.
    Ancak her zaman olduğu gibi, çığır açan bilimsel bir araştırma yaparken buluşma fırsatları olmamıştı. TED ولكن كما يحدث غالباً فإنهم عندما يقومون ببناء بحثٍ علمي رائد، لا يجتمعون بشكل جيّد مع بعضهم البعض.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد