Bu sayı 17,500 slayt uzunluğunda. ve biz bu sayının asal olduğunu yedinin asal olduğunu bildiğimiz kadar kesin bilebiliyoruz. | TED | هذا الرقم هو 17 ونصف ألف شريحة طويلة ونحن نعرف أنه عدد أولي بكل ثقة كما نعلم العدد سبعة هو عدد أولي. |
olduğunu bildiğimiz fakat şimdiye kadar gözlerimizle göremediğimiz fiziksel işlemleri görmemizi sağlıyor. | TED | إنها تمكننا من مشاهدة العمليات الفيزيائية والتي نعلم وجودها ولكن لم نتمكن من مشاهدتها بأعيننا حتى الان. |
Tulumlular, bugün geniş çapta genomik soy ortaklığımız olduğunu bildiğimiz ve belki de bizim türümüze en yakın omurgasız tür olan bir hayvan grubu. | TED | إنها مجموعة من الحيوانات نعلم الآن أننا نتشارك الأصول الوراثية معها بشكل كبير، وربما كانت النوع اللافقاري الأقرب لنا. |
Önemli olduğunu bildiğimiz yıllık ya da mevsimlik süreçteki değişimi gözlemlememizi sağlamıyor. | TED | لا توفر لنا صور رصد عن التغيرات السنوية أو الفصلية، المهمة حسبما نعرفه. |
Üzerinde yaşam olduğunu bildiğimiz tek gezegen biziz. | TED | نحن الكوكب الوحيد الذي نعرفه ويوجد عليه حياة. |
Gördüğünüz gökyüzünü, var olduğunu bildiğimiz her diğer canlı ile paylaşıyoruz. | TED | والسماء التي نراها نشاركها مع كل الأحياء الأخرى التي نعرف بوجودها. |
Öngörülebilir olduğunu bildiğimiz nadir ve güzel şeylerin bir arada tuttuğu bir sal. | Open Subtitles | بطوف تحيط به تلك الأشياء القليه الجميله التي نعرف بأنه يمكننا توقعها |
Bu iki büyük hayvanın, özellikle içinde yavruların bulunduğunu ve bu yüzden gerçek bir tehdit olduğunu bildiğimiz bir yuvada birbiriyle etkileşime girdiğini görmek. | Open Subtitles | لرؤية تفاعل تلك الحيوانات العظيمة مع بعضها خصوصًا بالمنزل حيثما نعلم بوجود صغار بالداخل كما يوجد تهديد حقيقي |
Eğer bombalarımızı daha geniş bir alana atarsak mesela fabrikalar, demiryolları önemli anayollara sahip olduğunu bildiğimiz alanlar. | Open Subtitles | إذا كان لنا أن نسقط القنابل على منطقة أوسع بكثير على منطقة نعلم بأنها تحتوي على مصانع وخطوط السكك الحديدية وطرق مهمة |
O yatırımların bir düzen olduğunu bildiğimiz halde insanlara sattık. | Open Subtitles | كنّا نعلم بشأن تلك الاستثمارات وأنّها مشتملةٌ على النصب والاحتيال، ومع ذلك قمنا ببيعها |
Sohbet odasını kullanarak üye kazanmaktan sorumlu olduğunu bildiğimiz için bilgisayardan ve mekanik mühendislikten iyi anladığını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | ونحن نعلم بالفعل أنه مسئول عن التوظيف من غرفة الدردشة تلك لذلك فنحن نتعامل مع شخص ماكر بالحواسيب و |
İnandığımız için buradayız. Dünyanın karanlıkla ve kötülükle dolu olduğunu bildiğimiz için buradayız. | Open Subtitles | ،نحن هنا لكوننا نؤمن .لأننا نعلم أن العالم شرير ومظلم |
Partide olduğunu bildiğimiz 65 kişiyle görüştük. | Open Subtitles | حسنًا , إذن , لقد تعرفنا على 65 رجل نعلم بأنهم كانوا حاضرين في الحفلة |
Evrenin durağan ve değişmez olduğunu, kendilerine de evsahipliği yapan, maddenin bu tekil ve merkezi vahası dışında bir yerleşim olmadığı sonucuna varacaklar -- işte bu, kozmos'un tamamıyla yanlış olduğunu bildiğimiz bir tablosu. | TED | وسوف يخلصون الى ان الكون ساكن ولا يتغير ويمتلئ بواحة مركزية وحيدة من المادة التي تسكن صورة من الاكوان التي بالتأكيد نعلم انه خطأ |
Bir dünya hayal edin, aramızdaki o derin, varoluşsal korkuyu kolayca tanıyabildiğimiz ve birbirimizi korkmadan sevebildiğimiz, çünkü insan olmanın o korkuyla yaşamak olduğunu bildiğimiz bir dünya. | TED | تخيل حياتك في عالم حيث يمكننا بكل بساطة أن نتعرف على ذلك الخوف العميق الموجود فينا ويحب أحدنا الأخر بقوة لأننا نعلم أن كونك إنسان يقتَضي أن تعيش مع هذا الخوف. |
Stephen Wolfram: Fiziğin, doğru olduğunu bildiğimiz, örneğin fiziğin standart modelleri gibi taraflarını bağlayabiliriz. Yapmaya çalıştığım şey, fiziğin standart modelini daha iyi şekilde yeniden üretmek veya baştan yanlıştır. | TED | ستيفن ولفرام : حسن، أجزاء الفيزياء التي نعلم صحتها، أشياء مثل النموذج الأساسي للفيزياء. ما أنا بصدد القيام به هو تحسين طريقة إعادة صياغة نموذج الفيزياء وإلا سيكون ذلك ببساطة خطأ. |
Şu anda, Dünya üzerinde yaşam olduğunu bildiğimiz tek gezegen. | TED | حاليا, الارض مازال هو الكوكب الوحيد الذي نعرفه الذي يعج بالحياة. |
Bu, kronik öfke ile ilişkili olduğunu bildiğimiz birincil düşünce türlerinden biridir. | TED | هذا أول أنواع التفكير الذي نعرفه مرتبط بالغضب المزمن. |
Starzl Mutasyonuna sahip olduğunu bildiğimiz 123 kişi. | Open Subtitles | 123شخص نعرفه مصاب بطفرة ستارزل والأرقام الموجودة |
Öngörülebilir olduğunu bildiğimiz nadir ve güzel şeylerin bir arada tuttuğu bir sal. | Open Subtitles | بطوف تحيط به تلك الأشياء القليه الجميله التي نعرف بأنه يمكننا توقعها |
Satılık olduğunu bildiğimiz nesneler ile onları almak isteyecek kişileri karşılaştıralım. | Open Subtitles | حاول مطابقة المعروضات التي نعرف أنها معروضة للبيع مع الأشخاص الذين من الممكن قد يهمهم شرائها |
Genellikle de dokuların gelişimi ve dokuların bakımı için gerekli olduğunu bildiğimiz faktörler de biz yaşlandıkça azalır. Öte yandan, yaralanma ve iltihap tamirinde etkili olan faktörler de biz yaşlandıkça artar. | TED | وبشكل عام، فإن أعداد العوامل التي نعرف بأنها ضرورية لنمو الأنسجة ولصيانتها -- تبدأ في التناقص مع تقدمنا في السن، في حين أن أعداد العوامل المرتبطة بصيانة الإصابات والإلتهابات -- ترتفع مع تقدمنا في السن. |