ويكيبيديا

    "olduğunu fark etti" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لاحظ
        
    • اكتشف أن
        
    Ve 17. doğumgünümde sahte göz muayenemden sonra doktor doğum günüm olduğunu fark etti. TED و في عيد ميلادي السابع عشر، بعد إختباري الزائف للعيون ، مختص العيون لاحظ أن اليوم يوافق عيد ميلادي.
    Başlangıçta insanlar Yer'in aşağıda göğün ise yukarıda olduğunu fark etti ve hem Güneş hem Ay, Dünya'nın etrafında dönüyor gibiydi. TED أولاً، لاحظ البشر أن الأرض في الأسفل، والسماء في الأعلى، وأن كلا الشمس والقمر يقوم بالدوران حولهما.
    Nitekim A.B. onun kırmızı alanda olduğunu fark etti, hastaneye yatması gerekiyordu. TED لاحظ إي بي أن برينس في المنطقة الحمراء، مما يعني أن عليه الذهاب للمستشفى.
    Blake'le olan görüşme notlarının iki sayfasının eksik olduğunu fark etti. Open Subtitles لقد لاحظ فقدان صفحتين من مقابلتك مع بلايك.
    Yol boyunca ilerlerken bir noktada canının istediğinin bu olduğunu fark etti. Open Subtitles وفي مكان ما على طول الطريق اكتشف أن له مهارة في ذلك
    Dostumuz Michael Burry, bu mortgage bonolarının %65 oranında AAA notuna sahip mortgage'lar yerine pislikler ile dolu olduğunu fark etti. Open Subtitles صديقنا مايكل بوري اكتشف أن سندات الرهنية تلك والتي كان مفترض بها أن تكون 65 % تريبل ايه
    Son saygılarını sunmak için muayene odasına girdiğinde, cesedin, beyin aktivitesi durmasına rağmen solunum cihazına bağlı olduğunu fark etti. Open Subtitles عندما حضر لغرفة الفحص ليُلقي وداعه الأخير لاحظ أن الجثة مازالت على جهاز التنفس الصناعي
    Ancak araştırmacılar gitmeden hemen önce biri, araştırma asistanlarımızdan birinin kol saatinde tuhaf bir şey olduğunu fark etti. Open Subtitles لكن حينها قبل أن يغادر الباحثون بقليل أحدهم لاحظ وجود شيئ ما على ساعة اليد لأحد المساعدين لدينا
    O an kendisi dışında bir dünya olduğunu fark etti. Open Subtitles وبنفس الوقت لاحظ وجود عالم خارج حدود نفسه
    Bilim adamları daha bu işi araştırmaya başlamadan önce, ebeveynler doğum sırasına göre bazı davranış kalıpları olduğunu fark etti ciddi, gayretli ilk çocuk; kafası karışmış orta çocuk ve çılgın son çocuk. TED قبل أن يبدأ العلماء بالانتباه للأمر، لاحظ الأباء أن هناك قوالب مزاجية معينة تخص ترتيب الولادة: الابن الجاد المكافح الأول، والأبن الوسط الذي ثم الابن الجامح الأخير.
    Fakat aynı zamanda Kanner, bazı genç hastalarının müzik, matematik ve hafıza gibi bazı belli başlı alanlarda yoğunlaşan özel yeteneklerinin olduğunu fark etti. TED وفي نفس الوقت، من ناحية ثانية، لاحظ كانر أن بعض مرضاه الشباب يملك قدرات خاصة متجمعةَ في مناطق معينة من الدماغ، قدرات مثل الموسيقى والرياضيات وقوة الذاكرة.
    Tesla, aparatının, kendini tekrarlayan bir sinyal almakta olduğunu fark etti. Open Subtitles لاحظ تيسلا اشاره غريبه يستقبلها جهازه
    Ve Tobias konuşma tarzında bir farklılık olduğunu fark etti. Open Subtitles و لاحظ شيئاً مميزاً في طريقه تحدثه
    Hodgins evin etrafında bir patika olduğunu fark etti. Open Subtitles نعم ؟ " أوه ، " هودغينز لاحظ أنه هناك طريق
    Ve, "O halının ortasında koca bir leke olduğunu fark etti." TED و قد "لاحظ بقعه كبيرة في وسط البساط".
    Saheba'nın ne yapmıs, olduğunu fark etti. Open Subtitles لاحظ ما فعلتة ساهيبا بالفعل.
    Ajan Gibbs ucuza mülk satılan bölgelerin aynı zamanda süper kahramanların öldürüldüğü bölgeler olduğunu fark etti. Open Subtitles العميل (غيبز) لاحظ أن المناطق التي تحدث فيها عمليات البيع الزهيد هي المناطق نفسها التي يُقتل بها الأبطال الخارقون.
    Bazılarımız, son zamanlardaki davranışlarının uygunsuz olduğunu fark etti. Open Subtitles الأمر يتعلق ب(جيسون). بعضنا قد لاحظ... أن تصرفاتك معه مؤخراً...
    Bir tane rulo bile eksik değildi, ayrıca Lawrence kayıp 500 doların sayım hatası olduğunu fark etti. Open Subtitles ،ولا لفّة واحدة ناقصة ..(و (لورنس $اكتشف أن الـ 500 كان خطأ في الإحصاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد