ويكيبيديا

    "olmaktan başka" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سوى أن
        
    • الوحيدة كونه
        
    • إلا أن أكون
        
    • أكثر من أن
        
    • أكن سوى
        
    Senin yanında olmaktan başka ne ki hayat? Open Subtitles ما هي الحياة أيضاً ؟ سوى أن تركض بقربك ؟
    Tam olarak iyileşebilmem için kimsenin haberi olmadan sessizce tedavi olmaktan başka çarem yoktu. Open Subtitles أيضاً لإنني إحتجت لشفاء آمن، فلم يكن لدي خيار سوى أن أتلقى العلاج بهدوء و بدون معرفة احد.
    Kimsenin haberi olmadan sessizce tedavi olmaktan başka çarem yoktu. Open Subtitles لم يكن لدي خيار سوى أن أتلقى العلاج بهدوء و بدون علم احد.
    İrlandalı ve dalgacı olmaktan başka suçu olmayan... ve yanlış zamanda ve yanlış yerde bulunan müvekkilimden... 15 yıIlık kan ve ter aldınız! Open Subtitles لقد سفكت دماء موكلي لمدة 15 عاما... والذي كانت جريمته الوحيدة كونه إيرلنديا... وطائشا ,وأنه كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ
    İrlandalı ve dalgacı olmaktan başka suçu olmayan... ve yanlış zamanda ve yanlış yerde bulunan müvekkilimden... 15 yıllık kan ve ter aldınız! Open Subtitles لقد سفكت دماء موكلي لمدة 15 عاما... والذي كانت جريمته الوحيدة كونه إيرلنديا... وطائشا ,وأنه كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ
    Ama onlar zaten kimin zalim, kimin mazlum olduğunun kararını vermişlerse bana bir kurban ve aynı zamanda bir katil olmaktan başka seçenek kalmıyor. Open Subtitles وهم الأن يلعبون دور الجلاد والضحية فلم يتبقى أى خيار إلا أن أكون أنا المقتول
    Yoksul rahibeler iyiliğiniz için dua etmekten ve iyi komşu olmaktan başka birşey yapamazlar. Open Subtitles .نحن فقراء جدا يا بني أخوات فقيرات ندعوا للآخرين و لا نسأل أكثر من أن يكونوا جيرانًا صالحين
    Tüm bunlar olurken çok iyi bir arkadaş olmaktan başka bir şey yapmadım. Open Subtitles أنا لم أكن سوى صديقة جيدة جداً لك خلال كل هذا.
    Ufak çaplı uyuşturucu satıcısı olmaktan başka bir azmin var mı? Open Subtitles الا تملك أي طموح سوى أن تكون ناجر مخدرات صغير؟
    Elimden gelen en iyi şekilde yardımcı olmaktan başka seçeneğim yok! Open Subtitles حسنٌ، لا خيار أمامي سوى أن أبذل وسعي لمساعدته
    Sevmek, sevilmek ve bankacı olmaktan başka gayesi bulunmayan masum bir adamın hayatını kurtarmak içindi. Open Subtitles إنسان بريء لم يرد من الحياة سوى أن يحب... ويُحَب ويكون مصرفي...
    Yüzünden, bana aşık olmaktan başka şansı olmadığı anlaşılacak. Open Subtitles حتى أن لا يكون لديها خيار سوى أن تحبني
    Pierre'in Amerika'da misafirim olmaktan başka bir seçeneği yoktu. Open Subtitles "لم يكن أمام (بيير) خيار آخر سوى أن يكون ضيفي"
    O yüzden ilk olmaktan başka şansım yok. Open Subtitles لذا، فلا خيار أمامي.. إلا أن أكون الأولى.
    Hayatta mutlu olmaktan başka bir beklentisi olmayan biri. Open Subtitles شخص لا يأملُ شيئًا من هاتهِ الحياة أكثر من أن يكون سعيدًا
    Ama ben iyi bir baba olmaktan başka bir şey yapmadım. Open Subtitles لكنني لم أكن سوى والد صالح له

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد