Senin yanında olmaktan başka ne ki hayat? | Open Subtitles | ما هي الحياة أيضاً ؟ سوى أن تركض بقربك ؟ |
Tam olarak iyileşebilmem için kimsenin haberi olmadan sessizce tedavi olmaktan başka çarem yoktu. | Open Subtitles | أيضاً لإنني إحتجت لشفاء آمن، فلم يكن لدي خيار سوى أن أتلقى العلاج بهدوء و بدون معرفة احد. |
Kimsenin haberi olmadan sessizce tedavi olmaktan başka çarem yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار سوى أن أتلقى العلاج بهدوء و بدون علم احد. |
İrlandalı ve dalgacı olmaktan başka suçu olmayan... ve yanlış zamanda ve yanlış yerde bulunan müvekkilimden... 15 yıIlık kan ve ter aldınız! | Open Subtitles | لقد سفكت دماء موكلي لمدة 15 عاما... والذي كانت جريمته الوحيدة كونه إيرلنديا... وطائشا ,وأنه كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ |
İrlandalı ve dalgacı olmaktan başka suçu olmayan... ve yanlış zamanda ve yanlış yerde bulunan müvekkilimden... 15 yıllık kan ve ter aldınız! | Open Subtitles | لقد سفكت دماء موكلي لمدة 15 عاما... والذي كانت جريمته الوحيدة كونه إيرلنديا... وطائشا ,وأنه كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ |
Ama onlar zaten kimin zalim, kimin mazlum olduğunun kararını vermişlerse bana bir kurban ve aynı zamanda bir katil olmaktan başka seçenek kalmıyor. | Open Subtitles | وهم الأن يلعبون دور الجلاد والضحية فلم يتبقى أى خيار إلا أن أكون أنا المقتول |
Yoksul rahibeler iyiliğiniz için dua etmekten ve iyi komşu olmaktan başka birşey yapamazlar. | Open Subtitles | .نحن فقراء جدا يا بني أخوات فقيرات ندعوا للآخرين و لا نسأل أكثر من أن يكونوا جيرانًا صالحين |
Tüm bunlar olurken çok iyi bir arkadaş olmaktan başka bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا لم أكن سوى صديقة جيدة جداً لك خلال كل هذا. |
Ufak çaplı uyuşturucu satıcısı olmaktan başka bir azmin var mı? | Open Subtitles | الا تملك أي طموح سوى أن تكون ناجر مخدرات صغير؟ |
Elimden gelen en iyi şekilde yardımcı olmaktan başka seçeneğim yok! | Open Subtitles | حسنٌ، لا خيار أمامي سوى أن أبذل وسعي لمساعدته |
Sevmek, sevilmek ve bankacı olmaktan başka gayesi bulunmayan masum bir adamın hayatını kurtarmak içindi. | Open Subtitles | إنسان بريء لم يرد من الحياة سوى أن يحب... ويُحَب ويكون مصرفي... |
Yüzünden, bana aşık olmaktan başka şansı olmadığı anlaşılacak. | Open Subtitles | حتى أن لا يكون لديها خيار سوى أن تحبني |
Pierre'in Amerika'da misafirim olmaktan başka bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | "لم يكن أمام (بيير) خيار آخر سوى أن يكون ضيفي" |
O yüzden ilk olmaktan başka şansım yok. | Open Subtitles | لذا، فلا خيار أمامي.. إلا أن أكون الأولى. |
Hayatta mutlu olmaktan başka bir beklentisi olmayan biri. | Open Subtitles | شخص لا يأملُ شيئًا من هاتهِ الحياة أكثر من أن يكون سعيدًا |
Ama ben iyi bir baba olmaktan başka bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لكنني لم أكن سوى والد صالح له |