| Bu gece hazır ol. Fener de getir. Sağ olun. | Open Subtitles | ولكن كن مستعدا الليلة وأحضر معك مصباحا يدويا شكرا لكم. |
| Ben övgüyü daha çok hak ettim ama sağ olun. | Open Subtitles | أستحق أكثر من ذلك قليلاً و لكن شكراً جزيلاً لكم |
| Kendiniz olun. Gerçek olun. | TED | كوني على ما أنت عليه. كوني على صورتك الحقيقية وكوني أصيلةً. |
| Dikkatinizi toplayın ve her an her duruma karşı hazırlıklı olun. | Open Subtitles | لذا ابقوا مركزين و حافظوا على الوعي الموقعي في كل الأوقات |
| Siz ikiniz bu akşam dikkatli olun. | Open Subtitles | وانتما ايها الاحمقان الصغيران كونا حذرين هذه الليلة |
| Ve sahneniz geldiğinde, vahşi bir anne ayı ve mütevazı bir tavsiye arayıcısı olun. | TED | لذا عندما يستدعيها مشهد ما، كُن أم دب متوحش، وطالب نصيحة متواضع. |
| Eğer o normal bir usta, bir marangoz olsaydı emin olun benim yaptığım hasarı onun kadar hızlı tamir edemezdi... | Open Subtitles | إن كان مقاولًا عاديًّا أو نجّارًا أضمن لكم أنه لن يكون قادرًا على إصلاح الضرر الذي أسببه بمثل هذه السرعة |
| Sağ olun, gençler. İşbirliğiniz için hepiniz sağ olun. Yuh. | Open Subtitles | شكراً لكم يا رفاق، أقدر لكم مساعدتكم شكراً لكم جميعاً |
| Emin olun, odasının yer yerini didik didik aradık zaten. | Open Subtitles | أؤكد لكم ، أننا بالفعل فتشنا كل شبر من غرفته |
| Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız: gerçeklikle arkadaş olun. | TED | أستطيع أن أسدي لكم نصيحة واحدة وهي القيام بما قمت به: كونوا أصدقاء مع الواقع. |
| - Hayatının geri kalanını hapiste çürüyerek geçirmek istemezsin. - Mantıklı olun ve çenenizi kapalı tutun. | Open Subtitles | لا تريدي أن تتعفني في السجن بقية حياتك كوني عاقلة.وإبقي ساكنه |
| Dikkatli olun, az evvel burada bir polis vardı Orta Batıdan gelmiş bir teğmen. | Open Subtitles | كوني علي حذر، لأنه كان هنا منذ قليل شرطي. ملازم من منطقة الغرب الأوسط. |
| Bu yüzden daha dikkatli olmalıyız. Dikkatli olun, çalışmaya devam edin. İşe gidin, zaman tıkaçlarınızı takın. | Open Subtitles | ابقوا يقظين واستمروا في الظهور ، اذهبوا إلى العمل وابقوا حتى نهاية الوقت ، افعلوا ما يُتوقع منكم أن تعملوه |
| Yakın olun, lütfen. | Open Subtitles | ابقوا مقربة مني ، من فضلك، ايها الشرطيان. |
| Dışarıda sessiz olun. Komşularım uyuyor. Onlar da çalışıyor. | Open Subtitles | كونا هادئين، جيراننا نائمون فهم يعملون أيضاً |
| Cehaletle karşılaştığınızda eğitime başvurun. Her zaman düşünceli ve her zaman merhametli olun. | TED | إستعن بالعلم في مُواجهة الجهل، كُن دائماً على وعي، كُن دائماً رحيم، |
| Dışarıda dikkatli olun. Hepimizin dönmesi gerektiği bir ailesi var. | Open Subtitles | توخوا الحذر هناك، نحن جميعاً نملك عائلات نرغب بالعودة إليها |
| Evet, öyle. Aklınızı işinize verin, işbirliği yapın ve tetikte olun. | Open Subtitles | ، صحيح ، ركزوا في مهمتكم إعملوا معا و إبقوا حذرين |
| Üçünüz de akıllı olun. | Open Subtitles | أنتم الثلاثة من الأفضل أن تنتبهوا على أنفسكم. |
| Onu sizin için uydurabileceğimizi düşünüyorum. Alkışlarınızla destek olun, haydi! | Open Subtitles | فكرنا بأن نعرضه لكما لإبهاجكما قليلا ً, هيّا |
| Neler döndüğünü anlamadığınız anlarda öğrenmeye ve kabul etmeye açık olun. | TED | وكن منفتحاً للتعلم واعترف حين لا تعرف، فما الذي سيحصل حينها. |
| Annenizin yanından ayrılmayın ve ona yardımcı olun. | Open Subtitles | أبقوا مع أمكم و قدموا لها المساعدة، هل سمعتم؟ |
| "Onun evine taşındığınızda şu küçük sırrı size açacak olmasına hazır olun: Erkekler kendine ait bir alanı olsun ister." | Open Subtitles | عندما ننتقل كونى جاهزة لافراغ اسرارة الصغيرة انة يريد مساحتة الخاصة |
| Metali presin altına kaydırın... ama çok dikkatli olun, yoksa parmaklarınız... çaydanlığın bir parçası haline gelir. | Open Subtitles | اطوي المعدن تحت المكبس و ابقى منتبها حتى لا تفقد أصابعك و تصبح مع أبريق الشاي |
| Dikkatli olun diyor çünkü bir şey planladıklarını öğrenecek kadar çok şey duymuş. | Open Subtitles | تقول خذوا حذركم ، لقد سمعت الكثير من الاشياء عن خطط ينوون القيام بها |
| Ve kayakçılar gelmeye başladı. Bu yüzden uzun kuyruklara hazırlıklı olun. | Open Subtitles | والمتزلجين يتدفقون لذا كونو مستعدين لطوابير طويلة |