Asansörün bozuk olduğunu Ona söylemeye çalıştım, ama dinlemedi. | Open Subtitles | وبالطبع، لم يستطع نزول الأدراج حاولت إخباره أن المصعد معطّل، لكنّه لم يستمع |
- Benim adım Thesho Zajino. - Ona söylemeye çalıştım. | Open Subtitles | (اسمي هو (سيشو زجانو - لقد كنت أحاول إخباره - |
Ama bunu Ona söylemeye hiç cesaret edemedim. | Open Subtitles | كل عام لم يكن لدى الشجاعة الكافية لأخبارها |
Dün, Ona söylemeye gerçekten çok yaklaşmıştık. | Open Subtitles | كنا قريبين من قوله لها بالأمس |
Ama bunun Ona söylemeye karar verdiğin gece olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | ولكنك قلت انها الليلة التي قررت اخباره بالأمر |
Çünkü henüz hamile olduğumu Ona söylemeye hazır değilim. | Open Subtitles | لأنى لست مستعدة بأن اخبره اننى حامل. |
Bunu Ona söylemeye çalışmadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | ألا تظني أنني أحاول إخباره بهذا؟ |
- Ona söylemeye çekinme. | Open Subtitles | لكِ مطلق الحرية في إخباره بذلك الأمر |
Ona söylemeye cesaret edemem. | Open Subtitles | لا أجرؤ على إخباره. |
Hayır. Ve Ona söylemeye de niyetimiz yok. | Open Subtitles | لا , ولا نريد إخباره |
Ona söylemeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت إخباره بهذا |
Ona söylemeye dayanamadım. | Open Subtitles | لمْ أستطع إخباره |
Ama bunu Ona söylemeye hiç cesaret edemedim. | Open Subtitles | كل عام لم يكن لدى الشجاعة الكافية لأخبارها |
Bazen Gertrude Ona söylemeye çalıştığım şeyi dinlemiyor bile. | Open Subtitles | (في بعض الأحيان (جريتود لا تستمع الي او ما أحاول قوله لها |
çok. Herşeyin olduğu gün Ona söylemeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت اخباره في يوم الحادث |
Ona söylemeye devam et. | Open Subtitles | استمري في اخباره |
Hank bunu Ona söylemeye çalıştı. | Open Subtitles | الـ(هانك) حاول اخباره بذلك |
Çünkü henüz hamile olduğumu Ona söylemeye hazır değilim. | Open Subtitles | لأنى لست مستعدة بأن اخبره اننى حامل. |