Fakat hızlıca olması gerekiyor, çünkü yargıçlar benim performansımı onaylamak için varlar; Onlara fiziksel durumumun iyi olduğunu göstermeliyim. | TED | رغم ذلك، يجب أن يمرّ هذا بسرعة، لأن الحكّام أمامي، وهم هنا لتأكيد أدائي. يجب أن أظهر سلامتي الجسدية الكاملة. |
Lütfen, gelecek haftaki bağ turunu onaylamak için Marco'yu ararmısın? | Open Subtitles | هلا اتصلت بماركو لتأكيد الجولة في مزرعة العنب في الشهر القادم؟ |
Cesedi mezardan çıkarma iznim var ve ortaklığımızın hatrına eşleşme olup olmadığını onaylamak için orada olmayı istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لدي تصريح لاخراج الجثه وبـ روح شراكتنا اعتقدت انك تريد الذهاب هناك لتأكيد التطابق |
Tek yapmanız gereken benim için bir adresi onaylamak. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه منك ان تؤكدي عنوانا لأجلي رجاء |
Tek yapman gereken, çocuğun dolandırıcı olduğunu onaylamak. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تؤكدي أن الفتى هو مخادع |
Şey, radyo konuşmalarını bize sunmanı istiyoruz yayınlamadan önce onaylamak için. | Open Subtitles | حسناً، نودّ منك تقديم خُطبك الإذاعية لنا للموافقة عليها قبل البث. |
Lütfen onaylamak ya da reddetmek için bir şey söyleyeceğim. | Open Subtitles | من فضلك، لا تعتقد أنني سأقول أي شئ لتأكيد أو نفي |
-Evet, intihar kararını onaylamak için. | Open Subtitles | أوراق رسمية ؟ لتأكيد واقعة الأنتحار |
Burada onaylamak veya reddetmek için bulunmuyoruz... | Open Subtitles | نحن لم نهيّئ لتأكيد أو إنكار أيّ شئ |
Bankanız fonların transfer edildiklerini onaylamak için telefonda. | Open Subtitles | بنكك على الهاتف لتأكيد نقل النقود |
Bankanız fonların transfer edildiklerini onaylamak için telefonda. | Open Subtitles | بنكك على الهاتف لتأكيد نقل النقود |
Saat 2.00'deki randevunuzu onaylamak için arıyorum. | Open Subtitles | إتصلت لتأكيد موعدك في تمام الثانية |
Adli Tıp doktoru ölümü onaylamak için geldi. | Open Subtitles | الشرطي الطبيب جاء لتأكيد الوفاة |
Komite anlaşmayı onaylamak için haftaya toplanacak, büyük bir olasılıkla ben de oyları toplayacağım, aksi için bir gösterge yok. | Open Subtitles | ستجتمع اللجنة الاسبوع المقبل للموافقة على العقد ، وأعتقد أنني أستطيع الحصول على الاصوات. أنا لا أرى أية معارضة حقيقية. |
Kabletown yönetim kurulu NBC'yi almayı onaylamak için bu hafta toplanıyorlar ve Jack bizim kar ediyormuş gibi gözükebilmemiz için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | سيجتمع مجلس كايبتل تاون هذا الاسبوع NBC للموافقة على شراء انه يفعل كل مايستطيع ليجعلنا نبدو مناسبين |
farkına vardıktan sonra, şemalara dahil oldu... yasaklı alanlarda gökdelen yapımını onaylamak için... okul yemeklerini karşılayan şirketler için... ve bundan sonra. | Open Subtitles | عندما لاحظ، كان مشترك في المخططات... للموافقة على بناء ناطحة سحاب في المناطق المحظورة... لتفضيل الشركات في السعي لتوفير الوجبات المدرسية... |