Evet, biliyorum, meme bezleri olmaması onun suçu değil. | Open Subtitles | نعم، أعلم أنه ليس خطأه أنه لا يملك غدد ثديية |
Feda ettiğinden daha fazlasının ondan alınması onun suçu değil. | Open Subtitles | إنه ليس خطأه إنه أخذ منه أكثر من ما اراد أن يعطي |
Babasının yani babamın annemizi terk etmesi onun suçu değil ki. | Open Subtitles | فكما تعلم, إنه ليس خطأها أن والدها.. والدي.. ترك والدتنا, صحيح؟ |
Kafasının öyle olması onun suçu değil. | Open Subtitles | لا تسخر من هنري ليس ذنبه أن رأسه بهذا الشكل |
Bana senden daha çok ihtiyaç duyması onun suçu değil. | Open Subtitles | إنها ليست غلطته أنه يحتاج إلي أكثر منك الآن |
onun suçu değil ama arabada pestilimiz çıkacak. | Open Subtitles | ليس ذنبها ولكن أخشى أننا سوف نكون مكدسين جداً في العربة |
Neler olduğunu bilmemesi onun suçu değil. Eninde sonunda öğrenecek. | Open Subtitles | وهو ليس خطؤه أنه لا يعرف مايحدث |
Bu onun suçu değil. Babası onun kaleden ayrılmasına izin vermiyor. | Open Subtitles | إنها ليست غلطتها والدها لم يقبل أن تغادر قلعتها |
Bu gerçekten onun suçu değil. Yürüdüğü yol bu. | Open Subtitles | ليس خطئه فى الواقع إنها الطريقه لحل الموضوع |
Bir kaçığın binaya ateş açması onun suçu değil. | Open Subtitles | ليس خطأه ان هناك وغد يطلق النار على المبنى |
Bu kadar uzun sürmesi onun suçu değil! | Open Subtitles | أنه ليس خطأه أن الأمر أستغرق كل هذا |
Bu onun suçu değil, bizim suçumuz. | Open Subtitles | حسنا، فإنه ليس خطأه. هو خطأنا. |
onun suçu değil. Hormon replasman tedavisi görüyor. Acayip azıyor kadın. | Open Subtitles | هذا ليس خطأها ، إنها تحصل على العلاج بالهرمونات البديلة ، يجعلها مثتثارة بجنون |
Toplumun uzun vadeli hafızasının, Japon balıklarıyla aynı olması onun suçu değil. | Open Subtitles | انه ليس خطأها ان كان العامه سريعي النسيان |
onun suçu değil ve belli ki sizin de suçunuz değil. | Open Subtitles | إنه ليس خطأها وبالتأكيد ليس خطأكما |
Onun hakkında sana ne söylediğimi biliyorum, ama tekrar başlamam onun suçu değil. | Open Subtitles | اعرف ما ستقولين أخبرتك بشأنه ولكن ليس ذنبه انني أتعاطى مجددا |
Ama yine de onun suçu değil. | Open Subtitles | وإنّ الذنب لا يزال ليس ذنبه أيضاً أليس كذلك؟ |
Daha erken yatamaması onun suçu değil. | Open Subtitles | ليست غلطته كونه لا يستطيع النوم مبكرًا |
onun suçu değil ama. O daha yaşlı. | Open Subtitles | الذنب ليس ذنبها, تعلمين إنها كبيرة في السن. |
İşsiz olman onun suçu değil. | Open Subtitles | ليس خطؤه انك عاطل |
Curtis onun suçu değil. Ben yardımını istedim. | Open Subtitles | كورتيس إنها ليست غلطتها أنا طلبت منها مساعدتي |
- Evet başım belada. - Ama bu onun suçu değil. | Open Subtitles | ـ نعم انا في مشكله ـ و لكن هذا ليس خطئه |
Kötü bir anne tarafından yetiştirilmek onun suçu değil. | Open Subtitles | ليس خطؤها أن التي ربّتها كانت أم سيئة |
Eline geçirebildiği her şeyi kullanmayı istemesi onun suçu değil. | Open Subtitles | وليس خطأه أنه يرغب في كلّ ما تقع عليه يداه |
onun suçu değil. Sadece nazik olmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لم يكن ذنبها كانت تحاول أن تكون لطيفة فقط. |
Ama bu onun suçu değil! Bu okulun suçu. | Open Subtitles | لكن ذالك ليس خطئها هذا خطاء ألمدرسة |
Geceleri uyumaması onun suçu değil. | Open Subtitles | انه ليس عيبه انه لا يستطيع النوم |
Bu onun suçu değil. | Open Subtitles | الأمر ليس غلطته. |
Aramızda olanlar, onun suçu değil, ve... bu konuyu şimdi değil de başka bir zaman konuşmayı tercih ederim. | Open Subtitles | ما حدث بيننا ، لم يكن خطأه و... وأفضل أن أتحدث مجدداً عن هذا الأمر في وقتٍ لاحق وليس الآن. |