Çok sayıda mutlu çalışanı olan organizasyonlar aksinin olduğu organizasyonlara göre üç kat daha fazla gelir elde ediyorlar. | TED | المنظمات التي لديها الكثير من الموظفين السعداء لديها ثلاثة أضعاف نمو الإيرادات، مقارنة مع المنظمات حيث هذا غير صحيح. |
Bunu, birincil amaçları kişisel zevkleri olan, kendi kendini yok eden, ve erdemden elini eteğini çeken güvenilmez organizasyonlar gibi düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد احرزت بعدم الاعتماد على المنظمات لمن لديه هدف اسمى يبدو امتاع نفسي جسمانيا تدمير نفسي و التخلي عن كل الفضائل |
Uluslararası organizasyonlar son 20 senede Arnavutluk'a çok yatırım yaptılar ama hepsi iyi harcandı denemez. | TED | المنظمات العالمية قد قامت باستثمار الكثير من الأموال في البانيا خلال العشرون سنة الماضية لم تنفق كلها بشكل سليم. |
Geldiler, kaldılar ve beraber çalışmak için yollar buldular. Ve şehirden şehire ve şehirler arası organizasyonlar ile hala da buluyorlar. | TED | جائوا و بقوا و وجدوا طرق و لازالوا يجدون طرق للعمل معاً مدينة لمدينة و خلال منظمات بين المدن |
İnsanlar, yoksullara yardım etmek için kar gütmeyen organizasyonlar kurup bunlara milyonlarca dolar yatırdılar. | TED | قام العديد من الأشخاص بجمع الملايين من الدولارات واستثمارها في منظمات غير ربحية الهدف من وراءها مساعدة الفقراء. |
der. Yani ben inanıyorum ki din temelli organizasyonlar Afrika'da sosyal bir etki yapmada kritik rol oynuyor. | TED | لذلك أعتقدُ بشده بأن لدى المؤسسات الإيمان المعتمد دورًا مهمًا لتلعبه لدفع التأثير الاجتماعي في أفريقيا. |
Peki uluslararası organizasyonlar ve sosyal girişimciler eve para gönderme maliyetini düşürmek için ne yapabilirler? | TED | ما الذي بوسع المنظمات العالمية ورجال الأعمال فعله لتخفيض عمولة تحويل النقود إلى البلد الأم؟ |
Üçüncüsü; büyük hayırsever organizasyonlar, temelinde kâr amacı gütmeyen işçi dövizi platformu oluşturmalılar. | TED | ثالثًا، على المنظمات الخيرية غير الربحية إنشاء رصيف للحوالات المالية على أساس غير ربحي |
organizasyonlar, fakirler için onların kendileri için yaptıklarından daha çok şey yaptıklarını kanıtlamak zorunda kalırlardı. | TED | سيكون على المنظمات أن يثبتوا أنهم يقدمون صنيعا للفقراء أكثر مما يقوم به الفقراء لأنفسهم. |
organizasyonlar, çılgın problemlerini işbirliği içinde çizerek ele aldıkça görsel bir devrim gerçekleşiyor. | TED | ثمة ثورة بصرية تحدث الآن بينما تقوم المزيد من المنظمات بمعالجة مشاكلها المستعصية عن طريق التعاون على رسم المشاكل. |
Ülkeler, uluslararası organizasyonlar, Avrupa Birliği? | TED | كلّ بلد، المنظمات الدولية، الاتحاد الأوروبي؟ |
Sonuçta sanırım göreceksiniz ki zeki, kapalı organizasyonlar hızla kapalı yönünde ilerliyorlar. | TED | و أخيرا ما أعتقده أنك سترى أذكياء المنظمات المغلقة سيجنحوا أكثر فأكثر نحو الإتجاه المفتوح. |
Anlaşıldı ki bu organizasyonlar inanılmaz güçlü ve onları anlayabilenler çok çok güçlü olacaklar. | TED | و هذه النماذج من المنظمات سوف تتحول إلى قوى لا تصدق و الناس الذين يستطيعون فهمها سوف يكونوا ناجحين جدا جدا |
Özel amaçları olan bütün organizasyonlar gibi... bana fikir aşılamaya çalıştılar. | Open Subtitles | و كجميع المنظمات ذات الأهداف المحددة. حاولوا غسيل مُخي لهُم. |
Bazı organizasyonlar sadece izlendiğinizi hatırlatmak için yapar. | Open Subtitles | بعض المنظمات تريدك فقط أن تعرف بأنهم يراقبون من أنت؟ |
Antropoloji konuşursak, paramilitarist organizasyonlar bireyselliği engeller. | Open Subtitles | من منظور علم الإنسانيات، المنظمات الشبة عسكرية تميل إلى كبح الفردية |
Kadınlar yeni organizasyonlar başlatıyor, kampanyalara gönüllü oluyorlar ve her problemi üstleniyorlar; silah güvenliği reformundan halk eğitimine kadar. | TED | تؤسـسُ النساء منظمات جديدة، ويتطوعنّ في الحملات، ويشاركن كل قضية من إجراءات سلامة السلاح إلى التعليم العام. |
Bunu zaten yapan çok harika organizasyonlar var. | TED | وهناك منظمات مدهشة التي تفعل هذا بالفعل. |
Aaliyah CIA'in hiç giremediği terörist organizasyonlar hakkında Summers' a istihbarat veriyordu. | Open Subtitles | عن منظمات استخباراتية لم تستطع السي آي ايه ان تخترقها |
İstemli körlük bunun gibi epik ölçeklerde olabilir, ve aynı zamanda çok küçük ölçeklerde olabilir, insanların ailelerinde, evlerinde ve topluluklarda, ve özellikle organizasyonlar ve kurumlarda. | TED | التعامي المقصود يتواجد على مقاييس ضخمة كتلك، وتتواجد أيضًا على مقاييس صغيرة، في عوائل الأشخاص، في بيوتهم و مجتمعاتهم، و بالذات في المنظمات و المؤسسات. |
Güzel organizasyonlar sorular sorarlar. | TED | المؤسسات الجميلة تظل تسأل إسئلة |
Sivil toplum kuruluşları ve sosyal organizasyonlar, gerçekten de bu dönemin muazzam bir artış gösteren örgütsel varlık türleridir. | TED | بالتأكيد, النوع الخاص بالكيان التنظيمي لهذا العصر هو هذا التصاعد العجيب للمنظمات الغير حكومية والمنظمات الاجتماعية |