ويكيبيديا

    "ormandaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالغابة
        
    • الغابات
        
    • الغابه
        
    • الغابةِ
        
    • فى الغابة
        
    • في الغابة
        
    • الأدغال
        
    • بالغابه
        
    • من الغابة
        
    • أصوات الغابة
        
    • داخل الغابة
        
    Ruh bana ormandaki ağaçlar kaleye saldırmadıkça savaşı kaybetmeyeceğimi söyledi. Open Subtitles وقد أخبرني الجني، إلى أن تقوم الأشجار بالغابة بنفسها لمهاجمة القلعة، فلن أهزم أبدا بالمعارك
    Ona ormandaki tek tilkinin o olmadığını anlatmalısın. Open Subtitles دعها تدرك أنها ليست الثعلب الوحيد بالغابة.
    Gece, ormandaki kaplan gibi Büyük beyaz'da vahşi yaşamın parçası. Open Subtitles مثل النمر في الغابات ليلا القرش الأبيض هو روح الشراسة
    Bu ormandaki hırsızlığı durdurmak için polisle ve kiralık katillerle savaştılar. TED اشتبكوا مع الشرطة واستأجروا مسلحين لإيقاف سرقة الغابات.
    3 Ocak günü öğleden sonra ormandaki eski mevzilerimize döndük. Open Subtitles في نهاية ما بعد ظهيرة اليوم الثالث من يناير عدنا الي مواقعنا القديمه في الغابه
    Bir zamanlar ormandaki klübede bana evlenme teklif ettiğini hatırlıyorum. Open Subtitles أَتذكّرُ مرّة في الحصنِ بَنينَا في الغابةِ. طَلبَ مِنْني زَواجه.
    para getireceğim. saat 9:00'da ormandaki yön tabelasının orada buluşuruz. Open Subtitles سأحضر المال قابلنى عند اللافتة فى الغابة فى التاسعة مساءً
    Ama insanlığın ortak öncülünü kabul etmeliyiz aksi takdirde; ormandaki hayvanlar gibi oluruz. Open Subtitles ولكن عليك قبول فرضية الإنسانية المشتركة، خلاف ذلك ستكون في الغابة مع الحيوانات.
    Çünkü ormandaki arkadaşlarımızı senin ve onun kafasına nişan almış durumda. Open Subtitles لأنّ أصدقاءنا بالغابة الآن ممسكين بسلاح مصوّب لرأسك ورأسه
    Çünkü ormandaki arkadaşlarımızı senin ve onun kafasına nişan almış durumda. Open Subtitles لأنّ أصدقاءنا بالغابة الآن ممسكين بسلاح مصوّب لرأسك ورأسه
    Yakınlardaki bir ormandaki bir kulübede bir elemanım, sağlığıma yararlı olabilecek birkaç deney gerçekleştiriyordu. Open Subtitles هناك كوخ بالغابة ليس بعيد من هنا حيث احد مستخدمي يجري التجارب حيث ان نتيجة تلك التجربة سوف تساعد في صحتي
    Neden ormandaki herşeyin sağlığa zararlı olduğu konusunda anlaşmıyoruz? Open Subtitles لما فقط لا نتفق أن كل شيئ بالغابة سيئ بالنسبة لكم
    Amillaria aslında ormandaki belirli ağaç türlerini öldüren yağmacı bir mantar. TED و الأرميلاريا في الواقع نوع من الفطريات المفترسة تقضي على انواع معينة من الأشجار الموجودة في الغابات
    Onları, ormandaki savaş esnasında yazdım. Open Subtitles لقد قمت بكتابتهم أثناء حملتى على هذه الغابات
    ormandaki en büyük opera binası olacak. Lütfen, girmemize izin verin. Open Subtitles ستكون أعظم أوبرا وسط الغابات أرجوك دعنا ندخل
    3 Ocakta, Öğleden sonra ormandaki eski yerlerimize geri döndük. Open Subtitles في نهاية ما بعد ظهيرة اليوم الثالث من يناير عدنا الي مواقعنا القديمه في الغابه
    Şu ormandaki plastik torba sahnesi seni çok kötü yaparsa, beni ara. Open Subtitles مشهد الكيس البلاستيكي في الغابه ان كان هذا يزعجك, اتصل بي
    ormandaki 3 ölü bunu haksız çıkarabilir. Open Subtitles ثلاث رجال موتى في الغابه ربما يعارض هذا رأيك
    Donu ormandaki yoldan baska yerlerde de aradnz m? Open Subtitles ، هل بَحثتَم عن الكيلوتِ في اي مكان في الغابةِ غير الطريق ؟
    Biz çobanız. ormandaki pınarda şaşıyoruz. Open Subtitles نحن رعاة ماعز، نعتاش على الجذور فى الغابة
    Tel örgü ve strafor ormandaki kaya ve ağaçları oluşturuyor. Open Subtitles أسلاك الدجاج والبوليسترين ، تمثّل الصخور والأشجار الموجودة في الغابة
    Bir keresinde ormandaki bir hapishanede geçen bir film izlemiştim. Open Subtitles رأيت فيلماً ذات مرة تقع أحداثه في سجن في الأدغال
    Tıpkı ormandaki geyiğe sinsice yaklaşır gibi dikkatlice yanına yaklaşmalıydım ki onu korkutmamalıydım. Open Subtitles مثل مطاردة غزال بالغابه كنت سأقوم بالتقرب منه بحذر حتى لا اقوم بإفزاعه
    ormandaki bir yama yandığında yangının arazinin tamamına sıçramasını engelliyordu. TED احتراق رقعة من الغابة ساعد على منع تدفق الحريق عبر المناظر الطبيعية
    Yani eğer ormandaki sesleri dinleyen bir aletimiz olsa onu mevcut cep telefonu ağına bağlasak ve o da koruculara bildirim yollasa, belki de sorun çözülmüş olurdu. TED لذا إذا كان يمكننا استخدام بعض الأجهزة للاستماع إلى أصوات الغابة ونتصل بشبكة الهاتف الخليوي الموجودة هناك ونرسل تنبيهًا للناس على الأرض، ربما سنجد حلًا لهم لهذه القضية.
    Yani bana ormandaki eski bir karavan ve ağaçlara mıhlanmış bir sürü leş hakkında söyleyebileceğin bir şey yok mu? Open Subtitles حسنًا إذًا، لا يوجد شيء لتخبريني به بشأن العربة القديمة داخل الغابة وبعض جثث الحيوانات مسمرة على الأشجار؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد