Conrad'ın bilimadamları bu Ortakyaşamı bir çeşit süper ilaç yapmak için inceliyorlardı. | Open Subtitles | علماء كونراد كانوا يدرسون هذا المتكافل ليخلقوا نوعا ما من المخدر الخارق |
Boyunluk ile hareketi engelledim ve bırakalım Ortakyaşamı hasarı iyileştirsin. | Open Subtitles | ثبته بطوق الرقبة و دع المتكافل يقوم بشفاء الأضرار |
Geçici bir konukçuya ihtiyacı olan bir Tok'ra Ortakyaşamı vardı. O işi halletti. | Open Subtitles | حسنا , وبشكل مؤسف , كان هناك متكافل توكرا يحتاج لمستظيف , مؤقت |
İçine bir Goa'uld Ortakyaşamı girdi. | Open Subtitles | تعرضت لإنزراع متكافل جوائولد |
- Thor yalnız değil. - Kırmızı nokta Ortakyaşamı simgeler. | Open Subtitles | ثور ليس وحده بالغرفة النقطة الحمراء تشير لوجود سيمبيوت |
Hiçbir Tok'ra Ortakyaşamı isteksiz bir konukçu ile kalıcı olarak birleşmek istemez. | Open Subtitles | لا يوجد سمبيوت توك رع يختار الارتباط مع مضيف غير راغب للنهاية |
Elimden geleni yaptım ama Ortakyaşamı ağır hasar almıştı. | Open Subtitles | بذلت جهدي، ولكن متكافله كان قد تضرر بشدة |
Bu durumu onlar anlayabilirler. Ortakyaşamı dışarıya çıkarmaları mümkün olabilir. | Open Subtitles | ربما يفهمون هذا الوضع، ربما يستطيعوا إخراج المتكافل |
Ortakyaşamı öldürmesi birkaç dakika aldı, sonrasını kendim oynadım. | Open Subtitles | اخذ بضعة دقائق ليقتل المتكافل ثم اكملت تمثيل الدور |
Ortakyaşamı bir süre sağ tutmak için yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | لقد طورنا أساليب تبقى على المتكافل حياً لبعض الوقت |
Ortakyaşamı geri koymak istemişler... | Open Subtitles | وحاولوا إعادة المتكافل لها |
Tok'ra, Ortakyaşamı çıkardı ama insanlar aynı kişi olduğumuzu düşünüp bana işkence ettiler. | Open Subtitles | أزال الـ((توك رع)) المتكافل في النهاية.. ولكن ليس قبل أن يعذبني شعبها.. وه يعتقدون أننا واحد |
Bu kötülükleri Quetesh adındaki Goa'uld Ortakyaşamı yaptı. | Open Subtitles | كان متكافل ((غؤولد)) يسمى (كاتيش).. هو من ارتكب هذه الفظائع |
- Bir Tok'ra Ortakyaşamı alıyordu. - Pete? | Open Subtitles | ((أردتم أن تزرعوا فيه متكافل ((توك رع - بيت)؟ |
Eğer Baal'ın Ortakyaşamı Adria'nın bilincini baskı altına alıyorsa, aynı şeyi biz de yapabilmeliyiz. | Open Subtitles | حسناً و إذا قام متكافل (باال) بكبح وعي (آدريا) فيجدر أن نكون قادرين على نفس الشيء |
Biraz... hasarlıydı, ama sanırım Ortakyaşamı etkinleştirme yöntemimizde bir hata olmuş olabilir. | Open Subtitles | كان هناك ضرر ولكن أعتقد طريقتنا فى حكم عقل سيمبيوت خاطئ |
Öldü. Ortakyaşamı kurtarılamayacak derecede hasar görmüş. | Open Subtitles | لقد توفى، لم يكن بإستطاعة الـ(سيمبيوت) خاصته معالجته |
Elliot kötü durumda. İçinde bir Tok'ra Ortakyaşamı var. | Open Subtitles | اليوت في حالة صعبة هناك سمبيوت توك رع في داخلة |
Goa'uld Ortakyaşamı o hasarları iyileştirecektir. | Open Subtitles | سمبيوت الجواؤلد سيصلّح تلك الإصابات |
Ortakyaşamı ölüyor. Çıkarılmazsa sahibi de ölecek. | Open Subtitles | يموت متكافله وسيموت معه إذا لم يزل عنه |
Çünkü Ortakyaşamı teslim alan doktorun adını biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف إسم الطبيب الذي قام بإستلام السيمبيوت |
Teal'c'in Ortakyaşamı ölüyor. Nedenini bilmiyorum. | Open Subtitles | السمبيوت بداخل تيلك يحتضر ولا أعرف السبب |
Evet, efendim. O bir Goa'uld Ortakyaşamı. | Open Subtitles | نعم ياسيدى , إنها (سيمباتك الجواؤلد) |