Size bırakmak istediğim ikinci şey bu mücadelenin ortasındaki insanın kendisini ortaya koyacak zihni dirayete sahip olmaya istekli olmak zorunda olması. | TED | الشيء الثاني الذي أريد أن اخبركم به عندما يكون الشخص في منتصف التحدي يجب ان يتحلى برجاحة العقل حتى يتخلصوا من المشكلة |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
Yeni bir gece kulübü ve tüm kadınlar dans zeminin ortasındaki bir cam odadalar ve tüm erkekler onları izleyip besliyor. | Open Subtitles | إنه نادي ليلي جديد ، و كل النساء داخل غرف زجاج في منتصف حلبة الرقص و كل الرجال يشاهدونهم و يطعمونهم |
Gökyüzünün ortasındaki bir uçakta yok olduk ve kendimizi 1977'de bulduk. | Open Subtitles | اختفينا من طائرة وسط الجو وانتهى بنا المطاف في عام 1977م |
Son üç yılda, ekonomik bunalımın ortasındaki 45 ülkeye gittim, oralardaki okullar ve şirketlerle çalıştım. | TED | في السنين الثلاثة الاخيرة, سافرت إلى 45 دولة مختلفة أشتغل مع المدارس والشركات في وسط الانكماش الاقتصادي |
Bense depresyonda sayılırım, bilirsin şehrin ortasındaki yakıtı insan olan yangından sonra... | Open Subtitles | ولكنى مازلتُ مكتئبة قليلاً بخصوص الحريق العملاق الهائل المشتعل في منتصف البلدة |
Birkaç saat önce, onları deniz uçağıyla bataklığın ortasındaki küçük bir kabine bırakmış. | Open Subtitles | لقد انزلهم منذ ساعات قليله من طائرة بحرية.. مقطورة صغيرة فى منتصف المستنقع. |
Binlerce iplikten oluşan bir suç ağının ortasındaki bir örümcek. | Open Subtitles | عنكبوت في منتصف الشبكة شبكة جنائية ذات الآلاف من الخيوط |
Eğer onlar benim dizlerimse, bacağım ortasındaki bu eklemsi şeylerde ne oluyor? | Open Subtitles | إذا كانت هذه هي ركبي فما هذه الأشياء المفصلية في منتصف قدمي؟ |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
19. yüzyılın ortasındaki büyük münakaşaya konu oluyor: Kutsal metinler güvenilir midir? Onlara itibar edebilir miyiz? | TED | إنها تدخل جدالا عظيما في منتصف القرن ال19: هل تلك النصوص موثوقة؟ هل يمكننا أن نثق بها؟ |
Ve sizden, resmin ortasındaki üç küçük çatala özellikle dikkat etmenizi istiyorum. | TED | وأريدكم أن تبدوا اهتماما خاصا بهذه الشوكات الثلاث الصغيرة في منتصف هذه الصورة. |
Yemektekilerin akrabalarını ellerinden tutar, ve her birini enkazın ortasındaki sevdiklerinin yanlarına götürür. | TED | ويمسك الأقرباء بيده ويدلهم على أحبائهم في وسط الحطام |
Şu anda, 2015'te bir kez daha çalışmalarımızı Brezilya Cerrado'ya, Brezilya'nın ortasındaki açık çayırlara ve bodur ağaç ormanlarına genişletiyoruz. | TED | وحاليا في 2015 نتوسع في عملنا مجددا وصولا إلى سيرادو البرازيلية، المراعي المفتوحة والغابات الشجرية في وسط البرازيل |
Milattan önce 55'te bir sonbahar sabahında güneş doğarken Camma, köyünün tam ortasındaki sunağa iki güvercin koyuyor. | TED | مع شروق الشمس في أحد أيام خريف عام 55 قبل الميلاد تضع كاما حمامتين على المذبح في وسط قريتها |
Okyanusun ortasındaki dalgalar gibi... | Open Subtitles | لقد كانت حياتي كالموجة التي تتحطم في وسط المحيط |
Hayatım boyunca asla çölün ortasındaki bir Eskimo olacağım aklıma gelmemişti bir şeyi, başka bir şeyi onun ıstırabından kurtarmak için öldürmek zorunda olduğunu bilen bir Eskimo. | Open Subtitles | لم أفكر مطلقاً في حياتي أنني سأكون رجل إسكيمو في وسط الصحراء ومعرفة أنني يجب أن أقتل أحداً، أن أخرجه من تعاسته |
10,000 silahlı adamın ortasındaki bir uyuşturucu operasyonuna denk geliyorsun ve kurtarılman gerekmiyordu? | Open Subtitles | لقد تعثرت فى عمليه مخدرات وسط 10000 رجل مسلحين ولم يكن عليك ان تطلق رصاصه |
Bir araba mezarlığının ortasındaki Ferrari gibiyim ben | Open Subtitles | أنا كسيارة الفراري ، موقوفة بوسط ساحة الخردة |
Buna mutlak kulak deniyor ve bazı insanlar piyanonun ortasındaki birkaç beyaz tuşa ilişkin bir mutlak kulağa sahiptirler. | TED | وهذا ما يدعى بالأذن المُرْهَفَة، بعض الأشخاص لديهم أذن مرهفة لبعض النغمات البيضاء التي تقع بمنتصف مفاتيح البيانو. |
Soygunun ortasındaki bir adam.. ...neden rozetli bir kadına güvensin? | Open Subtitles | الآن، لمَ عسى رجلٌ في خضام سطوٍ يثق بشُرطيّة؟ |