ويكيبيديا

    "oturmayı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الجلوس
        
    • للجلوس
        
    • بالجلوس
        
    • تجلسين
        
    • أن تجلسي
        
    • والجلوس
        
    • الجُلُوس
        
    • أن تجلس
        
    • أن أجلس
        
    • أن يجلس
        
    Aslında bu tarafta oturmayı yeğlerim, bu kulağımla pekiyi duyamıyorum. Open Subtitles بالواقع أفضّل الجلوس هنا، لا أسمع جيداً عبر هذه الأذن
    Bilmem. İnsanların solunda oturmayı severim. Arabayı ben sürüyormuşum hissi veriyor. Open Subtitles لا أعرف، أحب الجلوس على يسار الناس، أشعر وكأنني أقود السيارة
    Sıcak arabanın içinde oturmayı seninle markete gitmeye tercih ederim. Open Subtitles أفضّل الجلوس في سيارة ساخنة على أن أدخل متجراً معك
    Bazen hiçbir şey yapmadan bahçede oturmayı düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد في بعض الأحيان أنه يذهب للجلوس في حديقة
    Tüm hayatım boyunca, ilk sırada oturmayı hayal ettim, oyuncu kulübesinin arkasında. Open Subtitles طيلة حياتي كنت أحلم بالجلوس في الصف الأمامي، وراء السور
    Boş boş oturmayı sevmiyorum. 10 milyon dolarlık bir teknede hedef olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أحب الجلوس مكتوف اليدين كهدف سهل في زورق بـ 10 مليون دولار.
    Boş boş oturmayı sevmiyorum. 10 milyon dolarlık bir teknede hedef olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أحب الجلوس مكتوف اليدين كهدف سهل في زورق بـ 10 مليون دولار.
    Henüz kısa bir süre önce anlamaya başladım, böyle oturmayı Hintli olmaktan dolayı öğrenmedim ben. TED مؤخرا فقط بدأت لفهم أنني لم أتعلم الجلوس هكذا من خلال تراثي الهندي.
    Onun kucağında oturmayı severdi çünkü yatağında yatmanın onun için acı verici olduğunu söylerdi. TED كان يحب الجلوس البقاء في حضنها لأنه قال أنه مؤلم بالنسبة له الإستلقاء على فراشه
    Üzgünüm şu anda masam yok. Belki barda oturmayı tercih edersiniz. Open Subtitles آسف لا توجد طاولة خالية الآن يمكنكم الجلوس على البار
    Evet, yüksekte oturmayı seviyorum. Herşeyi kontrol edebiliyorum. Open Subtitles أجل، أود الجلوس بالأعلى لكي أتفقد كُل شيء.
    Evet, yüksekte oturmayı seviyorum. Herşeyi kontrol edebiliyorum. Open Subtitles أجل، أود الجلوس بالأعلى لكي أتفقد كُل شيء.
    - Sen de salonda oturmayı mı tercih ediyorsun? - Evet. Open Subtitles ـ وأنت تفضلين الجلوس فى تلك الردهة ـ أجل
    Bir de 16 saat arabada oturmayı dene. Open Subtitles أجل، إذن حاول الجلوس في سيارةٍ لـ 16 ساعة
    Biliyorum, sen bunu yaparken tuvalette oturmayı kesmeliyim. Open Subtitles أعلم, عليّ أن أتوقف عن الجلوس في الحمام بينما تفعلين هذا.
    Dostum, bu oturmayı unuttuğum zamandan çok daha kötü bir durum. Open Subtitles أكثر مثير هذا ، رجل يا الجلوس فيها نسيت التي المرة تلك من
    Sekizinci sınıfa giderken, senin arkanda oturmayı severdim çünkü saçların greyfurt gibi kokardı. Open Subtitles عندما كنا في الصف الثامن كنت أحب الجلوس خلفك في الماضي لأن شعرك رائحته كالفواكه
    Sayı! Homer maç bitene kadar arabada oturmayı mı düşünüyorsun? Open Subtitles (هومر)، أكنت تخطط للجلوس في السيارة حتى إنتهاء المباراة؟
    'Çünkü kanepelerde yaşamayı ve oturmayı çok severim. Open Subtitles معظم الناس يجعلون كلابهم داخل المنزل ويسمحون لهم بالجلوس على الصالون
    Yaptığım şeyi mi yapmak istiyorsun, oturduğum yerde oturmayı? Open Subtitles هل تريدين فعل ما أفعل ؟ تجلسين حيث أجلس ؟
    Sonunda oturmayı ve onsuz düzgün yemeği öğreneceksin. Open Subtitles ففي النهاية ستتعلمين كيف ينبغي أن تجلسي وأن تأكلي بشكل لائق دون الحاجة إليه
    Kendimi bala bulayıp, eşek arısı yuvasında oturmayı tercih ederim. Open Subtitles أفضّل تغطية جسمي بالمربّى والجلوس في عش الزنابير.
    - oturmayı sevmiyor. - Bu doğru. Open Subtitles إنّه لا يُحب الجُلُوس هذا صحيح
    Isıtmak için biraz ellerinin üstüne oturmayı unutma. Open Subtitles تذكر أن تجلس على يديك قليلا لكي تصبحا دافئتين
    Çok sıkı çalıştım çocuklar. Bir kumsalda oturmayı hak etmedim mi? Open Subtitles أنا أعمل كثيرا , ياشباب ألا أستحق أن أجلس على الشاطيء؟
    Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri, kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu. Open Subtitles كانت تسرى فيهم جرعه من النشاط مزارعى الكروم و زارعى البذور كلُُُ كان يأمل أن يجلس تحت كرمة العنب أو شجرة تين الخاصه به

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد