Artık taşra gezilerine gitme, artık parkta uzun günler geçirme. | Open Subtitles | لا رحلات خارج البلاد ولا تقضي أوقات العصر فى المنتزه |
Artık onun evden ne zaman ayrıldığını parkta normalde hangi yoldan gittiğini öğreniyoruz. | Open Subtitles | وفجأة نعرف متى غادرت منزلها ما هو الطريق الذي عادة تسلكه حول المنتزه |
Bizonları ve kurtları bu parkta görüntülemeyi ilk defa 15 yıl önce denedim. | Open Subtitles | جرّبت في البداية تصوير البيسون والذئاب في هذا المتنزه الوطني قبل 15 عام |
Onlar tekerlekli sandalyedeki büyük annelerinden, parkta uyuyan evsiz kadına kadar herkes için tasarlar. | TED | هم يصممون للجميع، من الجدة المقعدة وحتى المرأة المشردة التي يرونها تنام في المتنزه. |
Çalınacağını düşündüğünüz için cüzdanınızı bir parkta bir bankın üstünde unutmamaya çalışırsınız değil mi? | TED | تماماً مثلما أنك لن تترك محفظتك علي منضدة في حديقة وتتوقع أنه سيتم سرقتها إذا فعلت هذا، حسناً؟ |
- Yürüyüşlerimizden birinden sonra satranç takımımı parkta unuttuğumu farkettim. | Open Subtitles | بعد إنتهاء إحدى مُبارياتنا، إكتشفتُ أنّي تركتُ الشطرنج خاصّتي بالحديقة. |
Buraya gelmek ne güzel. parkta hiç yazmamıştım. | Open Subtitles | إنها فكره ممتازه للقدوم إلى هنا لم أكتب أبدا فى الحديقه |
Ve her cumartesi hemşire ayakkabılarımı giyip parkta tempolu yürüyüş yapıyor muyum? | Open Subtitles | وهل أمشي سريعا في حزاء ممرضة كل يوم سبت في المنتزه ؟ |
Gençken her tatilimi ulusal parkta geçiriyordum. | TED | كل عطلة قضيتها عندما كنت ولدا صغيرا كانت في المنتزه الوطني. |
Burada parkta buluşuruz. Daha önce karşılaştığımız bankta. | Open Subtitles | حسناً ، دعنا نلتقى فى المنتزه على المقعد الذى التقينا عليه من قبل |
İşten önce az bir zamanım vardı parkta durup oyun oynayan çocukları izlemeyi severim. | TED | كان لدي بعض الوقت قبل العمل لذلك أحب التوقف في المتنزه لمشاهدة الأطفال وهم يلعبون. |
Bayan Lark, Andrew'la birlikte parkta yürümeyi sever. | Open Subtitles | الآنسة لارك تحب المشي في المتنزه .. مع أندرو |
Ama o çok tatlıydı. parkta öylece yürüdük. | Open Subtitles | لكنها كانت جميلة جداً مشينا في المتنزه فحسب |
Somoza'nın ulusal muhafızlarına ait parçalanmış bir tank Managua'daki bir parkta anıt olarak bırakılmıştı ve bir çocuğun enerjisi ve ruhuyla oyuncağa dönüşmüştü. | TED | دبابة مدمرة تتبع لحرس سوموزا الوطني تُركت كنصب تذكاري في حديقة في ماناغوا، وقد تغيرت بروح وطاقة الطفل. |
İkisi de, yukka ve Creosote çalısı, Toprak Yönetimi Bürosu'nun arazisindeler ve bu ulusal bir parkta korunmaktan çok farklı tabii ki. | TED | وكلاهما يتواجدان على أراضي مكتب إدارة الأراضي و هذا الأمر يختلف تماماً عن كونها محمية في حديقة وطنية |
Etrafınızda kimse yok ve sizin üstünüzdeki parkta çocukların oynadığını duyuyorsunuz, Aşağıda ne olduğundan tamamen habersiz. | TED | لا يوجد أحد حولك، وتسمتع إلى الأطفال يلعبون بالحديقة فوقك، لا يعون تماماً ما بأسفل. |
Bir gün Clarie ile birlikte parkta bir bankta oturuyorduk. | Open Subtitles | وفي يوم من الأيام أنا وكلير كنا نجلس على مقعد الحديقه |
Sonraysa sahilde ve şimdi de iki kilometre ötedeki parkta | Open Subtitles | و بعدها على الشاطئ و الآن في المنتزة بعيداً بميل |
Ve çocuklar, yağmurdan etkilenmeden camdan çatının altındaki parkta oyunlar oynayacak. | Open Subtitles | وسيلعب الاطفال في متنزه مظلل من المطر بسقف من البلور |
Ben dört yaşındayken, büyük babamla Japonya'da bir parkta yürüyorken, o aniden kayboldu. | TED | حين كنت في الرابعة، بينما كنت وجدي نتجول في منتزه باليابان لم أجده فجأة. |
Oh, Onu Çin Restoranı'na götüreceğim ve daha sonra belki parkta yürürüz. | Open Subtitles | اوه,أنا سأخذها لتناول الطعام الصينى و بعدها يمكن أن نمشى فى الحديقة |
Hadi ama, onlar parkta dama oynayan, bir avuç ihtiyardı. | Open Subtitles | .لقد كان هذا وصفاً قديماً لكبار يلعبون الدومينه في المتنزهِ |
Bana nesli tükenmiş bir kaplumbağanın parkta yaşadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول لي أنّ هناك غيلماً منقرضاً تعيش في هذا المتنزّه |
parkta uyuyakaldığımız gün üzerindeydi. | Open Subtitles | لبستيه فى اليوم الذى نمنا فيه بالمنتزه معاً |
parkta bulduğumuz... mavi çocuğun nesi olduğuna dair iddiaya girmiştik. | Open Subtitles | تراهنا على ما خطب ذلك الفتى الأزرق الذي وجدناه بالمتنزه |
Ne zaman en sevdiği şarkıyı duysam veya bir kız çocuğunu parkta ip atlarken görsem. | Open Subtitles | كلما سمعت أغنيتها المفضلة أو رأيت فتاة صغيرة تقفز الحبل بالمنتزة |
Ben parkta dama oynarim, ve sen otobüslerle tartismaya baslarsin. | Open Subtitles | انا العب استغمايه في الحدائق و انتي تبدأين بالشجار مع الاتوبيس |