New York'da parmaklıkların arkasına tıkılmayı bekleyen çok serseri var. | Open Subtitles | لدي عمل متراكم وأوغاد نيويورك مازِلت أُحاول وضعهم خلف القضبان |
Bir günümü bile parmaklıkların arkasında, ya da düşmanlarımın elinde geçirmedim. | Open Subtitles | , لم أقضي يومًا واحداً خلف القضبان أو في قبضة الأعداء |
parmaklıkların ardından bile diğer kayıp çocukların ailelerine yalan söylemeye devam ediyordu. | Open Subtitles | حتى من وراء القضبان تابع الكذب على العائلات بشأن أطفال آخرين مفقودين |
Umarım parmaklıkların arkasında kalmak büyümene yardım eder, aynen babanda olduğu gibi. | Open Subtitles | ربما بعض الوقت وراء القضبان سوف تساعدك على النضج كما كان والدك |
Siz, bir köşesinde parmaklıkların, diğer köşesinde helanın olduğu beton bir kutuda yaşlanıp öleceksiniz. | Open Subtitles | أنتِ ستكبرين و تموتين في صندوق مُراقب محجوزة بواسطة قضبان و جدران من ناحية أخرى |
Hadi şu adamı bir an önce parmaklıkların arkasına geri yollayalım. | Open Subtitles | دعونا نضع ذلك الرجل مرة أخرى خلف القضبان بأسرع وقت ممكن |
En başından itibaren, bu hareket için güvenilir olmaya ve parmaklıkların arkasından elinden gelen en iyi katkıyı vermeye odaklandı. | TED | منذ البدء، كان تركيزه على تحمل مسؤولية فعلته ويبذل قصارى جهده للتعويض من خلف القضبان. |
Ve bu nedenledir ki bizim türümüz dünyanın her tarafında zenginleşti. Halbuki hayvanların geri kalanı hayvanat bahçelerinde parmaklıkların arkasında çürüyor. | TED | وهذا هو السبب الذي جعل جنسنا يزدهر في أنحاء العالم بينما بقية الحيوانات تقبع خلف القضبان في حدائق الحيوان. |
Hapishaneler, elbetteki, kanunlara karşı gelenlerin tıkıldığı demir parmaklıkların arkasına konulan insanların olduğu yerlerdir. | TED | السجون, بالطبع , هي الأماكن التي يقبع فيها مخالفوا القوانين جامدين, مقيدين خلف القضبان. |
Sonuçta kanaryalar hep parmaklıkların ardındalar. | Open Subtitles | فعصافير الكناري دائما ما تكون خلف القضبان على أية حال |
Bir hiç uğruna tüm ömrümü parmaklıkların ardında tükettim. | Open Subtitles | أنا لم اقضي أغلب حياتي وراء القضبان من أجل لاشيء |
Bu parmaklıkların yeterince sağlam olduğuna emin misniz? | Open Subtitles | هل انت متأكد ان هذه القضبان قوية بالقدر الكافى ؟ |
Yada sizi demir parmaklıkların arkasına koyup sonrasında sizi ölüme mahkum ederler. | Open Subtitles | أو سيضعونك خلف القضبان ليجعلوك تتمنَى الموت |
Orada parmaklıkların arkasında yaptıktan sonra sana ya da bana etki etmez, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً، طالما هو يعمل خلف القضبان هو لَنْ يُؤثّرَ عليك أَو عليّ، أليس كذلك؟ |
Bir keresinde onu parmaklıkların arkasında, bir küp su ve kuru bir ekmekle resmetmişti. | Open Subtitles | لقد رسمها وهي خلف القضبان مع كسرة من الخبز وكوب ماء |
Ben kötü adamları parmaklıkların arkasına kapatıyorum ama kanunların bu saksafoncuların paçayı kurtarmasını sağlayan bir sürü eksiği gediği var. | Open Subtitles | انا وضعت الاشرار خلف القضبان لكن القانون به اميال من الثغرات. لهؤلاء الملاعين ليهربوا. |
Gerekene ya da yaşlanana dek parmaklıkların ardında kalmaktan. | Open Subtitles | أن أبقى خلف القضبان حتى أتعود عليهم و أتقبلهم |
Gerekene ya da yaşlanana dek parmaklıkların ardında kalmaktan. | Open Subtitles | أن أبقى خلف القضبان حتى أتعود عليهم و أتقبلهم |
Görünüşe göre Serseri Roket'in bir sonraki konseri parmaklıkların ardında olacak.. | Open Subtitles | يبدوا أن حفلته التالية ستكون خلف القضبان |
Kutlama yapacağını sanıyordum. Baban sonunda parmaklıkların arkasında. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنك ستكون بالخارج تحتفل، لقد أصبح والدك أخيراً خلف القضبان |
Böyle genç yaşlarda parmaklıkların ardına düşenlerin olması çok acı. | Open Subtitles | يالها من مأساة بأن ينتهي حال شاب خلف قضبان السجن بسبب سوء تربية والديه |
O dudaklar parmaklıkların arkasında olana kadar konuşacağım. | Open Subtitles | لن أتوقف عن الحديث إلا إذا رأيت هذه الشفاه خلف القبضان |
Kapılardaki parmaklıkların kalınlığı 10 santim. | Open Subtitles | القُضبان على هذه البوابة سُمكها 4 بوصات |