Yemin ederim, Pazar sabahı neredeyse onun en sevdiği tacını uçuracaklardı. | Open Subtitles | أقسم بالرب ، في صباح الأحد أطلقوا النار على قبعتها المفضّلة |
# Babanız Pazar sabahı koridorda boydan boya yürürken # | Open Subtitles | ♪ عندما يمشي في أسفل القاعة في صباح الأحد ♪ |
Bir Pazar sabahı, onun çok hasta olduğunu söyleyerek çağırdılar. | Open Subtitles | استدعوني في صباح الأحد وأخبروني أنها مريضة جداً. |
13 Ağustos Pazar sabahı Berlin halkı uyandığında bölünmüş bir şehirle karşılaştı. | Open Subtitles | في صباح يوم الأحد 13 أغسطس، استيقظ سكان برلين ليجدوا المدينة مقسمة |
Şu anda psikolojik oyunlara hazır değilim. Özellikle de bir Pazar sabahı. | Open Subtitles | أنا لست في مزاج ٍ لألعاب الشعوذه خصوصاً في صباح يوم الأحد |
7 Aralık 1941 Pazar sabahı, Amerikan Pasifik Filosu, Japonya'nın saldırısına uğradı ve kısmen yok edildi. | Open Subtitles | أسطول المحيط الهادى الأمريكى هوجم من قِبل . اليابان وتحطم جزئياً فى صباح الأحد 7 ديسمبر 1941 |
Pazar sabahı uyandığımda ilk duyduğum haber, her yerde yayınlanan Khrushchev'den gelen bu haberdi, | Open Subtitles | أولى الأخبار التي سمعتها صباح الأحد عندما استيقظت كان هذا البيان الإذاعي من خروشوف على الملأ |
Pazar sabahı. Yani büyük randevunu kaçıracağım. | Open Subtitles | ليس قبل صباح الأحد مما يعني أني سأتغيب عن موعدك الكبير |
Uh, Amber, bir tanem, bu beyler polis, ve benim Pazar sabahı nerede olduğumu merak ediyorlar. | Open Subtitles | آمبر حبيبتي هؤلاء السادة من الشرطة وهم يتسائلون أين كنت في صباح الأحد |
Pazar sabahı. Vaaz dinlemeye gidiyorum. | Open Subtitles | .صباح الأحد أنا في طريقي لسماع الموعظة ، تعرف |
Bugün Pazar sabahı olması çok kötü. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة أنه سيكون صباح الأحد ، أتعرف ؟ |
Fakat, Pazar sabahı erkenden bir uçuşum var. | Open Subtitles | و لكن لدي رحلة صباح الأحد و عندما قلت له أنني ذاهبة إلى باريس |
Geçen Pazar sabahı,limuzinimle şehirdışına çıkmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | صباح الأحد الماضي، كان لابدّ أن آخذ ليموزيني ، وسط المدينة |
Biliyorsunuz Pazar sabahı bir kardeşimi kaybetmiş gibiyim. | Open Subtitles | أتعلمون ، أشعر كانّني خسرتُ أخًا، صباح الأحد |
Pazar sabahı, Nick. Evin tamamen bize kalması çok güzel değil mi? | Open Subtitles | إنه صباح الأحد, أليس رائعاً أن يكون المنزل لنا فحسب؟ |
İsterseniz en baştan alalım, ama başlamadan önce size Pazar sabahı uyandırma müziği gönderiyorum. | Open Subtitles | الآن دعنا نبدأ في البداية. لكن قبل أن نبدأ، هنا بعض توقظ موسيقى في وقت مبكر من صباح يوم الأحد. |
Bu Pazar sabahı hoş geldiniz, az ama inançlı dostlarım. | Open Subtitles | اهلاً بكم في صباح يوم الأحد قليلين لكن مخلصين |
Bilek güreşi, bir Pazar sabahı başlamıştı pazartesi sabahı bitebildi. | Open Subtitles | المباراة بدأت صباح يوم الأحد وانتهت صباح الإثنين |
Donanma Pazar sabahı neden tatbikat yapıyor ki? | Open Subtitles | ماذا حدث للبحرية؟ يقومون بتدريبات مبكراً في صباح الاحد |
Hey Deb, Pazar sabahı sen de Marie ve benimle yemek pişirebilirsin. | Open Subtitles | ديب عليك المجئ للطهي معي ومع ماري صباح يوم الاحد |
Bir Pazar sabahı hep birlikte evde oturmuş içiyorduk. | Open Subtitles | كنا جميعاً نجلس في المنزل و نشرب كأي يوم احد عادي |
Pazar sabahı FBI Ajanları | Open Subtitles | في صباح السبت داهم ضباط مكتب التحقيقات الفيدرالي |
Sollama şeridinde o adamın neden 70 km hızla gittiğini anlayabilmek için kendiniz olmaktan çıkıp kilometrelerce yürüyebilirsiniz. ya da genç oğlunuzu, ya da Pazar sabahı çimleri keserek sizi rahatsız eden komşunuzu anlamak adına. | TED | يمكنكم أن تسيروا ميل عندما يأتى الأمر إلى التفهم لماذا يقود ذلك الشخص بسرعة كبيرة جداً فى مدخل المنزل , أو إبنكم المراهق , أو جاركم الذى يزعجكم بتقليم الأعشاب يوم الأحد صباحاً . |
Pazar sabahı çok zor geçti. | Open Subtitles | جاء صباح الاثنين و كنت مكتئبة تماماً |
Bir baba güzel bir Pazar sabahı kızını ziyaret edemez mi? | Open Subtitles | ألا يمكن لأب أن يزور ابنته في صباح يوم أحد جميل؟ |