Ama sizi temin ederim, kesinlikle güvende. Her şey planladığım gibi. | Open Subtitles | لكنّي أؤكد لكم أنّها في مأمن، الأمر كما خططت له تماماً |
planladığım şey için önemli biri. Onun tehlikeden uzakta tutulmasını istiyorum. | Open Subtitles | إنّها هامّة لما خططت له أريدها في منأى عن درب الأذى |
Söylemeyi planladığım her bir şey, hepsini burada önceden söylediler ve öyle gözüküyor ki benim söyleyecek başka bir şeyim kalmadı. | TED | ،اي شئ خططت ﻷن أذكره، ذكروه هُم هُنا .ويبدو أنه كأنما لا يوجد شئ لأذكره |
Tek planladığım şey uzun zamandır ortada olmayan akrabayla biraz sohbet. | Open Subtitles | ما أخطط إلّا لدردشة بسيطة مع قريبة غائبة منذ دهر بعيد. |
İşler planladığım gibi gitmiyor. | Open Subtitles | الأشياء لا تحدث، بالطريقة التي خططتُ لها |
Her şey planladığım gibi gidiyordu kafamı karıştıran önemli bir şeyi saymazsak. | TED | وكان يسير كل شيء كما خططت له، إلا أنني كنت في حيرة بشأن أمر مهم. |
Zor bir durum, planladığım gibi değil, ama başladı bir kere. | Open Subtitles | ان الأمر معقد، انه ليس كيف خططت لكن ها هى |
Galiba planladığım köklü değişiklik bu değildi. | Open Subtitles | ربما ليس هذا التغيير الجذري الذي خططت له |
Merhaba, şu anda Phil'le birlikte gelmeyi planladığım operadayım. | Open Subtitles | حسنا، أنا هنا في الأوبرا التي خططت على الذهاب إلى مع فيل، |
Bizim için planladığım son yere gitmek istemezsin artık herhalde. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا توجد أى فرصة أنك سترغب فى الذهاب لآخر مكان خططت أن نذهب إليه ، أليس كذلك ؟ |
Bunun neresi benim planladığım geceden daha iyi? Bilmiyorum! | Open Subtitles | كيف يكون هذا افضل من الليلة التي خططت لها.. |
planladığım randevudan bu daha iyi. | Open Subtitles | هذا أفضل بكثير من الموعد الذي خططت له مسبقاً. |
O akşam yürüyüşünde planladığım hani. | Open Subtitles | القصة التي خططت لها أثناء المسير المسائي |
Yine de işlerin planladığım gibi gitmediğine dair birkaç işaret vardı. | Open Subtitles | وبالرغم من وجود بعض الإشارات التي تدل بأن الجنازة لن تسري مثل ما خططت |
Bakın, planladığım gibi gitmediğini biliyorum ama elimde değildi. | Open Subtitles | أعلم أن الأمر لم يجري كما خططت له لكن لا أستطيع |
Bu tüm yüksek lisans olayı tam olarak planladığım şekilde gitmiyor. | Open Subtitles | أجل ، هذه المرحلة ما بعد التخرج لم تحدث كما خططت لها |
Aniden 15 yıldır planladığım intikam için bir şansım olduğunu gördüm. | Open Subtitles | رأيت فرصتي للإنتقام كنت أخطط لهذا لـ15 سنة |
Çünkü planladığım şeyi duyunca, daha da mutlu olacaksın. | Open Subtitles | لأنك عندما ستسمع ما أنا أخطط له سوف تكون أكثر سعادة بكثير |
Baştan başlayacağım çünkü konuşma planladığım gibi gitmedi. | Open Subtitles | سأبدأ من جديد، لأن هذا لم يجري كما خططتُ له. |
Sonra parkta, sen ve o çocuk hayatıma girdiniz ve planladığım herşeyi altüst ettiniz. | Open Subtitles | ومنذ يوم المتنزّه , وأنت وهذا الطّفل تقاطعون حياتي وتعبثون بكل شيئ خطّطت له |
Çekici kadın, planladığım şekilde gitmese bile sana 20-25 yıllığına borçlu olurum. | Open Subtitles | وحتّى أنّني لم أكن أخطّط أن أصبح تلك المرأة، لـ20, 25، سنة أخرى، أدين لكِ. |
Çok özel olmalıydı, ama hiç planladığım gibi gitmedi. | Open Subtitles | استثنائياً، لكن الأمر لم يأخذ المنحى المخطط له |
Senin de anlayabileceğin gibi işler planladığım gibi gitmedi. | Open Subtitles | كما يُمكنكَ أن ترى، الأمور لم تسر كما خطّطتُ. |
Şu tek bir anımız, planladığım gibi gidemez mi? | Open Subtitles | فلم لا يمكن لهذه اللحظة فقط أن تتم بالطريقة التى خططتها لها ؟ |
Kafamda defalarca planladığım? Evet. | Open Subtitles | أنني قمت بالتخطيط مراراً ومراراً في رأسي؟ |
Titizlikle planladığım bir dizi suikastı engelledin. | Open Subtitles | أي سلسلة الإغتيالاتِ أنا مُخَطَّطُ بدقة شديدة. |