ويكيبيديا

    "poşet" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كيس
        
    • حقيبة
        
    • الكيس
        
    • كيساً
        
    • أكياس
        
    • كيسا
        
    • الأكياس
        
    • كيسًا
        
    • الاكياس
        
    • بحقيبة
        
    • كيسين
        
    • وكيسًا
        
    Plastik bir poşet rüzgara yakalandığında keder veya umut hisseder mi? Open Subtitles عندما يطير كيس يبلاستيكي في الرياح هل يشعرك بالحزن أو الأمل؟
    Pekala, ağır ol bakalım. Bu, bir poşet cipse ilk kez bağırışım. Open Subtitles حسناً، بهدوء، إنّها المرة الأولى التي أصرخ فيها على كيس لرقائق البطاطس.
    Bir poşet toprak yer, tuvaletimizi çocuk havuzuna yapar, hayata devam ederiz. Open Subtitles نحن كنا نأكل كيس من التراب، ونتمدد في بركة كيدي حتى خرجنا
    Gereken her şeyi bir plastik poşet içinde, köprü altındaki güç panosuna koyacağım. Open Subtitles سأترك كل شيء ستحتاج إليه في حقيبة بلاستيكية في خزانة كهربائية تحت الجسر
    Sandviçini taze tutmak için içine koyduğun bir poşet icat ettim. Open Subtitles لقد إخترعت ذاك الكيس الكرتوني الذي تضعه حول الشطيرة لتبقيها طازجة
    Başına poşet geçirilip bantlanmış. Open Subtitles ووضعوا كيساً من البلاستيك على رأسه مثبت بشريط لاصق
    Planktondan çok poşet torbalardan bahsedebiliriz. TED وحدِّثْ عن أكياس البلاستيك الأكثر من العوالق.
    Ağzı sıkıca kapanan büyük bir plastik poşet alarak işleme başlıyoruz. Open Subtitles الآن .. أنت تريد البدء مع كيس بلاستيكي كبير ذاتي الغلق
    - sokan biriyse bunlardan 20 poşet olmalıydı. - En az. Open Subtitles كنا سنسحب حوالي 20 كيس من ذلك من جوفها على الأقل
    Bir poşet elma almam gerekiyordu. TED واضطررت إلى شراء كيس كامل من التفاح. ذلك ما فعلته.
    -Onluklardan iki poşet. Open Subtitles أريد كيسين سعة 10غ بل كيس سعة 10غ حسناً؛ كيس واحد
    Bu sıcak suyun içine atacak poşet çay veya kahveniz yok, değil mi? Open Subtitles ألديكِ أي كيس شاي أو قهوة مطحونة أضعها في الماء الساخن؟
    Annem beni nasıl taşısın. Bir poşet çikolatayı bile güç bela kaldırabiliyordu. Open Subtitles أمي لا تستطيع حملي , بالكاد استطاعت حمل كيس الشوكولاته
    Ve, yanında, saf kokain bulunan büyük bir poşet çıkmasıda, yine büyük şanssızlık. Open Subtitles و من حظك السيء أيضا أننا أمسكنا بك و معك حقيبة من الكوكايين الصافي
    Baba, bir tane daha içersen tam bir poşet olacak. Open Subtitles أبي، لو شربت واحدة أخرى ستكون عندي حقيبة مكتملة.
    Dinle beni. Çocuk elinde virüs taşıdığını bilmeden bir poşet kokainle ortalıkta geziniyor. Open Subtitles اذا كان ذلك الفتى لديه حقيبة من الكوكايين بها الفيروس وهو لا يعرف...
    Ben de aldım. Bir poşet elma aldım, eve götürdüm, içinden bir elma aldım ve onu kestim. TED اشتريت كيسا واحدا من التفاح، أخذته إلى المنزل، وأخذت تفاحة من الكيس وقطعتها.
    Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen, nefes verme sırasında büzülen; dev, şişirilebilir bir poşet gibi. TED من الخارج، تشبه كيسًا كبيرًا قابلًا للنفخ حيث تتوسع جميع أجزاء الكيس أثناء الاستنشاق وتتقلص أثناء الزفير.
    Bir keresinde koca bir poşet kokaini içine çekerken gördüm. Open Subtitles رأيته يوماً يستنشق كيساً بأسره من الكوكايين
    Evet ve onlara bana iki poşet balık kafası getirdiğini söyleyeceğim. Open Subtitles أجل, و سأخبرهم أنك أحضرت لي أكياس رؤوس السمك
    Bayanın dediği gibi çift poşet koy. Anladın mı? Open Subtitles تأكد من مضاعفة الأكياس كما تقول السيدة مفهوم
    Sıkıştırmalı yerine fermuarlı poşet tercih ediyorsun demek? Open Subtitles لذا أنتِ تحبي الاكياس بسَحّاب أفضل من النوع الضاغط
    Bu kerata da el koyduklarımızdan, çeyrek poşet de esrar vardı içinde. Open Subtitles لقد اجتبيتها من عجوز ضُبط بحقيبة ملأى بالحشيش
    Şurada asılı duran iki ünite de dahil. Sekiz taze plazma ve bir poşet de trombosit. Open Subtitles وأيضًا بلازما مجمدة طازجة، وكيسًا من صفيحات الدم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد