ويكيبيديا

    "prensipleri" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مبادئ
        
    • المبادئ
        
    • مبدأ
        
    • سياسة
        
    • مبادئه
        
    • مبادىء
        
    • المبادىء
        
    Aynı tasarım prensipleri ile atıldığımız bir sonraki projenin mekanı ise solar sistemdi. TED إعداد الاستكشاف التالى باستخدام نفس مبادئ التصميم كان النظام الشمسي.
    Küçük ama değeli bir fırsat: 10-20 yıl içerisinde şehirlerimizde sağlamlılık prensipleri tasarlama fırsatı. TED هي فرصة ضئيلة ولكنها ذهبية: خلال 10 إلى 20 عام القادمة، للبدء بتصميم مبادئ المرونة بمدننا.
    Öğretmenlik ve danışmanlık yaparken geliştirdiğim prensipleri duymak isteyebileceğinizi sanıyorum. TED و ربما تحبون أن تستمعوا إلى بعض المبادئ التي قمت على تطويرها في عملية التعليم و الإرشاد
    Ateşle oynayarak hava girişi, yanma ve yanık gaz gibi ateş hakkındaki temel prensipleri öğreniyorlar. TED من خلال اللعب بها يتعلمون بعض المبادئ الأساسية النار كالاستنشاق والاحتراق و العادم
    Evet, mimetik. Mimetik, evrensel Darwinizm prensipleri üzerine kurulmuş bir bilim. TED أذن علم الميم تأسس علم الميم على مبدأ الدارونية العالمية
    Demek prensipleriniz var. Hassas dahinin prensipleri var. Open Subtitles لديكم سياسة، العبقرية الحسّاسة لديها سياسة.
    Gerçek bir gazeteci prensipleri için hapis yatmaya hazırdır. Open Subtitles أي صحفي حقيقي سيكون جاهز لأن يذهب للسجن من أجل أن يحمي مبادئه
    İşte hayatında sağlam prensipleri olan biri. Open Subtitles والآن إليك رجل لديم مبادئ التزام في حياته
    - Bitmek üzere. İnsanların standartları, prensipleri vardır, Stephen. Open Subtitles لقد انتهيت تقريبًا الناس لديها مبادئ يا ستيفن
    Yüksek prensipleri olan biri değilimdir, fakat biriyle el sıkıştığımda ve o da bunu yapacağını söylediğinde buna uymasını beklerim. Open Subtitles لست رجل مبادئ فريدة، لكن عندما يقوم الرجل بمصافحة العهد، و يقول أنّه سيقوم بشيء ما.. فأتوقّع منه أن يُكمل ما بدأ
    Ama ben prensipleri olan bir adamım. Open Subtitles لكن هناك مبدأ لهذه الأمور، وأنا رجل مبادئ.
    Gray'in yoldan çıktığı kesin ama prensipleri var. Open Subtitles أعني، الملتوية رمادي، بالتأكيد، ولكن كان لديه مبادئ.
    UNICEF ve Save the Children (Çocukları Koru) ile beraber çocuk haklarıyla ilgili yeni iş prensipleri geliştirmek üzere çalıştık. TED لقد عملنا مع اليونيسيف ومؤسسة "انقذو الأطفال" على تطوير بعض مبادئ العمل الجديدة لحقوق الأطفال.
    Her zaman izleyeceğimiz aynı prensipleri hâlâ izliyoruz. TED مازلنا نتبع نفس المبادئ التي ظللنا نتبعها دائما.
    Altta yatan prensipleri anlamaya ve insan sağlığını iyileştiren aktiviteler üretmeye uğraşıyoruz. TED لذا نحن نعمل على فهم هذه المبادئ الأساسية ونقوم بعمل أنشطة تمكن الموسيقى من تحسين صحة الناس
    1990 larda origami sanatçıları bu prensipleri keşfettiler ve sadece daireler yerleştirerek her karmaşıklıkta figürü yapabileceğimizi farkettiler. TED وفي التسعينيات، فنانو الأوريغامي اكتشفوا هذه المبادئ وأدركوا بأنه يمكنهم صنع أشكال معقدة و تعسفية فقط بحزم الدوائر
    Mühendisler sonra, o prensipleri uçan araçlar tasarlamak için kullandı. TED ثم استخدم المهندسون تلك المبادئ لتصميم آلات الطيران.
    Ama bizim gibi suçluların prensipleri vardır. Open Subtitles إلّا أننا نحن المجرمين لدينا مبدأ:
    Bağışlayacaktım ama açıkçası bir sürü leke prensipleri varmış. Open Subtitles حاولت إعطاءها لجهة خيرية لكن من الواضح لديهم سياسة عدم قبول البقع الكثيرة
    ...eleştirilerini savuşturmak için muhtemelen en kolay yolda buydu ancak prensipleri buna izin vermezdi. Open Subtitles الأمر الذي ربما يكون مخرجًا أسهل لمنتقديه أيضاً ،ولكن مبادئه كانت تمنعه من ذلك فودع زوجته وعائلته
    Baban prensipleri olan bir adamdı ama aynı zamanda kararlıydı da. Open Subtitles كان والدك صاحب مبادىء ولكنه كان مصمماً أيضاً
    Ayrıca, biyolojik uzvu saran aynı prensipleri kullanarak dış iskelet yapılarını üretiyoruz. TED نقوم أيضاً ببناء هياكل خارجية بإستخدام نفس المبادىء وذلك بإحاطة بالعضو الحيوي بهيكل خارجي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد