Yani biz sadece tek tek bu programların yerlerini değiştirecektik. | Open Subtitles | لذا كان علينا فقط استبدال هذه البرامج كل على حده |
En azından işin bittiğinde dosyaları bana bırak. Bu programların ortaya çıkması gerek. | Open Subtitles | أقلها عندما تنتهي ، أترك لي تلك الملفات يجب أن تُفضح تلك البرامج |
Şimdi elimde, bir miktar daha iyi iş yapan programların birleşmesiyle oluşmuş yeni nesil programlar var. | TED | لذا لدي جيلٍ جديدٍ من البرامج والتي أنتجت عن طريق مزج البرامج التي أبلت أحسن بقليل من غيرها. |
Bu tip programlar, şu anda Amerikan İstihbarat Kurumları'nın tüm dünyaya karşı yürüttüğü programların örnekleridir. | TED | و هذه امثلة لانواع البرامج التي تديرها الوكالات الاستخبارية الامريكية على جميع انحاء العالم |
Bu arada yemek programların harika. | Open Subtitles | أوه، برامجك للطعام رائعة، بالمناسبة، عظيم. |
Bu programların elle nasıl yazıldığını bilmiyoruz ama makine öğrenimi ile mümkün. | TED | نحن لا نعرف كيف نكتب هذه البرامج بأيدينا ولكنه الأن أصبح ممكناً بواسطة التعلم الآلي |
Hükûmet bu sıkıntıları gidermek için bir sürü program çıkardı ve öğretmenler de bu programların gizli uygulayıcısı oldular. | TED | لذا فإن الحكومة أطلقت مجموعة كاملة من البرامج لمواجهة هذه التحديات، وأصبح المعلمون المنفذين الضمنيين لهذه البرامج. |
Bu programların nasıl bir fark yarattığını gördüm. | TED | ولقد شاهدت كيف أن هذه البرامج يمكن أن تحدث تغييراً. |
Bütün bunlar, biyoloji'nin temelinde yatan moleküler programlar olduğunu, biyolojinin bu moleküler programların gücünü gösteriğini işaret ediyor. | TED | لذلك, كل هذا يشير إلى وجود برامج جزيئية لتأسيس علم الأحياء, وعلم الأحياء يدل على قوة هذه البرامج الجزيئية. |
Kenya müziği için Kenya radyolarındaki tüm programların yüzde 60'ını kullanabiliriz. | TED | يمكننا حجز 60% من جميع البرامج على الإذاعة الكينية للموسيقى الكينية. |
Ancak bu programların çoğu yolsuzluğu azaltmada başarısız oluyor çünkü ters bir denklemimiz var. | TED | ولكن العديد من هذه البرامج تخفق في الحد من الفساد، لأننا ننتهج معادلةً ترجعنا إلى الوراء. |
Bu programların desteğe ihtiyacı var. ve biz bunları geleceğin doktorlarına öğretmeye bazı bilgilerin önemini öğretmeye ihtiyacımız var. Ben bunları sizlerle bugün paylaştım. | TED | هذه البرامج تحتاج للدعم. ويجب أن نعلم أطباء المستقبل في العالم أهمية بعض هذه المعلومات التي تقاسمتها معكم اليوم. |
Dünya, bu programların giderek anne ve... ...çocuk sağlığında bir köprü durumuna geldiğini görmektedir. | TED | العالم الآن نظر بشكل متزايد إلى تلك البرامج كجسر إلى الرعاية الصحية الشاملة للأم و الطفل. |
Ve OS ların yegane misyonu bu programların çalışmasına yardımcı olmaktır. | Open Subtitles | والمهمة الوحيدة في الحياة لنظام التشغيل هي المساعدة في تشغيل هذه البرامج |
Sarı kısımdaysa, asistan şefliği görevim sırasında atanan programların listesi var. | Open Subtitles | في القسم الأصفر، قائمة من البرامج التي طبقتها خلال فترة عملي كرئيسة للمقيمين. |
Neden programların onun yaşadığını öğrenmelerini istiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تُريدُ أن تعتقدَ البرامج بأنهُ مازال على قيد الحياة ؟ |
Ve görünüşe göre bu küçük programların bazılarının yazılar yazan hayranları var. | Open Subtitles | وعلى مايبدو , بعض من هذه البرامج القليله لديها جماهير تكتب عنها مقالات |
Hatta geçen yıl benim için yıldız avcılarını göndermişlerdi. Bütün o üst programların ilgisi, üzerinde büyük baskı oluşturmuş olsa gerek. | Open Subtitles | لقد أحضروا مستكشفي مواهب . كي يشاهدوني العام الماضيّ ، كلّ ذلك الإهتمام من البرامج المتقدمة |
Tüm bireysel programların hepsinin idaresi için, yaratıcının tüm kâinatı içeren, bir ana programa ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | لإدارة كُل هذه البرامج المُنفردة سيحتاج الصانع لبرنامج رئيسي ما .كَنظام تشغيل كوني |
Zarfların içerisinde sizi isteyen programların isimleri var. | Open Subtitles | بداخل كل ظرف من تلك الأظرف أسماء البرامج المهتمة بكم |
Ben dönene kadar programların sesini dinlersin artık. | Open Subtitles | نعم ، تستطيعين الإستماع إلى برامجك حتى أعود |
Psikiyatrik programların yarıda kesilmesini eleştiriyormuş. | Open Subtitles | بسبب خفض ميزانية الطب النفسي |