ويكيبيديا

    "rahatlatıcı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مريح
        
    • مريحة
        
    • مطمئن
        
    • راحة
        
    • المريح
        
    • الاسترخاء
        
    • مريحا
        
    • منعش
        
    • مطمئناً
        
    • مُريح
        
    • مهدئة
        
    • مرتاحة
        
    • مطمئنة
        
    • ارتياح
        
    • المريحة
        
    Mutlu olduklarını bilmek sizin için çok rahatlatıcı oluyordur eminim. Open Subtitles أنا متأكدة بأن هذا أمر مريح جدا بأنهم مستمرون بسعادة.
    Ortalıkta uçuşan işine karışan, kanatlı şeyler. Hiç de rahatlatıcı değil. Open Subtitles يدورون حول بعضهم و لايتدخلون فى العمل ، أمر غير مريح
    Bu durum sadece iş için iyi değil aynı zamanda rahatlatıcı. Open Subtitles "ليس فحسب أن بيئة العمل جيّدة" "إنها مريحة بعض الشيء أيضاً"
    - Sizi karşılamak için yola çıkmışlardı. - Bu çok rahatlatıcı bay başkan. Open Subtitles لقد ركبوا جيادهم للترحيب بكم هذا مطمئن جدا ً سيدى العمدة
    Bu yüzden evin içinde ışıkları açık bırakırlar. Yetişkinler rahatlatıcı bulur. TED وهذا هو سبب ابقائهم على الانوار مضيئة ولكن البالغون يجدون في هذا الصوت راحة
    Bana nişastalı yiyecekler ile güzel ve rahatlatıcı yemekler pişirerek kederin azaltılabileceği öğretildi. Open Subtitles لقد تعلمت كيف أصرف الحزن بالخبز الجيد والطعام المريح وبالتالي الكثير من النشويات
    Bu bana göre, kendi gizemli yanıyla, çok çok rahatlatıcı bir düşünce. TED هذا بالنسبة لي، بغرابته، هو أمر مريح للغاية.
    Her seferinde hikâyenin nasıl gelişeceğini tam olarak bilmenin tuhaf bir rahatlatıcı yanı var. TED هناك شيء مريح بغرابة حول المعرفة الدقيقة لكيفية مسار القصة في كل مرة.
    Bu benim gibi bir insan için yaradılış piramidinin tepesinde olmak --Ben profesörüm -- rahatlatıcı bir durum. TED انه امرٌ مريح لبعض الاشخاص مثلي .. انا بروفسور هذا يعني أني على قمة هرم الكائنات الحية
    - Çok rahatlatıcı. Open Subtitles إنه مريح جداً تضع بعض الأملاح البحرية والزيت
    Çok rahatlatıcı, soğuk bir bakış açısı, değil mi? Open Subtitles هذا مريح جداً طريقة دموية في النظر إلي الأمر
    Ameliyatta kendi kepimi takmayı tercih ederim. rahatlatıcı bir şey. Open Subtitles أنني أفضل أن أجري الجراحة لابساً قبعتي الخاصة، أنه مريح لي
    En azından, işe başlamadan önce rahatlatıcı bir tatil yaptık. Open Subtitles حسنا، على الأقل كان لدينا فترة مريحة ،أمامك الان البدأ بالعمل
    Aranızdaki bu sıkı bağın tam anlamıyla rahatlatıcı olmadığı hissine kapılıyorum. Open Subtitles ينتابني شعورٌ أنَّ العلاقة القويّة ليست مريحة كليّاً
    Bu bilinen kelimeler her Smallville Lisesi mezuniyet konuşmasının başlangıcıdır ve kasten kullanıyorum çünkü konuşmamın geri kalanı o kadar rahatlatıcı olmayacak. Open Subtitles هذه الكلمات المألوفة دائماً ما تفتتح بها خطب التخرج وقد استخدمتهم متعمدة، لأن بقية خطابي لن يكون مطمئن إلى حد كبير
    Sevdiğiniz insanların, kimsenin onlara zarar veremeyeceği yataklarında uyuduğunu bilmek, huzur verici, hatta rahatlatıcı bir şeydir. Open Subtitles هنالك شيء مريح, وأيضاً مطمئن بمعرفتك أن الأشخاص الذين تحبهم نائمون في أسرّتهم حيث لا يمكن لشيء أن يأذيهم
    Bu rahatlatıcı bir durum. Söz konusu olan bin sterlin. Open Subtitles حسناً، هذه تعتبر راحة كبيرة لنا جميعاً، مع يجب أن أقول أن ألف جنية كانت في خطر.
    Basitçe kurallara karşı gelmemek çok daha rahatlatıcı geliyor. TED فمن المريح ان يعتمد المرء حلاً وان يستريح من التفكير فيه
    Hapise gidebiliriz, ve sen bunu biraz rahatlatıcı sayıyorsun. Open Subtitles يمكن أن تذهب إلى السجن، ويبدو أنك فقط للعثور عليه الاسترخاء أقل ما يقال.
    Günün sonunda işten eve gelince sizi tanıdık bir yüzün bekliyor olmasında çok rahatlatıcı bir şeyler var biliyor musunuz? Open Subtitles من المريح أن تعود من العمل لتجد وجها مريحا فى إنتظارك
    Televizyonda şiddetten başka bir şeyler de olması rahatlatıcı. Open Subtitles انه منعش رؤية شيء آخر غير العنف في الأخبار
    Durumunu düşünürsek bu pek rahatlatıcı değil. Open Subtitles هذا الشيء لي مطمئناً بالاعتماد على حالتك الصحية
    rahatlatıcı buldum. Yeşil. İnsanlar ıslık çalıyor. Open Subtitles لا أعلم,أنا أراه مُريح الملعب أخضر, الناس تتهامس
    rahatlatıcı bir ses tonu kullanın ama alçak sesle konuşmayın. Open Subtitles استخدموا نغمات مهدئة لكن لا تتحدثون بهدوء أكثر من اللازم
    Kötü bir şey olacak diye panik yapmadan sonunda şehirden ayrılmanın ne kadar rahatlatıcı olduğunu bilemezsin. Open Subtitles ليس عندك أدنى فكرة كم أنّي مرتاحة أخيراً أستطيع أن أتركَ المدينة ولا أخاف من أنَّ شيئاً مشؤومٌ سيحدث
    rahatlatıcı ve kolay değildir; ancak, bilim bu teoriye ne kadar bakarsa doğruluğu o derece fazla ortaya çıkıyor. Open Subtitles ليست مطمئنة, كما أنّها ليست سّهلة, لكن كلّما تعمّق العلم في هذه النظريّة, كلّما أظهرت صحّتها.
    Puro, canlandırıcı ve rahatlatıcı. Erkekler için bir keyif. Open Subtitles يجعل هناك تحفيز و ارتياح لدي الرجال
    Çok komik. Haberin olsun, sürüyle rahatlatıcı hobim var. Open Subtitles طريف جداً , سأعلمك أنني أمتلك العديد من الهوايات المريحة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد