İzni olmayan rakunlar, televizyon seyretmek için gün boyu tapınakta toplanmaya başladılar. | Open Subtitles | الراكون الغير مصرح لهم كانوا بالعادة يتجمعون بالمعبد لمشاهدة التلفاز خلال النهار |
Biz rakunlar esasen iyi huylu, saf ve fazla nazik yapılıyız. | Open Subtitles | نحن الراكون بشكل اساسي ذو طبيعة جيدة و ساذجة و لطيفة |
rakunlar, kadim zamanlardan beri hayalet ve gulyabanilere dönüşmede ustalaşmışlardı. | Open Subtitles | الراكون متخصصون في التحول لاشباح و العفاريت منذو قديم الزمان |
Bazı aç rakunlar çöpümü cırmıklasın diye beklemeye başlamayacağım. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً لكي أبدأ النبش خلال نفاياتي، مثل راكون جائع. |
Yo! Bizimle işbirliği yapmayan, iğrenç, kötü, ihtiyar rakunlar onlar. | Open Subtitles | انهم القذرون , الراكون السابقون الذين لم يستطع التعايش معنا |
Belki de Dale arka kapıyı açık bıraktı ve rakunlar içeri girdi. | Open Subtitles | رُبما ديل ترك الباب مفتوحاً و دخل حيوان الراكون إلى هُنا. نانسي؟ |
Bunu pek fazla kişi bilmez ama, insanlar etrafta olmadığında rakunlar iki ayaklarının üzerine kalkıp yürürler. | Open Subtitles | الان بما انه معلوم قليلا جميع الراكون و يسيرون على قدمين عندما يكون البشر غير موجودين |
Sağ kalan rakunlar toparlanıp, fazla çocuk yapmamalı. | Open Subtitles | الراكون المتبقين يجب ان يحسنوا التصرف و يربون صغارهم |
Oroku Nine tarafından harekete geçirilen rakunlar, aşağı baktılar ve gördüklerinden şaşkına döndüler. | Open Subtitles | بعد تحفيز من سيدة اوروكو الراكون نظروا الى الاسفل و قد صدموا لما راوه |
Tehlike altında oldukları için rakunlar hızla dağıldı. | Open Subtitles | الراكون بدء بالتفكير سريعا لان هذا الامر كان خطر جدا |
Ama rakunlar doğuştan tembeldir.... ...Bu nedenle, bazıları bu sanatı öğrenmede yetersiz kalır. | Open Subtitles | لكن الراكون كانوا من طبيعتهم كسولين لذا البعض منهم سيفشل باتقانها |
rakunlar, insanları ve dönüşümü öğrenmekle meşgulken kış bitti, kaysılar çiçek açtı ve aşk mevsimi gelip çattı. | Open Subtitles | عندما كان الراكون مشغول بالتعلم عن الانسان و مهارة التحول الشتاء قد انتهى و الورود قد تفتح و موسم الحب قد اتى |
Özellikle dişi rakunlar, içgüdülerini bastırdılar ve erkeklerin tüm girişimlerini bertaraf ettiler. | Open Subtitles | بالاخص , الراكون الانثى التي تفوقت على غرائزها الاساسية و التي تصدت على تقدمات الذكور |
O yıl, bakacak çocuk derdinden kurtulan dişi rakunlar da dönüşüm çalışmalarına başladılar. | Open Subtitles | تلك السنة , بما انهم منعوا من تربية الصغار الراكون الاناث ايضا تدربوا على فن التحول |
Elbette, bazı dişi rakunlar insan erkeklerine dönüşmek istediler. | Open Subtitles | طبعا , بعض الراكون الاناث اراد التحول الى ذكور البشر |
Bir gün rahip Tsurugame, erkek rakunlar için özel bir ders hazırladı. | Open Subtitles | يوم ما, تسوروكامي الراهب استظاف محاضرة خاصة لذكور الراكون |
Kurduğun bütün kapanlara rakunlar yakalanmış. | Open Subtitles | هناك حيوانات راكون في جميع الأفخاخ التي نصبتها |
Genelde bu, rakunlar buralarda dolaşıyor demektir. | Open Subtitles | ذلك يعني عادة أنّ هناك راكون في المُحيط. |
Çünkü bunu yapanlar fareler, tilkiler ya da rakunlar değil. | Open Subtitles | لأنّ هذه لم تكن جرذان أو ذئاب قيوط أو حيوانات راكون. |
Lanet rakunlar, annenin fesleğenlerini hep yemişlerdi. | Open Subtitles | اللعنة على الراكونات.. كانت تأكل حبق والدتك |
Artık dönüşümcü rakunlar, amaçlarını kaybetmiş gibi hissetmeye başladılar. | Open Subtitles | عند تلك النقطة , انه يبدو ان فن التحول لراكون قد فقد طريقه |
rakunlar insanları ısırırlar. | Open Subtitles | هذه الدببة تستطيع أن تعض الناس أيضاً. |