Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor... | Open Subtitles | ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض |
Kensi'yi uzun zamandır tanıyoruz... söylemeye çalıştığı şey, tanıştığımıza memnun olduk. | Open Subtitles | ما يحاول قوله أنّنا تشرفنا بلقائكِ، وسعداء لأنّكِ سليمة يا سيدتي. |
Hiç, Teğmen. Müvekkilimin söylemeye çalıştığı şey-- | Open Subtitles | لا شيء,لاشيء, حضرة الملازم الذي يحاول قوله موكِّلي.. |
Ve bunu yazarsak insanlar söylemeye çalıştığı şeyi görmezden gelecek. | Open Subtitles | وإذا قمنا بطباعة ذلك، سيتجاهل الناس ما كانت تحاول قوله. |
söylemeye çalıştığı, benim onayımı aldınız. | Open Subtitles | إنها تحاول أن تقول أني أبارك لك |
Sanırım hepimizin söylemeye çalıştığı şey aile kararlarımızı farklı şekilde almaya başlamak istediğimiz. | Open Subtitles | اعتقد ان ما نحاول قوله هو نريد ان نتخذ قرارات العائلة بطريقة مختلفة |
söylemeye çalıştığı biliminsanlarının pek çok farklı şey yaptıklarıdır. | TED | كان يحاول أن يقول ان العلم يفعل أشياء كثيرة |
söylemeye çalıştığı şey, erkek arkadaşımdan yeni ayrıldım ve beni dinleyeceğine geveze olduğumdan bahsediyor elbette gevezelik yapmamız lazım | Open Subtitles | الذي يحاول أن يقوله ؟ هو أنني انفصلت للتو عن صديقي الحميم وهو مالل من سماعي أتحدث عنه باستمرار |
Clausewitz'in söylemeye çalıştığı şeye katılırım. | Open Subtitles | سأوافق على أن هذا ما كان يحاول قوله كلاوسوتس |
Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor yoksa kalp krizi geçirebilir. | Open Subtitles | ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض |
söylemeye çalıştığı şey, kelimelerin ötesinde bir heyecan yaşadığımız. | Open Subtitles | ما يحاول قوله هو يخوننا التعبير من شدة الحماس |
Eminim Griffin'in söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أنا متأكدة جدا أن هذا ما كان جريفين يحاول قوله |
Eminim Griffin'in söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أنا متأكدة جدا أن هذا ما كان جريفين يحاول قوله |
Çocuklar, sanırım koçun söylemeye çalıştığı şey takım oyunu oynamamız. | Open Subtitles | أصحاب, أعتقد ما يحاول قوله المدرّب أن مفتاح الفوز هو العمل الجماعي. |
söylemeye çalıştığı şey, yazdıklarımdan nefret ettiği. | Open Subtitles | ما يحاول قوله, أنه يكره ما أكتبه |
Aslında, onun söylemeye çalıştığı şey, ben numaramı unuttum ve evde ufak bir güvenlik sorunu yaşıyoruz biz de bütün telefonları değiştirdik... | Open Subtitles | ما تحاول قوله هو أني نسيت أرقامي لدينا مشكلة أمنية في المنزل وغيرنا جميع أرقام الهواتف |
Sanırım söylemeye çalıştığı şey duygusallığın yüksek olduğuydu. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تحاول قوله أن العواطف مرتفعة. |
Belki de söylemeye çalıştığı şey bu insanlar korktuğunda veya zarar gördüğünde veya tehlikede olduğunda Superman'i düşünüyorlar. | Open Subtitles | أظنُ أنَّه ربما تحاول أن تقول.. أنه... . |
söylemeye çalıştığı belki de davranışının savunma mekanizması olduğudur. | Open Subtitles | ما نحاول قوله أنّه ربما قد قام بذلك دفاعاً عن النفس |
Patronumun söylemeye çalıştığı şey, size yardım etmeye çalışıyoruz, fikrinize yardım etmiyoruz. | Open Subtitles | رئيسي يحاول أن يقول لك أننا نحاول مساعدتك وسلوكك لا يساعد |
- Spock'ın doğumgünümde söylemeye çalıştığı bir şey. | Open Subtitles | شيء كان سبوك يحاول أن يقوله لي في عيد ميلادي |
Bay Peabody'nin söylemeye çalıştığı şey tek parça kalmak istiyorsan, bunu yapmanın iki yolu olduğu. | Open Subtitles | ..مايحاول ان يقول سيد بيبودي هو اذا اردت ان تبقى في صحة جيدة هناك طريقتين لذالك |
Ruhların söylemeye çalıştığı buydu. Sen onu görmedin, değil mi? | Open Subtitles | هذا ما كانت الأرواح تحاول إخبارنا به أنت لم تره , صحيح؟ |