ويكيبيديا

    "söyleyip" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قول
        
    • بقول
        
    • إخبار
        
    • بإخباري
        
    • بإخبار
        
    • اخباري
        
    • بقوله
        
    • قائلا
        
    • تقول أنك
        
    • تقولون
        
    • بقولي
        
    • ترديد
        
    • بالقول
        
    • يقوله لي
        
    • بقَول
        
    Adam Lana'da ona ait bir şey olduğunu söyleyip durdu. Open Subtitles أدم أستمر في قول بأن لانا لديها شيئاً يعود له
    Doğruyu söyleyip her şeyi oluruna bırakmak basit bir çözüm olabilirdi. Open Subtitles الحل البسيط هو قول الحقيقة و تتركي الأشياء تمشي كما تريد
    - Niye hala o boktan kelimeyi söyleyip duruyorsun anlamıyorum. Open Subtitles انا فقط لا افهم لمَ تستمر في قول هذا الهراء
    İnsanlar sonunda bizim durumumuza düşene kadar bunu söyleyip dururlar! Open Subtitles الناس تستمر بقول هذا حتى ينتهي بهم الأمر بالعيش مثلنا
    İnsanlar sonunda bizim durumumuza düşene kadar bunu söyleyip dururlar! Open Subtitles الناس تستمر بقول هذا حتى ينتهي بهم الأمر بالعيش مثلنا
    Çavuşun söyleyip söylemediğini bilmiyorum. Open Subtitles حسنا، لم أكن أعرف ما إذا كان .يجب إخبار الرقيب
    Arkadaşlarımın önünde beni nasıl rezil ettiği hakkında bir kelime edemeden benim ne kadar da saf olduğumu söyleyip alay etti. TED وقبل أن أستطيع قول أي شيء، قبل أن أخبره كم جعل منظري غبيًا أمام أصدقائي، سخِرَ منّي لكوني ساذجًا.
    Endişelendiğim için geldim ama istediğini söyleyip gitti mi? Open Subtitles جئت لأنني كنت قلقة ، لكنه يتركني بعد قول ما يريد
    - Abracadabra. - Evlat neden sürekli bunu söyleyip duruyorsun? Open Subtitles أبراكدبرا يا ولد لماذا تستمر في قول هذا؟
    Heath Cliff hakkında bunları söyleyip, sonra Lynton'la evlenemez. Open Subtitles لا يمكنك قول ذلك عن هيث كليف ثم تتزوج لنتون
    Heath Cliff hakkında bunları söyleyip, sonra Lynton'la evlenemez. Open Subtitles لا يمكنك قول ذلك عن هيث كليف ثم تتزوج لنتون
    Seni söyleyip de söylememiş olmayı isteyeceğin şeyler söylemekten korur. Open Subtitles أو قد تكون الشيء الذي ينقذك من قول امور تتمنين ان تستعيديها ولكنك لا تستطيعي
    Durmadan evin içinde kısa saçlı bir kız çocuğunun olduğunu söyleyip duruyordu. Open Subtitles كانت ترتجف و هي تستمر بقول أن هناك فتاة ذات شعر قصير
    Evet, bunu söyleyip duruyorsun ama anlamıyorum. Bu ne demek? Open Subtitles انت تستمر بقول ذلك لكنني لا افهم ماذا يعني ذلك
    Parayla ilgili şeyler söyleyip duruyordu. Bizi kötü hissettirmeye çalıştı. Open Subtitles استمر بقول أمور عن المال وحاول أن يجعلنا نشعر بسوء
    Insanlar bunu söyleyip duruyor. Delice. Belki. Open Subtitles الناس يستمرون بقول هذه الكلمة ربما ذلك جنون
    Bu çılgın deneylere kendimi kobay yapacağım ve kendime yapabildiğim her şeyi yaptığımı söyleyip duruyorum ama bu bir yalan. Open Subtitles سأرغم نفسي على هذه العلاجات المجنونة, وأنا أواظب على إخبار نفسي أني أقوم بكل شيئ أستطيعه, لكن هذا كذب.
    Bana üstlerim bunu söyleyip duruyorlar. Open Subtitles ذلك ما يستمرّون بإخباري به في المقر افهمهم
    Kendime bilmediğini söyleyip durdum, böylece sen olamazdın. Open Subtitles واستمررت بإخبار نفسي أنك لا تعلم, لذا لا يمكن ان تكون الفاعل
    Çenemi kapamamı söyleyip durdu. Open Subtitles لذا م أر وجهه، استمر فقط في اخباري أن أصمت
    Sonra Jamaikalı olduğunu söyleyip asıl lige transfer olmaya çalıştı. Open Subtitles لكنه حاول ان يتقدم خطوه ليرتقى الى الغالبيه بقوله انه من جاميكا
    Ne zaman arasam meşgul olduğunuzu söyleyip telefonu yüzüme kapatmıştınız. Open Subtitles كل مرة أتصلت بك فيها كنت تغلق قائلا انك مشغول
    Onu görmeyi neden kabul ettiğini bilmiyorum. Ondan nefret ettiğini söyleyip durursun. Open Subtitles لا أعرف لماذا وافقت على رؤيته على أي حال, فقد ظللت تقول أنك تكره ذاك الرجل
    Ama bunları hiç kullanmıyorum çünkü bana her şeyin yoluna gireceğini söyleyip duruyorsunuz. Open Subtitles وأنا لم أعد أستخدمهم لأنكم يا رفاق تقولون لي إن كل شيء سيكون على ما يرام
    Ben de onlara bir şey bilmediğimi söyleyip duruyorum. Open Subtitles وما زلت متحفظ بقولي لهم أنني لا أعلم شيئاً بشأنك
    Niye bu tarz şeyleri söyleyip duruyorsun ki? Open Subtitles ألهذا تواصل ترديد نفس الكلمات ؟
    Kendi bölgeleri olmadığını söyleyip duruyorlar sonra silahlanıp adamlarını yolluyorlar. Open Subtitles يستمرون بالقول أنها ليست منطقتهم، ثم يرسلون رجالهم إليها ؟
    Evet, amirim de hep bunu söyleyip durur. Open Subtitles نعم هذا ما يقوله لي القائد بإستمرار
    Her şeyin oyunun bir parçası olduğunu söyleyip duran sensin. Open Subtitles أنت الواحد الذي تَستمرُّ بقَول هذه فقط أحد ألعابِهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد