Sayın Sözcü, Just Born Incorporated şirketindeki şeker üreticilerini kutlamak istiyorum. | Open Subtitles | السيد المتحدث اليوم أرتفع لأقدم التهاني إلى الحلوانيين مُتضمن حديثي الولادة |
Bu stüdyodan bir Sözcü yorum yapmaktan kaçındı. | Open Subtitles | كان عليهم تصوير الطفل المفقود اليوم المتحدث بإسم الأستوديو رفض التعليق |
Bu yüzden, bir daha ki sefere belli bir ürüne bakarken, ve size bunu almanızı öneren bir reklam varsa, bu sadece tipik bir Sözcü olmayacaktır, | TED | لذا في المرة التالية التي تبحث فيها عن منتج معين، و هناك إعلان يقترح أن تشتريه، فإنه لن يتضمن متحدث عادي. |
Entegrasyon konusunda Sözcü bulmamız için bir buçuk saatimiz kaldı. | Open Subtitles | يجب ان نهذب خطابها ان كانت ستصبح المتحدثة خلال ساعة ونصف. |
Siz Sayın Sözcü, Başkanlık makamını devraldığınızı duyuracaksınız. | Open Subtitles | والآن سيد سبيكر ستُعلن ستفترض أنك كنت رئيساً |
Ve söylendiği gibi de, Bay Sözcü, İnanıyorum ki öneremiz parlamentodan geçecektir. | Open Subtitles | وهذا الشَخص هو، السيد "الوَسيط" اعتقِد أننا لدينا اقتراح على الطابِق. |
Sayın Sözcü, tekrarlıyorum. Oylama talep ediyorum. | Open Subtitles | حضرة رئيسة المجلس اكرر طلبي بإجراء تصويت |
Bu deklarasyonu ortaya sen attığın için Sözcü sensin. | Open Subtitles | منذ أن خرجت لنا بهذا المرسوم فأنت المتحدث الرسمي |
Ah. Sözcü olman için sana 150,000 dolar teklif ediyorlar. | Open Subtitles | هناك عرضاً بمائة وخمسون ألف دولار لتكون المتحدث الرسمي |
Dinleyen bunu saklamıştı. Sözcü zamanı gelince kendini kurban edecekti. | Open Subtitles | وفي بعض المناسبات، المتحدث يُقدم نفسه كضحية. |
Başkan Denkins'in ofisinden bir Sözcü iddiaları reddetti. | Open Subtitles | المتحدث بأسم العمدة دينكينز نفي جميع الادعاءات |
Madrit'te yaşayan bir Şii Sözcü bu komando gurubunun kendi başlarına hareket ettiğini... | Open Subtitles | فقد قال متحدث شيعيى يعيش فى مدريد إن هذه الجماعة تتصرف على مسئوليتها الشخصية |
Great Bridge bakışını ortaya çıkaracak bir şey gerekiyor. Yani bir Sözcü gibi. | Open Subtitles | أعتقد بأننا في حاجة لـ وجه لشركة بريدج ... للتأمين ، متحدث رسمي |
- Bana Sözcü değil, plan lazım. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى متحدث باسمي أنا في حاجة الى خطة |
Bayan Sözcü, lütfen ilk sorumu evet ya da hayır olarak cevaplayın. | Open Subtitles | المتحدثة الرسمية، رجاءاً أجيبي سؤالي بـ "نعم" أو "لا" |
Bayan Sözcü, lütfen ilk soruma evet ya da hayırla cevap verin. | Open Subtitles | المتحدثة الرسمية، رجاءاً أجيبي سؤالي بـ "نعم" أو "لا" |
Forrest'in işi senin flaş belleği Sözcü Buell'e iletmek ve Beyaz Saray'da onunla birlikte sunmaktı. | Open Subtitles | مهمة فوريست أن تأخد الفلاش إلى سبيكر بيول وعرضها معه |
Başarısız bir darbe girişiminde bir komplocu olduğunu bildirdikten hemen sonra Sözcü Buell senato binasında kameralar önünde intihar etti. | Open Subtitles | فور اعترافه بمحاولة جمع قوة لعمل انقلاب سبيكر بيول) إنتحر في قاعة الممثلين) |
Sadece Sözcü konuşabilir. | Open Subtitles | الوَسيط وَحده هو من يتحدث. |
Sözcü kuralları çiğniyor. | Open Subtitles | الوَسيط هو خارِج عن النِظام. |
-Sayın Sözcü. Bir maruzatım var. | Open Subtitles | حضرة رئيسة المجلس تحقيق برلماني |
Sayın Sözcü! | Open Subtitles | حضرة رئيسة المجلس حضرة رئيسة المجلس |
Eğer Sözcü olacaksam, arkamda sen varken daha rahat uyurum. | Open Subtitles | سأقول هذا، إن كنت رئيس مجلس نواب سأرتاح أكثر في نومي وأنت ملازم أول |
"Sözcü, öldürülen polisin evli ve küçük bir çocuğu olduğunu söyledi." | Open Subtitles | أن الشرطى نجا و لديه زوجة و طفلة وحيدة الأمور تتعمق , هل فهمت الوضع ؟ |
Sözcü Hookstraten'ın ve ülkemizin namına leke sürülecek." | Open Subtitles | سيكون عارًا للمتحدثة هوكستراتن |