Ve bence onda hiç işe yaramayacak bir sürü şey vardı. | TED | و كان لديهم الكثير من الأشياء ليست ذات أهمية في اعتقادي |
lesin otomobillerle ilgili bir sürü şey biliyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | أنت بالتأكيد تَعْرفُ الكثير عن السيارات ، أليس كذلك ؟ |
Eminim o kadının dairesine giren biri, bir sürü şey öğrenebilir. | Open Subtitles | أثق من أنه يمكن تعلّم الكثير من دخول شقة تلك المرأة |
Bir sürü şey olmuş olabilir. Cinayet en son ihtimaldir. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون هناك أشياء كثيرة ولكن القتل هو أضعف إحتمال |
Bak, herhangi bir şey olmadan önce uğraşmamız gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | .هناك الكثير من الأمور التي لابد أن نخوض بها قبل حدوث أي شيء |
Artık elimde hakkımda yazacak bir sürü şey olduğuna eminim. | Open Subtitles | حسناً , الأن فقط أعتقد أنه لديك الكثير لتكتب عنه |
Evet ve üstüne işenecek bir sürü şey vardır, değil mi? | Open Subtitles | واشياء أخري أجل, و الكثير من الأشياء الجيدة لنقضي حاجتنا عليها |
Belki yok ama, bu hastalar hakkında bana kıyasla bir sürü şey biliyorsun ve yapılması gereken pek çok iş var. | Open Subtitles | حسنا، ربما لا، ولكن كما تعلمون المزيد عن هؤلاء المرضى مما كنت سوف من أي وقت مضى، و هناك الكثير لاقامة. |
Tadına bakmanız için bir sürü şey vereceğim ama unutmayın bedava değil. | Open Subtitles | سأعطيك الكثير من العينات لكن لاشيء مجاني تذكر ذلك ، موافق ؟ |
Eve bir sürü şey almamız lazım, değil mi canım? | Open Subtitles | الكثير من الأشياء نريدها في المنزل أليس كذلك عزيزتي ؟ |
Tatlım, önümüzdeki aylarda yapmam gereken bir sürü şey geliyor. | Open Subtitles | عزيزي, لدي الكثير من الامور اللتي ستحدث في الاشهر القادمة |
Kafamda bir sürü şey var ve terapiye başlamak üzereyim. | Open Subtitles | لدي الكثير يشغل بــالي وســأبدأ جلسة العلاج الآن مع المجموعة. |
Torunum orada olmasaydı, inan bana bir sürü şey söylerdim. | Open Subtitles | لو لم تكن حفيدتي وافقة هناك، صدقيني، كنت سأقول الكثير. |
Aman Tanrım, iade etmem gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | اوه يا الهي يجب عليا ان اعيد الكثير من الاشياء |
Eminim birçok konuda bir sürü şey söylüyordur. İyi geceler. | Open Subtitles | انا واثق ان لديه الكثير ليقوله عن الحياة طابت ليلتك |
Ed affedebileceğim bir sürü şey var ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | إد، هناك الكثير من الأمور يمكنني أن أغفرها لكن هذا ليس أحدها. |
Bu adam pad tutma işinde çok iyidir, sana bir sürü şey öğretecek. | Open Subtitles | هذا الرجل جيد مع القفازات سيعلمك الكثير من الاشياء لديه الكثير من المعرفة |
Bir sürü şey olmuş olabilir. Cinayet en son ihtimaldir. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون هناك أشياء كثيرة ولكن القتل هو أضعف إحتمال |
Tek dediğim, Lana hakkında bilmediğin bir sürü şey var. | Open Subtitles | ما أقوله هو أن هناك أمور كثيرة تجهلها عن لانا |
Senin için yapmış olmam gereken bir sürü şey vardı. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي كان يجب أن أفعلها لك |
Sadece bir sürü şey yapıyorum diyorum. | TED | وإنما أقول أني أقوم بالكثير من الأشياء، هذا كل ما في الأمر. |
Eminim ki düşünmeniz gereken bir sürü şey vardır. | Open Subtitles | أنا واثق بأن لديكم اشياء كثيره تفكرون بها |
Biraz daha votkayla hakkımda bilmediğin bir sürü şey daha öğrenebilirsin. | Open Subtitles | المزيد من الفودكا وربّما تكتشف أموراً أخرى لم تكن تعرفها عنّي |
Sonra ellerini üzerime koydu ve bir sürü şey yaptı. | Open Subtitles | ثم وضع يديه على جسمي وفعل كل أنواع الأشياء بي |
Bazen gider ve bize söylemeden bir sürü şey yapar. | Open Subtitles | إنها تذهب أحياناً وتفعل أشياءً دون أن تخبرنا |
Gözlerini kapat ve unutma ki hayalini kurabileceğin bir sürü şey var. | Open Subtitles | اغمضى عينيك و تذكرى ان هناك اشياء كثيرة لتحلمى بها. |
Hayır, birşey söyleme, yoksa sana yemin ettiririm ve sen de bana bir sürü şey anlatırsın. | Open Subtitles | لا,الاّن لا تقل شيئاً وإلا جعلتك تقسم وتخبرني بأشياء كثيرة |
Bir sürü şey bulabiliriz burada. | Open Subtitles | هناك مجموعة كاملة من الاشياء التي يمكن ان نجدها |
Bir çok anlama gelebilir. Döküntü, ateş, bir sürü şey. | Open Subtitles | قد يعني العديد من الأشياء، طفح، حمّى، أشياء عديدة. |
- Sahadayken yargını bir sürü şey etkileyebilir. | Open Subtitles | -في الملعب هناك ملايين الأشياء التي يمكن أن تؤثر على حذرك |
Bizden sadece benzin çalmıyorlar, lastik ve bir sürü şey istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لم يتوقفوا من أجل البنزين فقط لكنهم يريدون أيضاً إطارات وأشياء كثيرة |