ويكيبيديا

    "süreli" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المدى
        
    • الأمد
        
    • لفترة
        
    • لمدة
        
    • الأجل
        
    • لفترات
        
    • تدوم
        
    • المدي
        
    • فترات
        
    • المؤقت
        
    • المدد الزمنية
        
    • يُقدّر لها الإِنتِهاء هنا
        
    • كذاكرة
        
    • للمدى
        
    • المخصصة للمدة
        
    Psikologlara göre öğrenme, davranışta meydana gelen deneyime bağlı uzun süreli değişimdir. TED يعتبر علماء النفس التعلم تغييراً طويل المدى في السلوك ومبني على الخبرة.
    Maalesef, oturmanın olumsuzlukları bu kısa süreli etkilerle sınırlı değil. TED وللأسف فإن الآثار السيئة للجلوس ليست فقط على المدى القصير
    Mesela beynin amigdala bölgesi düşünme, uzun süreli hafıza ve duygusal tepkimeleri kapsar. TED على سبيل المثال، تشارك اللوزة الدماغية في التفكير والذاكرة طويلة المدى والمعالجة العاطفية.
    Ama asıl problem yaşayanların, kurtulanların uzun süreli ve şiddetli hastalıklara sahip olması. TED لكن المشكلة الأكبر هي أن الناجين منهم ينشأون مع مشاكل صحية طويلة الأمد.
    Kısa süreli de olsa muhabbet edip keyifli dakikalar geçiriyoruz. Open Subtitles نتبادل الحديث وننسجم سوية حتى ولو كان ذلك لفترة قصيرة
    Devamlı aktivasyon teorisine göre rüyalar, beynin düzgün çalışabilmesi için sürekli hafızayı pekiştirip uzun süreli hafızalar oluşturma ihtiyacından doğar. TED نظرية التفعيل المستمر تعتقد أن أحلامك نتائج من احتياج عقلك لتعزيز وخلق الذكريات لمدة طويلة باستمرار لكي يعمل بشكل صحيح
    Doğal adrenalinindeki sık sıçramalar kan basıncı ve kalp atışı hızını uzun süreli koruyamayacak kadar yüksek seviyede tutuyor. Open Subtitles إفراز جسمه للإدريالنين بشكل متكرر يتسبب بارتفاع ضغط الدم ومعدل ضربات القلب بشكل أعلى مما سيحتمل على المدى الطويل
    Kafa karışıklığı, kısa süreli hafıza kaybı soruları cevaplamakta zorluk. Open Subtitles الارتباك ،فقدان الذاكرة على المدى القصير، صعوبة الإجابة على الأسئلة.
    Çok arkadaş kanlısı bir şekilde yaklaşmazsam alınmayın ama yakında babamla birlikte kalacağım ve vaktimi kısa süreli ilişkilerle israf etmekten hoşlanmıyorum. Open Subtitles أرجو ألا تشعروا بالإساءة إذا لم أكن ودّية لكني سأعيش مع أبي قريبًا ولا أحب حقًا إضاعة الوقت على علاقات قصيرة المدى
    Ve uzun süreli başarın hakkında ciddiysen sen de katılacaksın. Open Subtitles وإذا كنت جاد حول نجاحك على المدى الطويل، بكل تأكيد
    Rüya görevi bende. Şunları uzun süreli hatıralara ben gönderirim. Open Subtitles لدي وظيفة الأحلام، لذا سأهتم بإرسال ذلك للذاكرة طويلة المدى
    Buraya gelenlerin çoğu, daha çok uzun süreli ilişkiler peşinde. Open Subtitles العديد منهم يأتي للبحث عن شيئًا أكبر على المدى الطويل
    Onun istikrarlı uzun süreli bir gay ilişkisi olduğu sanılıyor. Open Subtitles يفترض به أن يكون في علاقة منحرفة مستقرة وطويلة الأمد
    Anıları kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe taşıyan protein sentezi engellenebilir fakat bunun için beceri ve araç-gereç gerekir. Open Subtitles إن عملية تصنيع البروتينات التي تحول الذكريات من قصيرة الأمد إلى طويلة الأمد يمكن اعتراضها ولكن هذا يتطلب معدات ومهارات
    Şimdi, tıbbi uzmanlığınıza dayanarak Teğmen Kelly'nin müvekkilime uyguladığına benzer bir darbe uzun süreli bir görme sorununa yol açar mı? Open Subtitles ،حسناً، من خلال خبرتك الطبية هل من الممكن أن تعاني من مشاكل في الرؤية بعيد الأمد بعد الإصابة برض على الرأس
    30lu yaşlarında kısa süreli evliliği var. Eski karısı Tacoma'da yaşıyor. Open Subtitles تزوج لفترة وجيزة فى سن الثلاثين زوجته السابقة تعيش فى تاكوما.
    Çok uzağa ya da uzun süreli gitmeyebilirler fakat gidecekler. Open Subtitles قد لا يكونوا اتبعدوا كثيراً أو لفترة طويلة لكنهم سيذهبون
    Kafanızın arkasını çarptığınız için kısa süreli hafıza kaybı yaşıyorsunuz. Open Subtitles إنه فقدان ذاكرة لمدة قصيرة من الضربة على مؤخرة رأسك
    Tabii ki, kısa süreli oturmak yorgun bedenlerimizin dinlenmesi ya da egzersiz sonrası toparlanma için gereklidir. TED بالطبع إن الجلوس لمدة وجيزة يساعدنا على التعافي من الضغوط أو التقاط أنفاسنا من التمارين
    Bak, vergi dairesinden ve çocuk vakfından kısa süreli borç almam gerekiyor ama senin iznin olmadan alamıyorum çünkü ikinci imza senin. Open Subtitles لا أريد إلا قرضاً قصير الأجل من حساب التقاعد ووديعة الولد لكن لا يمكنني الحصول عليه إلا بإذنك بصفتك شريكة في التوقيع
    Uzun süreli maruz kalmak çeşitli solunum sorunlarına yol açabiliyor. Open Subtitles التعرّض لها لفترات طويلة يُمكن أن تؤدّي لمشاكل تنفسيّة حادة.
    Son olarak, sporla sadece ruh hâlinde anında etkili sonuçlar değil, uzun süreli sonuçlar da alıyorsunuz. TED وأخيراً، فإن تأثيرات التمارين هذه لا تبقى لفترة ضئيلة فحسب بل تدوم طويلاً.
    Otellerde ve apartman dairelerinde uzun süreli harekat yöneteceğinizde mekana çok sayıda insan giriş çıkış yapar. Open Subtitles حيث أن الفنادق أو الشقق السكنية يتردد عليها عدد كبير من الأشخاص لذا فلا يمكن إستخدامها كقاعدة عمليات علي المدي البعيد
    Dört sehir hapishanesinde de ksa süreli cezalar çekmissiniz. Open Subtitles يقول انك ايضا قضيت فترات قصيرة في اربعة سجون
    - Kısa süreli belleği unutmayın. - Bu bir patlama yaratacak. Open Subtitles ـ لا تنس نظام التخزين المؤقت ـ هذا الأمر سيحقق نجاحاً
    süreli Spektrometreden ne öğrendiniz? Open Subtitles مالم تتعلم من مطياف المدد الزمنية? الطيف ..
    Ama o zaman bizim tanışıklığımız kısa süreli... olmayacağını hissediyordum. Open Subtitles لكن نعم في ذَلِك الوَقت أنا شَعرتُ بأنّ معرفتنا... لَمْ يُقدّر لها الإِنتِهاء هنا نحن مَا إجتمعنَا فقط للمَجيء حتى هنا
    Uzun süreli bir kuşatmaya hazırlanıyorlar. En iyi hamleleri sabırla beklemek olacaktır. Open Subtitles إنهم يخططون للمدى البعيد, وبما أننا مُصابون أفضل حركاتهم هي الصب
    Uzun süreli sandalyelere gidersiniz, çünkü artık rahatsınız. TED اذهب إلى الكراسي المخصصة للمدة الطويلة لأنك الآن مرتاح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد