Şimdi bir an duralım ve bu dört derecelik küresel ortalama sıcaklığı düşünelim. | TED | والآن، لنأخذ استراحة لمدة وجيزة ونفكر في متوسط درجات الحرارة المقدر بأربع درجات. |
Peki, Jim, Kelly, Tahminim, mevsim sıcaklığı ile güneş ışığını normalden fazla olacak. | Open Subtitles | حسناً، جيم، كيلي، التوقعات الجوية، الكثير من شروق الشمس مع درجات الحرارة الموسمية |
İyi ki Dünya'nın iç sıcaklığı dağları yukarı itmeye devam ediyor. | Open Subtitles | وهذا يحدث فقط لإن حرارة الأرض الداخلية تُجبر قارتين على التصادم. |
Ancak 1998'de bölgedeki deniz sıcaklığı yaklaşık 2 derece artış göstermiş. | Open Subtitles | ،لكن في عام 1998 ارتفعت درجات حرارة المنطقة بمعدل درجتين تقريباً |
Lşınların sıcaklığı nektar üretimini artırır ve bu polen taşıyıcıları çeker. | Open Subtitles | دفء الأشعة يزيد من سرعة إنتاج الرّحيق وهذا يسحر حبوب اللقاح |
Yüksek vücut sıcaklığı sonucu, iç organlarının iflası nedeniyle ölmüş. | Open Subtitles | توفيت من فشل الجهاز داخلي واسع النطاق بسبب ارتفاع الحرارة. |
Umarım şans yanımızda olur, çünkü,sabaha kadar hava sıcaklığı sıfır dereceye kadar düşecek. | Open Subtitles | اذا كنا من المحظوظين ستقل قبل الصباح. مع درجة الحرارة التي تصل صفر. |
Ama senin vücut ısın oradaki sıcaklığı yükseltiyor. Bu etkiyi taşımaya meyilliyim. | Open Subtitles | ولكن حرارة جسدك ترفع من درجة الحرارة إن لديّ هذا التأثير عادة |
Bu yöntemi kullanarak sıcaklığı çömleğin içine yatay olarak veriyor. | Open Subtitles | الان هو يستعمل الالة سوف تكون الحرارة من كل الجوانب |
Salı günü hava rüzgarlı ve bulutlu hafif sağanaklar görülebilir, hava sıcaklığı yükseliyor... | Open Subtitles | سوف يكون الثلاثاء غائمًا، عاصفًا، ومعتدلًا مع امطار متفرقة وارتفاع في درجات الحرارة |
Bu eldiven basınç ve sıcaklığı hisseden sensörlere sahip bu sayede kullanıcısını uyarabiliyor. | TED | يملك هذا القفاز أجهزة لاستشعار وكشف الحرارة والضغط وتنبيه مستخدمه. |
Dünya ile yaklaşık aynı boyutu ve sıcaklığı dört yüz dereceyi aşan yoğun atmosferiyle, sıvı su için çok sıcak. | Open Subtitles | بنفس حجم الأرض تقريبا و غلافه الجوي الكثيف يشهدُ درجات حرارة تتجاوز ال 400 درجة مئوية حار جداً على الماء. |
Ciğer sıcaklığı ölüm zamanının yaklaşık iki saat önce olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تشير حرارة الكبد إلى أن وقت الوفاة يعود إلى ساعتين تقريباً |
Büyüme için optimum sıcaklığı sağlamalıyız. | TED | نحتاج إلى المحافظة على درجة حرارة مثالية من أجل النمو. |
Sabit sıcaklığı koruyan bir termoregülasyon mekanizması var burada. | TED | يبدو انها لديها نظام مراقبة وضبط حراري والذي يعمل على الابقاء على درجة حرارة ثابتة |
Ve işte bu yüzden, havuz çevrenin sıcaklığı altında soğumaktadır. | TED | ونتيجةً لذلك، تبرد البركة إلى درجة أقل من درجة حرارة الأشياء المحيطة. |
O eski, tembel günler taşranın ılık, sessiz alacakaranlığı evlerden yükselen tiz, yumuşak zenci kahkahaları o günlerin altın sıcaklığı ve güvenliği. | Open Subtitles | أيام الكسل دفء الريف الجميل في الغسق وضحكات السود العالية الجميلة تاتي من بعيد |
Belkide onlar sıcaklığı algılıyor veya sesi, yada başka birşeyi. | Open Subtitles | ربما تثار بالحرارة أو بالصوت أو أي شيء آخر |
Güneşin soğuk bir günde güvertenin üzerine vurmasını izleyerek, içeriye adım atıp, oraya uzandığımda, vücudumu saran sıcaklığı hissederek. | TED | ألاحظ أن ظهر المركب تشع به شمس داخلية في يوم بارد، أخطو عليها، أمد جسدي هناك، الدفء يغمر جسدي. |
İnsan vücudunun sıcaklığı, tıbbi bir sorun oluşturmayacak seviyede 32 dereceye kadar düşebilir. | Open Subtitles | الجسم البشري قد تنخفض حرارته إلى 32 درجة قبل حدوث حالة صحيّة به |
Sana ilk dokunduğumda, sıcaklığı hissedeceksin ama nereden geldiğini anlamayacaksın. | Open Subtitles | عندما ألمسك للمرة الأولى ستشعر بالدفء و لكنك لن تعرف أين |
Dokunuşundaki sıcaklığı hissetmeyi çok az bir süre bekleyebilirdim. | Open Subtitles | استطعتُ بالكاد أن أشعر بدفء لمسته. |
Ama ben ikisini de istiyorum. sıcaklığı istiyorum ama seksiliği de istiyorum. | Open Subtitles | . لكني أريد الإثنين . أُريد الدفئ , لكن أريد أيضا الإثارة |
Miami sıcak bir dalga tarafından kavrulanırken hava sıcaklığı 32 dereceye çıktı ama iç ve dağlık bölgeler kar altında. | Open Subtitles | تستمر ميامى فى حر شديد فى موجة بلغت حدا قياسيا وصلت فيها درجة الحراره.. إلى التسعين فهرنهايت |
Tabii ki, dış çevreye eriştiği an, sıcaklığı az bir dereceye kadar artar, sonra hemen normal haline geri döner. | TED | الان طبعا، في اللحظه التي تصدم فيها بالبيئه الخارجيه، وترتفع حرارتها بجزء من الدرجه، فأنها في الحال ترجع لحالتها الطبيعيه. |
Milyarlarca erimiş partikül havayı kavurarak sıcaklığı yüzlerce dereceye yükseltti. | Open Subtitles | بلايين الجزيئات المذابة سخنت الهواء بشدة لحرارة من مئات الدرجات. |
Benim de apış aram senin kıçının sıcaklığı yüzünden sırılsıklam. Kimse iyi durumda değil. | Open Subtitles | ان قدمىّ قد أحترقوا بشده من حراره مؤخرتك , اذا لا يفوز أحدا ً |
Yani doğru besinleri, sıcaklığı, nemi ve büyüyebilmeleri için gereken bütün ortamları sağlamanız gerekiyor. | TED | لذلك، فأنت بحاجة إلى إيجاد التغذية السليمة، والدفء والرطوبة وجميع البيئات اللطيفة لجعلها تنمو. |
Beş metre arkanızda havanın yönü değişti. Ve oda sıcaklığı da hafiften değişti. | Open Subtitles | الهواء يرتفع خمسة أمتار خلفك وحرارة الغرفة تتغير قليلاً |