Dolayısıyla sınırlar, sıcaklıkları kontrol ederek enfeksiyonların ülkeye girmesini önlemenin bir yolu değildir. | TED | لذلك لا تعد الحدود بمثابة منع العدوى من دخول أي دولة عن طريق قياس درجات الحرارة. |
sıcaklıkları nasıl etkilediğini bilmiyor muyuz? | TED | الا نعلم ان تلك الغازات تؤثر على درجات الحرارة ؟ |
Ekvator yakınlarında, gündüz sıcaklıkları sıfır derece civarındadır. | Open Subtitles | بالقرب من خط الاستواء، تقارب درجات الحرارة 32 درجة فهرنهايت خلال النهار |
Yaşayan mikroplardan elde edilen kanıtlar onların en eski atalarının yüksek sıcaklıkları tercih ettiğini gösteriyor. | Open Subtitles | الأدلة من الميكروبات الحية تُوحي أنَّ أقدمَ أسلافها فضَّلت درجات الحرارة العالية. |
Gündüz sıcaklıkları, ekmek pişirmek için yeterli seviyedeydi ve bu bölge, deniz seviyesinin 1,5 km altındaydı. | Open Subtitles | درجات الحرارة نهاراً كانت ساخنة كفاية لطهو الخبز. و كانت على عمق يفوق الميل تحت مستوى البحر |
Su ve bildiğimiz yaşam için tam doğru olacak şekilde sıcaklıkları yalıtır ve düzenler ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur, bulutlar toprağın muhtaç olduğu milyarlarca ton su taşır. | TED | فهو يعزل وينظم درجات الحرارة في نطاق يمكن أن تكون ببساطة جيد للماء والحياة كما نعرفها، والوساطة بين المحيط الأزرق والسرمدية السوداء. السحب تحمل كل بلايين الأطنان من المياه التي تحتاج لها التربة. |